Suriye’de Esed ve İran varken mülteciler neden geri dönsün?

Esed, Suriyeli mültecileri şehirlerine ve köylerine dönmeye çağırdığında yurtlarından edilenlerin olumsuz ve haklı tepkileriyle karşılaştı.

HAKSÖZ HABER

Kaynak: Akhin Ahmed / Al-Monitor

Çeviri: Fatih Demir / Haksöz Haber

Esed’in Suriyeli mültecilere yönelik yaptığı memleketlerinize dönün çağrısı tepkilerle karşılandı. Yerel halkın, haklarını ihlal edip onları taciz eden İran destekli milislerin bulunduğu şehirlere kimse geri dönmek istemediği gibi bu teklifi duyanların tüyleri de ürperiyor.

Suriye'nin başkenti Şam'daki Emevi Konferans Sarayı'nda 11-12 Kasım'da düzenlenen “Suriyeli Mültecilerin Dönüşü” konulu uluslararası konferansın açılışında Esed, hükümetin Suriyelilerin dönüşü konusunda karşılaştığı zorluklardan bahsederek şunları söylemişti. "Bugün birbiriyle bağlantılı üç sorunla karşı karşıyayız: Geri dönmek isteyen milyonlarca mülteci, on yıllar boyunca inşa edilen ancak tahrip olmuş altyapı ve bazı bölgelerde pusuda yatan terör."

Aed Ghanem, Deyr ez Zor vilayetindeki Ebu Kemal şehrinde emekli bir Arapça öğretmeni. 2015'te Almanya'ya kaçtı ve IŞID’in 2014'te işgal ettiği Ebu Kemal’e dönmek istemiyor.

Suriye rejimi ve müttefiği İran destekli milis güçler 2017’de bölgenin kontrolünü ele geçirmişti.

Al-Monitor'a konuşan Ghanem, “İran şehrimi işgal etti, milisleri evimi ele geçirdi. Ayrıca, İsrail hava kuvvetleri tarafından sürekli bombalanan bölgeye nasıl dönebilirim? Orada hayat güvenli değil. Suriye hükümeti, İran'ı ve milislerini buradan çıkarmalı, böylece evlerimize dönebiliriz, dedi.

Ghanem Ebu Kemal'deki bazı akrabalarıyla hala iletişim halinde olduğunu belirterek, İranlı milislerin orada kalan sivillere karşı ciddi hak ihlallerinde bulunduğunu söyledi.

Ghanem, “Şehri terk edemeyen akrabalarımdan bazıları bana İranlı milislerin Ebu Kemal çevresindeki köylerde keyfi tutuklamalar yaptığını, tutsaklara işkence ettiklerini ve savaşçılarının ailelerini barındırmak için boş evleri ele geçirdiklerini söylediler. Bir de IŞİD'e üye olmakla suçlanan kişileri kamu önünde idama mahkûm ediyorlar.”

Eyalet başkenti Deyrizor'un güneyindeki Mayadin kentinde yer alan sulama ve tarım şirketinde eski bir mühendis olan Cemil al-Awad, dört yıl önce Mısır'a kaçtı ve İranlı savaşçılar tarafından işgal edildiği için şehrine geri dönmeyi reddediyor.

Kuzenim, halk arasında Şiiliği yayan ve muta nikâhını teşvik eden İran Devrim Muhafızları Kolordusu [IRGC] tarafından vurularak öldürüldü. Sünnilikte reddedildiği bilinen, sivillerin dünyasında ilmiği sıkan bir tür fuhuş olan bu durum yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Buna İran'ın hâkim olduğu El Mayadin, Ebu Kemal ve Deyrizor'un bazı bölgeleri ve kırsal bölgelerde kötüleşen ekonomik durumu ve güvensizlik ortamını ekleyin, kim geri dönmek ister ki!” dedi.

Deyrizor'daki gelişmeleri ele alan çevrimiçi bir dergi olan Deirezzor24, 13 Kasım'da Ebu Kemal şehrinde, İran birliklerinin “İran’ın Suriye’deki kontrolünün üçüncü yıldönümü” münasebetiyle halkı yürüyüşe zorladığını bildirdi. Kutlamalara IRGC, Lübnan Hizbullahı, Irak Kataib Hizbullahı ve Halk Seferberliği Birimlerinden liderlerin katıldığı ifade edilmişti.

