Suriye İntifadasına Trabzon’dan Bin Selam

Trabzon Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu, 3. yılına giren Suriye intifadası için bir basın açıklaması tertipledi.

Trabzon’da aralarında İlim Yolcuları Derneği, İHH, Memur-Sen ve Özgür-Der ‘in bulunduğu Suriye Halkı ile Dayanışma Platformu,  direnişin 3. Yılı münasebeti ile bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Eylemde ‘Suriye İslami Direnişle Özgürleşecek!’’Ümmetin Kalbi Suriye de Atıyor’,’Baas’ın Safında Olanlar Ümmetin Safında Olamaz’,’Sessiz Kalmak Baas’ın Suçuna Ortak Olmak Demektir’  dövizleri taşınırken,’Suriye Devrimi 3.Yılında, Ya Şehadet Ya Zafer!’ pankartı açıldı. Basın Açıklaması Saadettin Cinemre hocamızın Nisa Suresinin 73-76.ayetleri okumasıyla başladı.

‘ihvani Muslimin ve Hasan El Benna’ konulu konferans için Trabzon’da bulunan Haksöz Dergisi Yazarı Bahadır Kurbanoğlu bir konuşma yaptı. Kurbanoğlu, ‘Suriye’nin Müslüman halkı, 2 yıl önce Mart 2011’de, 40 yıldır zulmü altında ezilmekte olduğu zalim ve katil Baas diktatörlüğüne karşı kıyama kalkmış ve geçen 2 yıllık süreç içinde yaklaşık 70 bin şehit vermiş, bir milyon civarında kişi komşu memleketlere sığınmak zorunda kalmış, çok büyük acılara ve zulümlere uğratılmıştır’ dedi.

Dün Halepçe Katliamının yıldönümü olduğunu söyleyen Kurbanoğlu, Baas anlayışının dün Irak’ta bugün de Suriye’de değişmeyen karakter arz ettiğini söyledi. Suriye’de direnişe dualarımızla, yardımlarımızla destek olduğumuz gibi en önemli katkının silah yardımı olması gerektiğinin altını çizdi.

Basın açıklamasında Akçaabat İlim Yolcuları Derneği Başkanı Selman Demirci, Sinan Ceran’ın Suriye Direnişe ithafen yazdığı ‘İsyan Gazeli’ adlı şiiri okudu.

Basın Metnini okuyan Eynesil Özgür-Der Başkanı Şükrü Uzun, Yanı başımızda yaşanan vahşeti kabullenmediğimizi, zalimi lanetlemekten vazgeçmediğimizi ilan etmek için meydanlarda Suriye direnişinin sesinin yükseltilmesinin görevimiz olduğunu, duyduklarımız, gördüklerimiz karşısında hiçbir şey olmamış gibi davranma ayıbına, onursuzluğuna razı olmamamız gerektiğini söyledi.

Basın Açıklaması KTÜ Hür Gençlik Hareketi sözcüsü Bahadır Bayram’ın ‘Bizi İslam’ın İzzeti ve Zaferiyle Kuşat!’ adlı dua metnini okumasıyla sona erdi.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

3.YILINDA İNTİFADA MEŞALESİNİ DİRİ TUTAN SURİYE HALKINA SELAM OLSUN

Selam olsun Şam’a, Selam olsun Haleb’e, İdlib’e, Humus’a, Hama’ya Lazkiye’ye, iki yıldır her türlü zulme, işkenceye, katliama karşı bize Allah yeter, Allahtan başka kimseden yardım istemeyen Suriyeli kardeşlerimize binlerce kez selam olsun.

Yarım asra yakındır Baas zulmü ve kuşatması altında olan Suriye halkı, 2011 Mart’ından bu yana topyekûn bir katliam politikası ile yüz yüze. 1980 yılında binlerce Hama’lı Müslüman’ı katleden Baasçı Esed diktatörlüğü bugün aynı zulmü artırarak devam ettiriyor. Yıllarca İsrail’e karşı mücadele ettiği yalanıyla bölge halklarını yanında tutmaya çalışan Esed diktatörlüğü bugüne kadar İsrail’in yaptığı zulümler karşısında bir mermi dahi atmamış ancak halkına karşı katliamı alışkanlık haline getirmiştir. “Ortadoğu İntifadasıyla” birlikte zulme karşı ayağa kalkan insanlara karşı tam iki yıldır akıl almaz zulümler icra eden Esed diktatörlüğü işlediği insanlık suçlarına her gün bir yenisini ekliyor. Rejim güçlerince gerçekleştirilen saldırılar neticesinde bugüne kadar yaklaşık 70.000 insanın can verdiği Suriye’de kitlesel tutuklamalar ve kayıplara ek olarak 2 Milyona yakın insan, işkence ve ölüm korkusuyla ülkelerini terk etmiş durumda. Ürdün, Lübnan ve Türkiye sınırına kaçabilen sığınmacılar buralarda türlü zorluklarla hayatlarını sürdürmeye çabalıyorlar. Ayrıca bu süreçte 137 bin insan yaralandı, 230 binden fazla insan tutuklandı ve 80 binden fazla insandan haber alınamıyor. Suriye’de yaşanan bu insanlık dramını ise tüm dünya boş gözlerle seyrederken, Baas çetesi her geçen gün katliamın boyutunu artırıyor.

