Suriye Halkının Katili Rusya’nın Muhacirlerin İyiliğini İstediğine Kim İnanır?

Muharrem Güneş, katil Rusya’nın ABD ve diğer batı ülkelerine mültecilerin dönüşü üzerinden pazarladığı Suriye’ye dair yeni planını değerlendirdiği yazısında, insancıl maske takınan Rusya’nın gerçek yüzü, amaç ve niyetine dair önemli tespitlerde bulunuyor.

Muharrem Güneş’in Yeni Akit’teki köşesinde yayınlanan konuyla alakalı yazısı (16 Ağustos 2018) şöyle:

Rusya’nın Suriyeli Mülteciler Planı

ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında 16 Temmuz 2018’de gerçekleşen Helsinki Zirvesi sonrasında Rusya, uluslararası mecraya Suriye’de savaşın sona erdiği ya da sona yaklaşıldığı izlenimini veren bir kampanyaya başladı. Rusya’nın açıklamasına göre yerle bir edilen bölgelerin yeniden inşası ile birlikte mültecilerin ve yerlerinden edilmiş Suriyelilerin şehirlerine ve köylerine geri dönüş süreci başlayacak.

Açıklamanın hemen ardından Rus dışişleri bakanlığı, bölgede Suriyeli mültecilere en fazla ev sahipliği yapan Türkiye, Ürdün ve Lübnan’a mültecilerin ülkelerine geri gönderilmesini içeren “Rus planını” açıklaması için bir ekip gönderdi. Ekibin genel koordinatörü olan Rus Milli Savunma İzleme Merkezi Başkanı General Mikhail Mizintsev, Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) verilerine göre, “890,000 Suriye vatandaşının önümüzdeki aylarda memleketlerine geri dönebileceğini açıkladı. Lübnan on bin kişilik bir geri dönüş başvurusu olduğunu belirtirken, Ürdün iki yüz bin kişinin geri dönmeye hazır olduğunu açıkladı.

Rusya bu planını büyük bir heyecanla açıklarken Suriyeli mültecilerin geri dönüşünün Batı ülkelerinin politikasına uygun olacağını, hatta cazip geleceğini düşünüyordu. Fakat Batı pek de aldırış etmedi, hatta bazılarından bu planı tenkit eden açıklamalar yapıldı. Çünkü Batılılar, Suriyeli sivilleri hedef alıp katliama tabi tutan ve evlerini terk edip göçe zorlayan, birçoğunu Avrupa’ya göç yolunda su dalgaları arasında ölüme sürükleyenin Rusya olduğunu iyi biliyor.

Bu kadar dramın baş müsebbibi olan Rusya, mültecilerin harabe evlerine dönüşü konusunda gerçekçi bir plan hazırlamış olabilir mi?

Yoksa geri getirilecek bu insanlar Esad rejiminin dünya kamuoyuna yeniden kabullendirilmesi için rehabilitasyon tiyatrosuna şahit tutulacak bir kitle mi olacak?

Çünkü Rusya 2011 yılından bu yana 12 kez Suriye krizinde veto kullanarak, Güvenlik Konseyi’nde yapılacak herhangi bir kınamaya karşı rejimi korumaya çalışmış, katliamlarını aklamaya kendini adamıştır. Suriye’ye girmeden önce de her türlü silah satışı başta olmak üzere bütün güç dengelerini kendi menfaatine kullanmayı başarmış ve en nihai hedefi olan Suriye’de son söz sahibi olma yetkisini elde etmiştir.

Şimdi Moskova yönetiminin hiçbir şey olmamış gibi “insancıl” duygularla sivilleri Suriye’ye geri gönderme çabaları başarmayı amaçladığı hedeflerin gerçekliği hakkında soru işaretlerine yol açıyor.

Zira Rusya mültecileri Batıya karşı Suriye’deki ihtilafa ilişkin tutumunu değiştirmesi için baskı aracı olarak kullandı ve kendi çıkarlarına dokunulduğu anda sivil yerleşim bölgelerini havadan bombalayarak büyük göç dalgalarına sebebiyet verdi.

Son dönemde mülteci konusunu gündeme almasının ardında şu gerçekler yatıyor; Rusya’nın gün geçtikçe gerek paralı askerleri ve artan harcamalarına ek olarak Batı’dan gelen yaptırımlar yüzünden karşılaştığı ekonomik zorluklar göz önüne alındığında, yeni gelir kapıları açmak istiyor.

Uzmanlar, Suriye’yi yeniden imarın batı desteği olmadan Rusya’ya kalması büyük külfet getirecektir. Bu nedenle Rus şirketlerinin yeniden toparlanabilmesi için gerekli finansmanı sağlama noktasında Avrupalıları ikna etmenin tek yolunun, birçok Avrupa ülkesinin önceliği olan göçmenlerin geri dönüş kartını kullanmak olduğu tespitini yapıyor.

İkinci olarak, IŞİD dosyasının kapanmasıyla birlikte Rusya’nın elinde Esad rejimi ile batılılar arasında diyalog sağlayacak başka bir argüman kalmadı. Çünkü batıyı tehdit eden IŞİD tehlikesi bitince elde batıyı ilgilendirecek tek mesele olarak “mülteciler” kartı bulunuyor. Bu da Esed rejiminin devamını batıya ve uluslararası kamuoyuna pazarlamak için iyi bir fırsat olarak duruyor.

Ancak bir milyon insanın katili olan, milyonlarca insanın mülteci konuma düşüren Esed’in ve rejiminin meşruiyetine bir yandan Türkiye’nin itirazı ve muhaliflerin şiddetle karşı duruşu bir yana, aile fertlerini ve yakınlarını kaybeden Suriye halkının intikam duyguları arasında hâlâ geçiş hükümetine karşı çıkan Rusya’nın Esed ısrarı bu planını suya düşürüyor.

Yorum Analiz Haberleri

Suriye'deki gelişmelere "şerhli" yaklaşmak Suriyelilerin sevincini hafife almaktır!
Mahmud Abbas'ın ihaneti zilletini artırmaktan başka bir işe yaramadı!
Gerçek bir lider, ‘övgü, yergi ve tehdit'lerle aslî hedefinden sapmaz!
CHP'nin ideolojik körlüğü Suriye meselesinde ayyuka çıktı!
“Suriyelilerin genelinde zalim bir diktatörü devirmenin onuru var”