Suriye'de elektrik veakaryakıt sıkıntısının artmasıyla yaşam şartları zorlaşırken, soğuk havadan özellikle çocuklar olumsuz etkileniyor.
Çatışmaların yaşandığı bölgelerden kaçarak yerleştikleri daha güvenli yerlerde hayatta kalma mücadelesi veren Suriyeli ailelerin, ağır kış şartlarına bağlı olarak çocuklarını kaybetmesi ülkede yaşanan dramı gözler önüne seriyor.
Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak muhaliflerin kontrolündeki Türkiye sınırındaki Rakka kentine bağlı Tel Abyad ilçesine sığınan Suriyeli aileler, gıda ihtiyacının yanında elektriklerin sık sık kesilmesi ve akaryakıtsıkıntısı nedeniyle zor günler yaşıyor. İç çatışmaların uzun sürmesi, hayat şartlarının gittikçe ağırlaştığı Suriye'de yaşanan akaryakıt fiyatını da etkiliyor.
Çocuklar soğuktan donarak ölüyor
Tel Abyad Ehlel Esher Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Dede, Türkiye ve körfez ülkelerinden gelen yardımları zor şartlardaki ailelere dağıttıklarını, özellikle gıda ve ekmek ihtiyacını karşılamaya çalıştıklarını söyledi.
Suriye'de elektrik veakaryakıt sıkıntısının her geçen gün arttığını ifade eden Dede, aldıkları son bilgilere göre Suriye'de 16 çocuğun donarak hayatını kaybettiğini belirtti.
Rejim güçlerinin elektrik tesislerinin büyük bölümünü bombalaması nedeniyle yaşanan sıkıntının daha da arttığını dile getiren Dede, Türkiye'den gönderilen yaklaşık 15 bin sünger ve battaniyeyi ailelere dağıttıklarını sözlerine ekledi.
50 bin çocuk donma tehdidi altında
Öte yandan, Suriye'deki iç savaştan kaçarak güvenli gördükleri Türkiye sınırındaki yakın bölgelerde kurdukları çadırlarda yaşayan 200 bini aşkın Suriyelinin, soğuk hava nedeniyle zor günler yaşadığı bildirildi.
İç savaşın devam ettiği Suriye'de ülkenin iç kesimlerinden kaçarak güvenli gördükleri Türkiye sınırına yakın bölgelerde kendi imkanlarıyla kurdukları derme çatma çadırlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışan Suriyeliler, yardım kuruluşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalışıyor. Açlık, soğuk ve salgın hastalıklarla da mücadele etmek zorunda kalan Suriyeliler, kendilerine uzanacak yardım eli bekliyor.
İHH İnsani Yardım Vakfı Suriye Çalışmaları Hatay Ofisi basın danışmanı Burak Karacaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, havaların soğumasıyla ısıtma imkanı olmayan çadırlarda kalan Suriyelilerin, hayatlarının günden güne daha da zorlaştığını söyledi.
Havaların soğuması ve kar yağışıyla çadırlarda dünyaya gelen bebeklerin ve çocukların donma tehlikesi yaşadığını belirten Karacaoğlu, şöyle konuştu:
"Ülkenin iç kesimlerinden kaçan Suriyeliler, Türkiye sınırı yakınlarında 23 kampta kendi imkanlarıyla kurdukları çadırlarda barınmaya çalışıyor. Kış şartları şiddetini giderek artırıyor. Suriye'nin değişik bölgelerinden gelen 200 bini aşkınSuriye vatandaşının kaldıkları çadırlarda durum çok kötü. Bu durumdan en çok etkilenenlerin başında bebekler ve çocuklar geliyor. Havaların soğumasıyla birlikte Suriyeliler çok zor durumda. Çadırlarda yaşayan 50 bini aşkın çocuk, donma tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye sınırına yakın bölgelerde oluşturulan çadır kentlerde çocuklar salgın hastalıklarla boğuşuyor."
Güvenli görüldüğü gerekçesiyle Türkiye sınırına yakın bölgelere Suriye'nin iç taraflarından her gün yeni ailelerin geldiğini aktaran Karacaoğlu, yapılan yardımların yetersiz kaldığını kaydetti.
Çadırlarda barınan Suriyelilere düzenli şekilde destek sağlanamadığını vurgulayan Karacaoğlu, sınırın diğer tarafında durumun her geçen gün içler acısı hale geldiğini sözlerine ekledi.
Erbil'de yaşam her geçen gün zorlaşıyor
Suriye'deki iç savaş ve açlık nedeniyle Erbil'deki kamplara yerleştirilen sığınmacıların, hayatı her geçen gün daha da zorlaşıyor. Kışın gelmesiyle etkili olan yağmurda su altında kalan çadırlarda yaşam mücadelesi veren Suriyeli sığınmacılar, hastalıklarla boğuşuyor.
