Suriye İçin İftarımızı Paylaşma Vakti

ZEHRA TÜRKMEN

Suriye’de üç yıldan beri zalim bir iktidara karşı mazlum ve onurlu bir halk kıyamda durarak, zulme ve zalime rıza göstermiyor. Dera’da, Humusta, Halep’te, Kunaytra’da, Banyas ve Deyr ez-zor’da Müslüman halk “Allahtan başkasına boyun eğmeyiz” şiarıyla direnirken, Esed güçleri halkın üzerine Ramazan demeden, bayram demeden kurşun yağdırmaya, tanklarla, bombalarla bir halkı yok etmeye devam ediyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yaptığı araştırmaya göre her ay Suriye’de 5 bin insan hayatını kaybediyor. Her gün 6 bin kişi komşu ülkelere göç ediyor. Savaşın başladığı günden buyana 100 bine yakın mazlum insan kadın, erkek, çocuk, bebek demeden Esed ve Şebbihaları tarafından  katledildi.

Özellikle Suriye’nin başkenti Şam’da ve de Humus’ta rejim muhaliflere karşı tank, roket, havan topları ve ağır silahlarla saldırıda bulunuyor. İki gün önce Esed, uçakları ile İdlib halkının üzerine havan bombardımanında bulunarak katliamlarına bir yenisini daha eklemiş oldu.  Kardeşliğin, dostluğun ve yardımlaşmanın daha fazla yaşandığı ve vicdanların harekete geçtiği Ramazan ayında zalim Esed iftar öncesi İdlib’de, Mghara köyünde yaptığı katliam ile 126 kardeşimizin iftar sofrasını kana buladı. Çocukların sofrası annesiz kaldı. Annelerin sofrası ölen çocuklarının acısının ağıtlarıyla yankılandı. 

Suriye’de zulüm sadece katliamlarla gerçekleşmiyor. Cezaevlerinde 200 binden fazla tutuklu insan var. Ve bu tutuklu insanların çoğunun akıbeti belli değil.  En son Suriye İnsan Hakları Biriliği’nin raporunda yer alan Şam’da ki toplu mezar iddiası oldukça çarpıcı. Raporda bölge sakinleri, askeri buldozerlerin, hangi bölgeden geldiği bilinmeyen cesetlerle dolu kamyonlar arasında büyük çukurlar açtığı, 3. Tümen Komutanlığı’nın çevresinde, binlerce cesedin gömüldüğü çok sayıda toplu mezarın bulunduğunu söylüyor. Bu iddialar kendilerinden haber alınamayan ve hayatlarından endişe duyulan gözaltında bulunan tutuklular “Acaba topluca katlediliyorlar mı?” sorusunu akıllara getiriyor.

Suriye bu gün sadece zalim Esed ve rejimi tarafından baskı ve zulüm görmüyor. Ne yazık ki İran ve dün Siyonist çeteye karşı göstermiş olduğu zaferlerle, fedakârlıklarla gönlümüzü kazanan Hizbullah da Suriye’de sergiledikleri tavır ile Esed’in zulmünün yanında yer alarak aynı zamanda mezhepçilik fitnesini de alevlendirmiş oldular.  Bu açıdan baktığımızda Suriye bu gün sadece Suriye halkı için değil, tüm İslam coğrafyası yani tüm ümmet için zor ve dikenli bir imtihan alanı olmuştur. Ve olmaya da devam ediyor.

Suriyeli kardeşlerimizin tüm zorluklar karşısında “Menna Ğayrek Ya Allah” diye haykırarak sadece Allah’tan yardım beklediklerini ifade etmiş, korkuyu kalplerinden ve gözlerinden kaldırarak Rablerine teslim olmuşlardır.  Ancak bugün Suriyeli kardeşlerimizin bizlerin yardımına ve desteğine ihtiyaçları var. Bizlerin de onların duasına… Bu gün ekmeğimizi, suyumuzu, Ramazanımızı Suriyeli kardeşlerimizle paylaşma günüdür.  Ramazan boyunca Özgür-Der’in başlattığı  “Suriye İçin İftarımızı Paylaşma Vakti”  isimli kampanya ile 50 TL bedelindeki kumanya ile kardeş olmanın, kardeş kalmanın, dayanışma bilincinin ve ümmet olmanın daha bir farkına varalım.

Bu gün Suriye’de kardeşlerimizin ekmeğe ihtiyacı olduğunu, Mısır’da Adeviyye Meydanı’nda toplanan onurlu ve oruçlu yüreklerin de iftar açacak yemek bulamadıkları için su ve hurma ile iftar ettiklerini unutmayalım. Mısır’daki diktatöre karşı barışçıl direniş Suriye’de de Mart 2011 ayında başlayıp tüm katliamlara rağmen tam 4 ay boyunca sürmüştü. Şimdi duamız, verdiği şehidlerle özgürlüğe yönelen Mısır’daki barışçıl direnişin silahlı kıyama dönüşmeden netice alması doğrultusundadır.  

Ramazanın getirmiş olduğu kardeşlik bilinciyle işkence, katliam, taciz ve baskılara başkaldıran, haktan ve adaletten yana olan izzet sahibi Suriyeli, Mısırlı Müslüman kardeşlerimize bir kez daha selam olsun. İki cephedeki şehidlerimize de rahmet olsun. Tüm işbirliği ve kimliksel uzlaşma tekliflerine yanaşmadan sadece sabır ve namaz ile Allah’tan yardım dileyen onurlu insanlar Rabbimizin gaybi yardımlarıyla buluşsun. Ve Rabbim bizlere basiret ve kardeşlik bilincini nasip etsin.  Salihler toplumu olma yolunda çabalarımızı bereketlendirsin, inancımızı, kalplerimizi ve ayaklarımızı istikamet üzere sağlam kılsın. 

MİLAT