Bu akıl almaz zulme, işkenceye ve katliamlara rağmen Suriye’nin onurlu çocukları her türlü imkânsızlık ve kuşatılmışlık içerisinde “İntifada Meşalesini” diri tutmaktadır. “Allah’ım senden başka kimsemiz yok” diye feryat eden ve canlarıyla, mallarıyla Allah için mücadele eden kardeşlerimizin bu onurlu mücadeleleri karşısında bir vücudun azaları gibi olması gereken biz Müslümanların birçoğu ise ne yazık ki Suriyeli kardeşlerinin feryatlarını duyma, acılarını paylaşma hususunda zaaf içerisindeler.

Suriye direnişine Batının sessiz kalması onlardaki haçlı ruhuna ve emperyalist emellerine bağlı olabilir. Ancak İslam dünyasının sessizliği anlaşılır ve kabul edilebilir gibi değildir. İslam ülkelerindeki Batı güdümlü yöneticilerin zelil durumu tarihin kirli sayfalarında yerini alacaktır. Ancak dünyanın bu ölüm sessizliğine rağmen Suriye’deki savaş ümmetin imtihanı olmaya devam ediyor. Zulme karşı ayağa kalkan insanlara karşı tam iki yıldır akıl almaz zulümler icra eden Esed diktatörlüğü işlediği insanlık suçlarına her gün bir yenisini ekliyor. Şehirleri Scud füzeleriyle vurmak, kimyasal silahları kullanmak Baas diktatörlüğünün en son icraatı olarak tarihe geçmiş bulunuyor.

Bununla birlikte bugüne kadar, başta farklı beldelerden Suriye’ye giderek fiilen cephede yer alan ve şehit düşen kardeşlerimiz olmak üzere, elden geldiğince Suriye İslami direnişine omuz verme gayretlerinden geri kalmayan, çeşitli faaliyetlerle kardeşlerine destek olma sorumluluğunu üstlenen Müslümanların çabaları ümmet kimliğinin bir tezahürü olarak tarihe kaydedilmiştir. Rabbimiz ümmet bilinciyle kardeşlik sorumluluğunu yerine getirmek için sarf edilen küçük büyük her ameli aziz kılsın, bereketlendirsin, katında kabul buyursun.

Her şey çok açık! Bir tarafta gözünü kan bürümüş zalim bir katliam çetesi, bunun karşısında ise zulme ve zorbalığa karşı ‘Allahu Ekber, Lebbeyke ya Allah’ haykırışlarıyla ayağa kalkan bir halk var. Bu Suriyeli kardeşlerimiz Cuma namazlarında örgütleniyor ve “Allah’ım senden başka kimsemiz yok!” diye haykırarak meydanları doldurmaya devam ediyor. Tam iki yıldır bu cinayet şebekesinin tüm vahşiliklerine ve uluslararası kuruluşların ve güçlerin umursamazlığına karşı Suriye halkı izzetle direniyor. Baas rejiminin ve işbirlikçilerinin işlediği insanlık suçuna karşı tüm insanlığa özgürlük ve adalet için mücadelenin ve Mü’min vakarıyla direnişin somut bir örneğini sunuyor.

Vahşi saldırılara, kitlesel katliamlara, işkence ve baskılara karşı taleplerinden geri adım atmayan bu halk acınmayı değil, örnek alınmayı hak ediyor. “Allahu Ekber” feryadıyla katil Baasçı çetenin tanklarının, bombalarının, üzerine yürüyen bu halk özgürlüğü için savaşmayı sürdürerek tarihe büyük bir özgürlük destanı armağan etmiştir. Esaret zincirlerini büyük bedeller ödeyerek paramparça eden özgürleşen, izzetli Suriye halkına bir kere daha selam olsun!

İşte bu nedenle bugün, Suriye’de katledilen on binlerin çığlığı olabilmek için buradayız. “Rabbimiz katından bir yardımcı gönder” diye haykıran zavallı kadın, çocuk, yaşlıların seslerini duyurabilmek için buradayız. Yanı başımızda yaşanan vahşeti kabullenmediğimizi, zalimi lanetlemekten vazgeçmediğimizi, kardeşlerimizin acısını paylaştığımızı ilan etmek için buraya toplandık. İnsanlığımızı yitirmediğimizi, gördüklerimiz, duyduklarımız, şahit olduklarımız karşısında hiçbir şey olmamış gibi davranma ayıbına, onursuzluğuna razı olmadığımızı haykırmak için buradayız. Dört duvar arasında kıldığımız namazın Suriye’de yaşanan vahşet karşısında sessiz kalamayacağımızı emrettiği için buradayız

Baas Diktatörlüğüne karşı direnen kardeşlerimizin Allah için, Kur’an için, İslam için verdikleri mücadeleyi selamlıyoruz. Rabbimiz, kardeşlerimizin verdiği mücadeleyi zaferle sonlandırsın. Yaptığımız bu küçük amelleri ahiret gününde bizim için bir mazeret kabul etsin. 

Trabzon Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi