HAKSÖZ-HABER
Geçtiğimiz hafta BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’a Şam’dan gönderilen mektupta Suriye rejimi, Türkiye’yi “topraklarında el-Kaide ve Nusra Cephesi adlı örgütlerle birlikte diğer terörist örgütlerin de barınmasına, ihtiyaçlarını temin etmesine ve silahlanmasına ve yine bu grupların silahlı biçimde Suriye’ye girmelerine destek” olduğunu iddia ederek şikayet etti.
Washington’da bulunan American Enterprise Enstitüsü adlı kuruluşta görevli eski Pentogon çalışanlarından Michael Rubin konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Suriye hükümetiyle aynı safta yer almaktan nefret ederim fakat bu kez suçlamalarında haklılar” dedi. “Her türlü uluslararası standarta göre, Türkiye sadece Hamas’a verdiği destekle değil, Kaide uzantılarına ve Nusret Cephesine verdiği destekle de teröre devlet desteği sunan bir ülke” diye konuştu.
Geçtiğimiz hafta Türkiye-AB Ortak Parlamento Komisyonunda Nusret Cephesinin tanımlanması ile ilgili bir tartışmaya cevaben Ahmet Davutoğlu “Türkiye açısından, cihad kutsal bir kavramdır. Bu kavramı neo-conlar ve ABD’deki İsrail yanlıları gbi karalama amaçlı kullanmayalım” şeklinde bir çıkışta bulunmuştu.
Öte yandan İran hükümetinin İngilizce yayın yapan kanalı Press TV, bugün yaptığı bir haberde Türk vatandaşlarının uyuşturucu çekip sınırı geçerek Esed güçlerine karşı saldırdıklarını ve isyancı gruplara Türkiye’den silah akışının düzenli biçimde devam ettiğini bildirdi.
Jerusalem Post'taki habere göre Rubin, “İdeoloji geri planda kalıyor. Türkiye sınır bölgesini PYD gibi laik Kürtlerin kontrol etmesindense el-Kaide uzantılarını tercih edebilir." diyor.