Suriye’de Bilinmeyen Kadın İntiharları

Esed güçleri tarafından tecavüze uğrayan ve hamile kalan Müslüman kadınlar, çareyi intiharda buluyor.

STAR, Suriye’deki ‘gizli kadın katliamının’ipuçlarını Lübnan-Suriye sınırında yakaladı. Tecavüze uğrayan ve hamile kalan Müslüman kadınlar, çareyi intiharda buluyor. Sosyal yardım çalışanı Lama Slayhi’nin anlattıkları kan dondurucu.

Haber: Ardan Zentürk

İstanbul gibi bir metropolün günlük yaşam koşturmacasından sıyrılıp Lübnan-Suriye sınırına ulaştığınızda, genç ama yüreği insan sevgisi dolu Lama Slayhi ile karşılaşmak insanı yaşama dair bütün olumlu değerlere bir kez daha bağlıyor...

Lama Slayhi, Lübnanlı genç bir sosyal gönüllü. Daha doğrusu, İnsani Yardım İçin Kitaf Kurumu isimli bir hayır kurumu için çalışan genç bir kadın. Lübnan’ın kuzeyinde, Suriye sınırına yalnız 20 dakika mesafedeki Akkar kentinde, bu ülkeye gelen Suriyeli mültecilere yardım etmek için çırpınıyor. Özellikle bugün 20.45’te 24 ekrarnına gelecek OLAY YERİ’nde de vereceğimiz söyleşi sırasında Suriyeli mülteci kadınlardan aktardıkları kan dondurucu, dehşet ifadeler...

Bugüne kadar gerek Türkiye gerek Lübnan sınırında görüştüğüm Suriyeli mültecilerden, bu ülkenin Sünni Müslüman nüfusunun yaşadığı bölgelerde sürüp giden korkunç katliamların birinci dereceden şahitliklerini yakalama fırsatım oldu. Fakat Lama Slayhi’nin daha ben sormadan anlattıkları, yaşanılanların bir katliamın ötesinde, özellikle Müslüman kadınları derinden yaralayan ve “dünyanın gözünden kaçan gizli bir kadın katliamı” boyutu olduğunu ortaya koydu:

“Suriye’den Lübnan’a kaçmayı başaran kadınlar ile yaptığımız görüşmelerde, katliam bölgelerinde aynı zamanda tecavüzlerin de bir çeşit cezalandırma metodu olarak gerçekleştirildiğini anlıyoruz” diye başladı söze...

Doktor başta karşı çıkıyor...

“Son olarak bir kadın eşi ve çocuklarıyla birlikte Lübnan’a sığındı. Kendisiyle yaptığım görüşmede bana tecavüze uğradığını, bunun sonucunda hamile kaldığını ve bu çocuktan kurtulmak için bazı haplar kullandığını söyledi, kendisini derhal doktora götürdüm...”

“Doktor, kadının çocuktan kurtulmaya çalışması karşısında önce öfkelendi. ‘İslamiyette haram bir iş bu, bir Müslüman kadın olarak nasıl böyle bir şeye kalkışır’ diye bağırdı. Ben doktora durumu anlattım. Eşi de yanımıza geldi. Doktora, karısını sevdiğini, saygı duyduğunu, birlikte yaşamakta kararlı olduğunu fakat bu çocuğun asla doğmaması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine doktor gerekeni yaptı. Hem kadını kurtardık hem de aileyi...”

Lama Slayhi’nin anlattıklarına göre, Suriyeli Müslüman kadınların büyük çoğunluğu, geleneklerin ve kişisel ahlaki değerlerinin kurbanı oluyorlar... “Suriye’de tecavüze uğrayıp, üstelik hamile kalan kadınların büyük çoğunluğunun çaresizlik içinde intiharı seçtiklerini biliyoruz... Tanıklar durumu böyle aktarıyor...Müslüman kadın bu tür bir eziyeti kaldıramıyor, çevresine karşı kendini mahçup ve kirlenmiş hissediyor.. Böyle bir durumda da canına kıymayı tercih ediyor. Bu tür vakaların yaygın olduğu ve çok sayıda kadının intihar ettiğini biliyoruz.” Lübnan, Suriye ile olan çok hassas ilişkileri nedeniyle sınırları mültecilere açmış değil. 21 bin mülteci kaçak değerlendiriliyor. Lübnan devletinden destek almıyorlar, akrabalarının yanına veya hayır kurumlarının kendileri için buldukları evlere yerleşiyorlar. Sivil Toplum Kuruluşları (STK) bu insanlara düzenli olarak gıda yardımı yapıyor, bölgedeki özel hastanelerde bakımlarını sağlıyorlar.

Akkar’da bir mülteci yardımı dağıtım bölgesinde görüştüğümüz Suriyeliler’in anlattıkları, Hatay’da dinlediklerimizden farklı değildi. Hepsi, korkunç katliamları yaşamış, canını zor kurtarmış insanlar ve bir ordunun sivil yerleşim birimlerine saldırısının ne olduğunu en iyi aktaran tanıklar olarak çıktılar karşımıza...

STAR

Suriye Haberleri

Ahmed el-Şaraa: Türkiye her zaman Suriye'nin yanında yer aldı, bunu unutmayacağız
Hakan Fidan: Doğru tarafta yer almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye devrim lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü
İşgalci Çin’den Suriye’nin yeni yönetimine Uygur küstahlığı
Suriye'de 14 yıl sonra köyüne kavuşan Semir Akça evini mayınlarla çevrili buldu