Ağustos ayında Suriye'de etkisini arttıran savaş ve açlık korkusu nedeniyle binlerce insan evlerini terk ederek Erbil'e 10 kilometre uzaklıktaki Kevırgosık kampına yerleştirildi. Yazın sıcak günlerini çadırlarda geçiren aileler, şimdi de zorlu kış şartlarıyla baş etmeye çalışıyor.
Suriyeli sığınmacılar, her geçen gün şiddetini arttıran soğuk ve yağmurdan dolayı hastalık başta olmak üzere birçok sorunla boğuşuyor. Yağmur yağdığı sırada sular altında kalan çadırlarda çocuklarıyla hayatta tutmaya çalışan annelerin çaresizliği görenlerin yüreğini burkuyor. Sığınmacı aileler, kendilerine dağıtılan gaz sobalarıyla dondurucu soğukları atlatmaya çalışıyor. Yeterli beslenememekten zayıf düşen, solgun yüzlü, yalın ayak çocuklar ise olup bitenlere aldırmadan yollarda oyun oynuyor.
Edinilen bilgilere göre özellikle küçük çocuklar, soğuk algınlığı, grip, nezle ve zattüre bili hastalıkla çok çabuk yenik düşüyorlar. Kampta, Sınır Tanımayan Doktorların görev yaptığı konteyner hastanelere gidenlerin yüzde 80'nini çocuklar oluşturuyor. Konteyner hastanelerde sığınmacılar kontrol edilerek ilaç veriliyor ancak tedavi yöntemlerine tepki gösteriliyor. Bazı anneler daha birkaç aylık bebeklere hap verilmesine isyan ediyorlar.
''Suriye'de öldürülseydim daha iyiydi''
Bir çadırda tek başına yaşayan 70 yaşındaki Azize İbrahim, daha önce böbreklerindeki rahatsızlıktan dolayı ameliyat geçirdiğini belirterek, "bizlere iyi bakmıyorlar. Rahatsızlıklarımıza yenileri ekleniyor" dedi.
IKBY hükümetinin kendilerine yiyecek, giyecek konusunda yardım ettiğini belirten Azize İbrahim, geceleri şiddetli soğuktan korunmanın güç olduğunu kaydetti.
Kışın başlamasıyla kendilerine gaz sobasının dağıtıldığını, ancak soğuklara karşı yetersiz kaldığını ifade eden İbrahim, sözlerini şöyle sürdürdü.
''Hükümet yetkilileri ellerinden geleni yapmaya çalışıyor. Soba dağıtıldı ancak yeterli gaz verilmiyor. İlaçlarımı bulamıyorum. Böbreklerimdeki ağrılar için burada ve Erbil'de doktora gittim ama fayda etmedi. Benim kaldığım çadır çeşme ve tuvalete çok uzak. Yağmur yağdığı zaman oluşan çamurda zorlukla yürüyerek ulaşabiliyorum. Ulaşana kadar düşüp ayağımın kırılmasından korkuyorum. Çok zorluk çekiyoruz. Yağmur yağınca çadırlarımızı su basıyor. Küçük bebekler özellikle soğuklardan dolayı çok zorluk çekiyor. Böyle olduğunu bilseydim gelmezdim. Suriye'de öldürülseydim daha iyiydi.''
AA muhabirinin 'evinize dönmek istiyor musunuz?' sorusuna Azize İbrahim gözyaşı dökerek, ''Artık savaş bitisin evimize dönelim. Evimizde yaşamak ya da ölmek her şeyden güzeldir. Zor günler geçiriyoruz. Allah yardımcımız olsun" sözleriyle cevap verdi.
''Beşar Esed düşmeden dönemeyiz''
Kampta doğan kızına ''Hewler''(Erbil) ismini veren anne Sosen Ahmet (50), bebeğiyle çadırda çok zor günler geçirdiğini, doğduğu günden beri hastalıkla mücadele ettiğini söyledi.
Bebeğinin yaz günlerinde sıcaktan, kışın gelmesiyle soğuktan dolayı sürekli hastalık geçirdiğini dile getiren Ahmet, şöyle devam etti:
''Çocuğumun burada doğması birçok zorluğu beraberinde getirdi. Aslında bize çok yardım ediyorlar. Allah razı olsun. Ama çadırların içerisinde soğuk hava ve hastalıklarla savaşıyoruz. Bebeğimi kamptaki hastaneye götürdüm. Hap verdiler. Ben de bebeğe hapları içirmedim. Geçen gün kampta bir bebek hayatını kaybetti. Kızıma ilaç vermekten korkuyorum ne yapacağımı bilemiyorum. Beşar Esed düşmeden dönemeyiz. Ne yapacağımız ve nasıl yaşayacağımız konusunda şaşkınız''
AA