Suriye halkının katili Esed'in dostu Kılıçdaroğlu "Yezid gibi davranmayacağız" demiş!   

CHP Genel Başkanı tutarsızlığın sınırlarını zorluyor!

HAKSÖZ HABER

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Küçükçekmece’de Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi’nde düzenlenen Aşura Matem Merasimi’ne katıldı. Kılıçdaroğlu, “Hz. Hüseyin’e ağlayanlardan olup Yezit gibi davrananlardan değiliz. Olmayacağız. Olmamalıyız” sözleriyle kendi bulunduğu yeri ifade etmek istemiş… Ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri aslında büyük bir tenakuz ortaya çıkartıyor.

CHP Genel Başkanı her fırsatta mültecileri hedef alan bir isim. Mülteci toplumu ise savaş mağduru, dar gelirli insanlardan oluşuyor. Buna rağmen Kılıçdaroğlu, “Aşura Matem Merasiminde” şunları dile getirmekten kaçınmıyor:

"HZ. HÜSEYİN’İN KERBELA’DA TEMSİL ETTİĞİ ADALETTEN YANAYIZ: Öz bir şekilde ifade etmek isterim ki Kerbela; sadece İslam tarihinin değil, insanlık tarihinin de en büyük trajedilerinden birinin adı olsa dahi, kendisinden çıkaracağımız sonuç kin ve intikam değil, mutlak anlamda adalet ve kardeşlik olmalıdır. Hz. Hüseyin Kerbela’da şüphesiz adaleti temsil ediyordu. Ve elbette bizler, Hz. Hüseyin’in Kerbela’da temsil ettiği adaletten yanayız, adaletten tarafız.”

Meğerse adaletten yana olanlar mültecileri nefret objesi haline getirip çoluk çocuk demeden hedef gösterenlermiş… Çok ilginç gerçekten!

Kemal Kılıçdaroğlu aynı zamanda Türkiye’deki mülteci varlığının en temel sebebi olan katil rejimin banisi Beşar Esed’in de ahbabı. Her fırsatta Esed ile diyalog kurup mültecileri katiline teslim edeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu kimyasal silahlarla çocukları katleden Esed ile dostluk kurarken aynı zamanda şunları söylemekten çekinmiyor:

“YEZİD GİBİ DAVRANANLARDAN DEĞİLİZ: Ancak şunu da vurgulamak isterim. Hz. Hüseyin’e ağlayanlardan olup Yezit gibi davrananlardan da değiliz. Hz. Hüseyin’e ağlayıp; kim olursa olsun, kimden yana olursa olsun, hangi inanca, mezhebe, etnik kimliğe sahip olursa olsun Yezit gibi davrananlardan değiliz. Olmayacağız. Olmamalıyız.

YEZİD ANLAYIŞINA MEŞRUİYET KAZANDIRMAMALIYIZ: Hz. Hüseyin, ‘Ben zulme karşı adaletin savaşını verirken, kendisi zalim olan birisinin bu harekete katılmasını istemiyorum’ demişti. Bu sözün, bu şartın günümüz İslam dünyasındaki karşılığı şudur: Her türden haksızlığa, şiddete, adaletsizliğe, eşitsizliğe karşı birlikte davranmalı ve birlikte karşı çıkmalıyız. Haksızlık, şiddet, adaletsizlik, eşitsizlik; kimden gelirse gelsin, kimden kaynaklanıyorsa kaynaklansın hep birlikte karşı çıkmalıyız. Günümüzün Yezidi anlayışına; ‘Ama, ancak, fakat, lakin’ ile başlayan cümleler kurarak meşruiyet kazandırmamalıyız.

Tek bir Müslüman’ın dahi kendi Yezit’ine sahip çıkmak gibi gafletin içine düşmesini, asla ve asla kabul edemeyiz. Şehit düşeceğini bile bile yolunu muktedir olandan, yani gücü ve iktidarı elinde bulundurandan ayırarak, Hz. Hüseyin’e katılmaktan tereddüt etmeyen Hür şehit gibi zihni bir özgürleşmeye yönelmeliyiz.”

Bugünün Hz. Hüseyinleri Suriye’deki katile karşı ayaklanan ve meşru bir dava sahibi olan Suriye’nin özgür halkıdır! Yezidin tarafını tutanlar ise her fırsatta Esed katilini muhatap olarak göstererek onunla dostluğunu pekiştirenlerdir…

Kemal Kılıçdaroğlu demagojiden vazgeçmeli! Suriye’nin tamamını Kerbela’ya çeviren Yezidlerle birlikte yürüdüğünü kabul etmeli!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!