Nedir bu Arapların Müslümanlardan çektiği, yıllardır Türkiye’de bazı çevreler Arap düşmanlığı yaptı durdu. Bu defa Türkiye’de özellikle muhafazakar sağcı gazeteciler ve televizyoncu arkadaşlar Arap devrimlerine karşı anlamsız bir kompleks ve kibir içersine girdiler. Devrimlerin arkasında İngiliz, Fransız, ABD, Ürdün ve Suudi Arabistan’ın silahlı çetelerinin varlığından dem vuruyorlar. Orhan Pamuk kadar algılayamadılar Arap devrimlerini.
40 yıldır Fransız İngiliz ABD desteği ile diktatörlüklerini sürdüren zalim yöneticiler yeni nesil Arap gençliği tarafından diktatörlükleri devrilirken, özellikle sağcı muhafazakar yazarlarımızın kafaları karıştı. Olayları algılamakta zorluk çekiyorlar. Bu arkadaşlar merak ediyorlar, giden zalimlerin yerine kimin geleceğini. Bu devrimleri birden bire kim böyle organize etti, bu gençler bugüne kadar nerde idi?! Bunların arkasında kesin batılılar varmış. Arap halkı kendi başına bir şey yapamaz telaşı içine düştüler. Sayın Cumhurbaşkanı Gül geçtiğimiz hafta Tahrir meydanında etkin olan genç aktivistleri Türkiye’de misafir etti ve onları kutladı.
Sayın Başbakan ise Beşşar ailesine işkence ve ölüm videolarının gayri insani olduğunu buna sessiz kalamayacağını ifade etti. Tunus da başlayan Mısır, Yemen, Bahreyn, Libya ve Suriye de devam eden isyanların üzerinden 6 ay geçiyor. Türkiye’de özellikle muhafazakar gazeteci ve TV yorumcusu arkadaşlardan kaç tanesi merak edip de Tunus’a, Yemen’e, Libya’ya, Mısır’a gitti? İstanbul’dan batılı yazarların çevirileri ile yorum yazarak TV programlarında Arap isyanlarına duydukları şüphe ile okurlarının kafalarını karıştırmaya devam ediyorlar.
40 gün Ortadoğu topraklarında bulunmamış. 40 tane Arap genci, siyasetçisi, işçisi, din adamı ile oturup 40 dakika sohbet etmemiş olan bu insanlar, sıkılmadan TV ve gazete köşelerinden eksik ve yanlış bilgiler sunmaya devam ediyorlar. TRT Arap kanalı, İslam dünyası için beklenen başarılı yayını bir türlü yakalayamadı, çok eleştiri aldı. Suriye’de 4 ayda 30.000 yaralı, 1500 ölü, 3000 kayıp, 10.000 gözaltı ve 12.000 göç yaşandı. Dünya medyası hâlâ Suriye’ye giremiyor. Suriye asıllı ve Baas partisi sempatizanı Hüsnü Mahalli, TRT Arap kanalında her hafta program yapıyor. Hüsnü bey 3 aydır ‘olayların çok büyütüldüğünü, Şam’da hayatın çok sakin olduğunu, ölümlerin abartıldığını, olayların arkasında Ürdün ve Suudlu çetelerin işi’ olduğunu resmi TRT Arap kanalında söylemesi, bizleri ve Suriyeli kardeşlerimizi çok üzdü.
Ara sıra hükümete yakınlığı ile tanınan 24 kanal ve TV net’e sürekli bağlanarak, ‘Türkiye’nin Kürt sorunu var. Evi camdan olan başkasının camına taş atmasın’ uyarısını yapacak kadar da cesur davranıyor. Müslüman Suriye halkının işkencelerle kanının akıtıldığını aylardır internet görüntülerinde izliyoruz. Fakat sağcı muhafazakar, yazar ve TV programcılarını anlayamıyoruz.
Şam kaynaklı haberler ve oryantalist Ortadoğu muhabirlerinin emeği üzerinden devrimleri sözde yorumlamaya çalışarak bölge halkına saygısızlık etmektedirler. Sayın İbrahim Karagül’ün hâlâ katledenler değil de katliama uğrayan Müslüman Suriye halkına akıl vermeye kalkmasını şaşkınlık ve sabırla takip ediyoruz. Arap isyanlarını anlamakta zorluk çekenler, Ortadoğu’ya yakınlaşmalılar. Akıl, cesaret, uyanış, hikmet, vicdan ve ahlak gibi olguları Arap halkına çok görüyorlar. Ortadoğu’daki değişim; Endülüs medeniyetinin, Arap Rönesansı’nın habercisidir. Tarih tekerrür edecektir. Suriye’de yaşanan tecavüzler, tarlaların ateşe verilmesi, hamile kadınların dövülmesi, çocukların katledilmesi, 1992 Bosna ve 2008 Gazze’sine ne kadar da benziyor.
Bölgede ve Suriye’de ne olup bittiğini anlamak isteyenler arkadaşlar, sayın Abdullah Gül’den, Sayın Davutoğlu’ndan alacakları çok ders var anlaşılan. Hüsnü Mahalli’nin Müslüman mahallesinde salyangoz satması çok acı verici bir durumdur. Suriye’de kardeşlerimiz katledilirken, Hüsnü Mahalli gibi profesyonel dezenformasyoncu, Baas aşığı bir insanı vergilerimizle desteklediğimiz TRT Arap kanalında görmek istemiyoruz. Allah’tan sayın Başbakan konuşmaya başladı.
YENİ AKİT