Mustafa Yılmaz / Haksöz Haber
Bir tarih ırmağında vardık. Kanlı bir tarih ırmağının kenarına vardık. Harabe şehirlerden geçiyoruz, harabe yüzlerden. Tükenmiş bir umut denizidir yaşlıların elleri. Masmavi gökyüzünde sarhoş dolaşır çocukların gözleri. Suriye, asrın kan haritası. Suriye, bir hasretin yitik atlası! Sözlerin eylem tarlası!
Suriye miyarı oldu sadakatin, adaletin, özgürlüğün, yiğitliğin, kahpeliğin, zilletin. Suriye bir insan sürüsünün yapabileceği en iyi ve en kötü şeylerin hepsini bize gösteren bir deneyim oldu. ‘Heyhat minezzilleh’ sayıklamalarıyla Müslüman kanına doymayan mezhepperest fanatikler, ağızlarından damlayan kanları kefenlerimize sildiler. Sapkın rivayetçi anlayışlarını din edinen kaba softa ham yobazların besmeleyle kafa kestiğini gördük. Ancak halkın kendi yazgısını ele alma arzusu, kendi varlık tarlasında verdiği emek şehitlerin kanıyla bereketlendi. Adalet ve merhamet taşımayan kılıcın nasıl bir katliam aracına dönüştüğünü gördük. Fakat halkın özgürlük tutkusu, esaret zincirlerini kırdı. Kendi tırnağıyla kazdığı mevzisini mevzu saydı. Tüfeğini o mevzide tuttu. Sancağını oraya dikti.