İran, Suriye'ye daha fazla Şii-Afgan paralı asker getirmeye devam ediyor. 16 Kasım’da yayımlanan raporlara göre; İran geçtiğimiz birkaç gün içinde 150 Afgan savaşçı daha getirdi. Deyrizor'un doğusunda getirdiği militanlar için yeni bir kamp da kurdu.

Deyrizor gazetecisi Cemil El Şafi, Suriye'nin, İran'ın kontrolleriyle ikinci bir Irak'a dönüştüğünü ve bunun ekonomik bir çöküşle sonuçlandığını düşünüyor.

Gazeteci Şafi Al-Monitor’a verdiği demeçte, Ebu Kemal’de kötüleşen ekonomik koşullardan dolayı bazı şehir sakinlerinin mülklerini tek satın alan kişiler olan İranlılara satmaya başladığını söyleyerek, bu şehirde diğer Suriye şehirlerinde olduğu gibi İran’ın, Suriyeli gençlerin askere alınmasının önünü açtığını söyledi. Bugünlerde 40 doları geçmeyen Suriye ordusu maaşına kıyasla cazip bir maaş olan [ayda] 700 dolar maaş ödüyor.

Bazı kaynaklardan medyaya yansıyan bilgilere göre, İran’ın, kasım ayı başlarında Suriye-Irak sınırı yakınında gizli tüneller kazarak bölgeye askeri takviye yaptığı iddia edildi.

Kimliği belirlenemeyen aynı kaynaklar, İran'ın el-Hari köyünün 5 kilometre güneyindeki El-Al çölündeki Jassem al-Khanafar Dağı yakınlarındaki bir alanda da gece saatlerinde iş makineleri kullanarak hendek ve tünel kazdığını iddia etti. Yine iddialara göre İran’ın bir su kuyusu kazdığını ve bölgedeki konuşlanmasına hizmet etmesi için prefabrik yapıları bölgeye getirdiği belirtildi. 

İran meselelerinde uzmanlaşan Kemal Atta, İran'ın sömürge planlarının sivillerin ve bölgenin geleceği için bir tehdit unsuru oluşturduğunu söyledi.

Atta, Al-Monitor'a yaptığı açıklamada, “Suriye'nin güneydoğusundaki El Mayadin, Deyrizor ve Ebu Kemal gibi İran işgali altındaki şehir ve kasabalarda yeni eğitim kamplarının kurulması ve Afgan paralı askerlerinin konuşlandırılması, özellikle de İran'ın şehirlerdeki ve Suriye çölündeki şüpheli hareketleri göz önüne alındığında ortaya çıkan kaosu gözler önüne seriyor” dedi.  Atta ayrıca, “İran -Suriye'nin geleceği için hiçbir faydası olmayan bir demografik değişim yaratma çabasıyla- getirdiği militan ve aileleri, yerinden edilmiş Suriyelilerin ve mültecilerin evlerine yerleştirmeye devam ediyor” dedi.   

Kemal Atta, “İran’ın kampları, periyodik olarak ‘büyük olasılıkla’ İsrail kuvvetleri tarafından hava saldırılarına maruz kalıyor. Bu duruma Suriye savaşının birçok Suriye kentini, kasabasını ve evini yok ettiğini de ekleyin. Esed, mültecileri geri dönmeye çağırmadan önce savaşı sona erdirmeli, yabancı güçleri sürmeli ve Suriye'yi yeniden inşa etmelidir” dedi.

Çeviri Haberleri

Amsterdam'daki saldırının Yahudilikle ve antisemitizmle alakası yok!
Trump'ın gelişi Filistin meselesinde neyi değiştirecek?
Trump neyi başararak seçimleri kazandı?
Demokrat Parti neden kaybetti?
10 yaşındaki Raşa'nın vasiyeti: Lütfen benim için ağlamayın...