Haksöz Haber
Rejim güçleri 10 Nisan’dan bu yana muhaliflerin kontrolündeki bölgelere yönelik hava saldırılarını şiddetlendirmiş durumda. Bu saldırı kampanyasının sadece son 5 günlük bilançosunda 89 sivil can kaybı var. Bunların 22’si çocuk ve 11’i ise kadın. Saldırıların türü değişebiliyor. Genellikle helikopterlerden atılan varil bombaları yanında, savaş uçaklarından, çoğunlukla geceleri ateşlenen ve ağır tahribata yol açan füzeler de kullanılmakta.
Varil bombaları basit ve masrafsız. Rejim bunları kendi üretiyor. İnsanların sürekli bakışlarını gökyüzüne çevirdiklerine şahit oluyorsunuz. Yaklaşık 4 kilometrelik bir mesafeden bir anda helikopterler yaklaşıyor ve insanlar kaçışırken ortalık toza dumana bulanıyor. Bu manzara günlük hayatın bir parçası adeta.
Varil bombası kampanyası 2013’ün sonunda başlamıştı. Bu şekilde rejim muhaliflerin kontrolündeki yerleşim birimlerini hayalet şehirlere çevirmeyi hedefledi. 18 Aralık 2013’ten 19 Mart 2014’e kadar ki süreçte yapılan bir araştırma 571’i çocuk olmak üzere 2049 sivilin katledildiğini ortaya koyuyor. Kışın bombardıman kampanyasının hava şartları nedeniyle zorlaşması neticesinde muhaliflerin ilerleyişi artmış ve şehirlerde hayat kısmen normale dönmüştü.
Bugünlerde kabus tekrar başladı. 11 Nisan’da Maadi mahallesinde bir sebze pazarını hedef alan varil bombası 23 kişinin ölümüne ve yüzlerce kişinin de yaralanmasına yol açtı. Ertesi gün savaş uçakları Saad el-Ensari okulunu bombaladı. Kamera görüntüleri başları kopmuş kadın öğretmenlerin, çığlıklar atan annelerin, arabasının içinde cayır cayır yanan bir adamın görüntülerini yansıtıyordu. Burada da 11 sivil can verdi.
İbadethaneler, meydanlar, evler her yer hedef alınmakta. Rejimin savunucuları bu kıyımdan ötürü asla utanç duymuyorlar. Rejimin medyadaki ünlü isimlerinden Talib İbrahim Al-Arabi televizyonunda kendisine yöneltilen bir soruya cevaben “Rejim güç kullanımını sınırlıyor. Daha onlar bir şey görmüş değil. Keşke nükleer silah kullansak!” diyebiliyordu.
Rejimin baş müftüsü Ahmed Hasssun da es-Sema televizyonuna verdiği demeçte “Umarım Halep’te güçlerimize ateş açılan her yeri Suriye ordusu haritadan siler” diyordu.
Sivil savunma timleri bombalanan bölgelerde oradan ortaya koşuşturmakta. Halep’teki timlerden sorumlu Baybars Meşal uçakların aynı anda dört beş yeri birden vurduğuna, bu yüzden birimlerini bölmek zorunda kaldıklarına ve ekipman yetersizliğine dikkat çekiyor.
Sivil savunma merkezleri de bombardımandan azade değil. 14 Nisan’da rejimin uçaklarınca doğrudan hedef alındılar. Çok şükür personel zarar görmedi ama merkezde büyük hasar oluştu.
Muhaliflerin hakim olduğu bölgelerde yaşayan siviller rejimin hava saldırıları karşısında çaresizler. Ancak hava kötü olduğunda biraz rahat nefes alabiliyorlar. Ne muhaliflerin ellerindeki silahlar, ne de Türkiye ve Fransa’nın uçuşa yasak bölge vaadi kendilerini korumaya yetmiyor. Ve katliam aralıksız sürüyor.
(Muhammed el-Hatib, Monitor 28 Nisan 2015) Çeviren: Hasan Soylu