“Suriye ile ilişkiler düzeltilmeli” talebi Türkiye’ye nasıl bir yarar sağlayacak?

Birçok gazeteci, siyasi ve eski bürokrat Türkiye’nin, Suriye ile ilişkilerini “çoktan düzeltmiş” olması gerektiğini iddia ediyor. Suriye ile ilişkilerin düzeltilmesi gerektiğini iddia edenlerin Suriye’den beklentisi ise merak ediliyor!

HAKSÖZ HABER

Suriyelilerin Türkiye’de maruz kaldığı ırkçılığın siyasi polemiklerle beslenmesi bir yana, ekonomik sorunlara karşı dile getirilen reflekslere bir bahane olarak sunulması toplumsal huzursuzluk adı altında yaygın bir söylem “varmış” gibi medya üzerinden kamuoyuna yansıtılıyor.

Bireysel sorunlar genelleştiriliyor, nefret yüklü söylemler bir savunma biçimi olarak haklı kabul ediliyor ve topluma yük olduğu, misafirliğin sona erdiği mesajları ile toplumsal bir kırılma amaçlanıyor... bu esnada basın üzerinden yapılan propagandalar ile de ırkçı nefretin siyasi ve diplomatik atmosferi “çözüm” adı altında oluşturulmaya çalışılıyor. 

Independent Türkçe’de yayımlanan Abdulhakim Günaydın imzalı haberde röportaj yapılan “uzmanların” Türkiye ile Suriye ve diğer ülkelerin bir araya gelme planlarından hoşnut oldukları, bunları normal veya gerekli gördükleri, seçimi kazanma yönünde atılan adımlar olduğu, ekonomiyi düzeltme amaçlı olduğu ve en önemlisi bunun gecikmiş bir diplomasi biçimi olduğu ifadelerine yer veriliyor.

Suriye’deki katliamları görmezden gelen “uluslararası ilişkiler” denerek dikkate dahi değer görülmeyen, “insan hakları ihlallerine karşı gösterilen tepkileri” diplomatik hata olarak gören Esed taraftarı gazeteciler, siyasiler, eğitimciler ve diplomatların söylemlerine basın ve Türkiye’nin diplomatik hamleleri üzerinden meşruluk kazandırılmaya çalışıldığı görülüyor.

Eski diplomat Yaşar Yakış ve İstanbul Kültür Üniversitesi öğretim üyesi Hasan Köni’nin Suriye rejimini aklamaya çalışan söylemlerine yer veren Independent Türkçe’de şu ifadelere yer verildi.

Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, "En başta öncelikle Suriye ile ilişkiler düzeltilmeliydi. Halen yapılmamış olması hatadır. Suriye'de sokak hareketleri başladığı zamandan beri Ankara'nın Şam'a karşı izlediği politikanın yanlış olduğunu söylüyorum. Bu kanaatimi halen koruyorum. Ankara Şam'a karşı yanlış bir politika izliyor. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekir. Birkaç ülke ile ilişkiler istenilen seviyeye doğru geliyor. Mısır ile ilişkiler de henüz istenilen raddeye gelmedi çünkü Erdoğan'ın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'ye karşı duyduğu şahsi küskünlük nedeniyle Kahire yönetimi biraz ayak diriyor. Mısır hariç sözü edilen ülkelerin hemen hepsi ile ilişkiler önemli ölçüde düzelme yoluna girdi/giriyor.”

Türkiye'nin Şam yönetimi ile ilişkilerini düzeltmek için öncelikle ABD ve İsrail'den izin alması gerektiğini iddia eden Hasan Köni, "Bizi Suriye'ye sokan ABD'nin kendisiydi. İsrail ile yakınlaşmak isteniyorsa Suriye'de mevcut durumun devam edilmesi gerekir. Çünkü İsrail oradan tehdit alıyor. İran'ın oradan çıkarılması lazım ki İsrail rahat etsin. İsrail rahat etmedikçe ABD, Türkiye'nin Suriye'den çıkmasına ve ilişkilerin düzeltmesine izin vermez" ifadelerini kullanırken, Yakış’ın da gerçeklerden oldukça uzak ve insani olmayan analizleri tepki çekti.

Türkiye ve Uluslararası hukuka aykırı olmasına rağmen, ‘Suriyelileri geri göndermek’ için planlar yapan partilerin ve gazetecilerin Esed’i ve Esed’in Suriye’sini övmesinin altında göçmenler üzerinden yürütülen kampanyalara katkı sağlamak olduğu ve Türkiye’deki seçim öncesi popülizm ile iktidar yolunu döşemeye çalıştıkları yorumları yapılıyor.

‘Suriye ile ilişkilerin düzelmesi sonrası’ Suriyelilerin birden bire Esed katilinin ülkesine döneceklerini hayal eden ırkçıların, popülist ve yıkıcı söylemlerinin altında yatan bu hevesin gerçekçiliği tartışmaya açık olduğu kadar kınanmayı da hak etmektedir.

Yorum Analiz Haberleri

Siyonistlerden dost olmaz, ne Kürtlere ne de bir başkasına
“AB İsrail’i daha ne kadar koruyacak?”
“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası