Bu isimler arasında birçok gazeteci, köşe yazarı, siyasetçi ve akademisyen bulunuyor.
Suriye'de olayların başladığı 2011 yılında 'vicdan ve insan hakları' ekseninde kurulan söylemler, zaman geçtikçe daha farklı dinamiklere doğru evrildi.
Suriye savaşı
Beşar Esed rejimi ve askeri güçleri, halkın 2011 yılında reform ve özgürlük talebiyle başlattığı barışçıl gösterileri şiddet ve silah kullanma yoluyla bastırma yoluna başvurmuştu.
Gösterilerin ilk aylarında rejim, silahsız ve tamamı sivil olan savunmasız göstericilerden yüzlercesini öldürdü.
Rejim karşıtı gösterilere katılan binlerce erkek, kadın ve çocuk rejimin kolluk kuvvetleri tarafından alıkonularak bilinmeyen yerlere götürüldü. İlerleyen dönemlerde, alıkonulan bu kişilerin işkence merkezlerine götürülerek sistematik tecavüzlere ve ağır insan hakları ihlallerine maruz bırakıldığı ortaya çıkacaktı.
Rejimin silah ve güç kullanarak şiddetle bastırmaya çalıştığı gösterilerde yüzlerce sivilin ölmesi, barışçıl olarak reform talebinde bulunan göstericileri, kendilerini savunmak amacıyla silahlı bir yöntem izlemeye sevk etti.
Sonraki süreçte ise bu savunma yerini silahlı bir devrim hareketine bırakacaktı.
Söylemin evrilmesi
Bu süreç içerisinde Türkiye'de medyatik isimler ve bazı akademisyenler, Beşar Esed'in bir 'diktatör' olduğunu ve bu diktatörlüğün sona ermesi gerektiğini savunup göstericileri desteklerken, bu tutum zamanla yerini 'Esed fanatizmine' varan boyutlarda bir rejim savunuculuğuna bıraktı.
Söylemin bu şekilde evrilmesinin sebebi olarak özellikle, Suriye halkının değişim taleplerinin temelindeki İslami referansların daha belirgin hale gelmesi gösteriliyor.
Söz konusu tutum paralelinde, Esed rejimi tarafından işlenen sistematik savaş suçlarını gözardı eden ve Esed rejiminin savaş suçu işlemediğini öne süren bir anlayış gelişti.
Bu çalışmada, Türk medyasında ön planda olan popüler isimlerin söylem değişikliklerine örnek teşkil etmesi için, Suriye savaşının başladığı dönemde sosyal medya platformlarında yaptıkları paylaşımların ekran görüntülerine yer verilmiştir.
Bu çalışmadaki amaç, söz konusu söylem değişikliklerinin ideolojik ve sosyolojik arkaplanına ışık tutmaktır.
Kaynak: Mepanews