Şüphesiz ki bunların kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır. Kur´an, uydurulmuş bir söz değildir. Ancak o, geçmiş kitapları doğrulayan, herşeyi açıklayan, iman eden bir kavme hidayet rehberi ve rahmet kaynağı olan bir kitaptır. Yusuf 111
Şüphesiz ki kurandaki tüm kıssalarda öğütlerden ibret alan akıl sahibi insanlar için nice ibretler vardır. Kur´an, uydurulmuş bir söz değildir. O, kendisinden önce gelen, Tevrat, İncil, Zebur gibi kitapları doğrulayan, kulların; açıklanmasına ihtiyaç duydukları, helal, haram, emir ve yasak gibi bütün hükümleri açıklayan bir kitaptır. Kur´an, kendisine iman edenlere, doğru yolu gösteren bir hidayet rehberi ve bir rahmet kaynağıdır.
Kur´an-ı Kerim insanlara, akıllarıyla idrak edemeyecekleri, geçmişte yaşamış milletlerden haber vermesi, öldükten sonra âhirette karşılaşacağımız sonuçları bildirmesi ve dünya hayatındayken insanca yaşamayı bize öğretmesi hasebiyle, bizim için bir hidayet ve rahmet kaynağıdır.
Bu hususta diğer bir ayette de şöyle buyurulmaktadır: "Şüphesiz bu Kur´an insanları en doğru yola götürür. Salih ameller işleyen müminlere büyük bir mükâfaat olduğunu, âhirete iman etmeyenlere de can yakıcı bir azap hazırladığımızı müjdeler.
-TABERİ TEFSİRİ-
Bu Kur’an uydurulmuş bir söz değildir. Önceki kitapları tasdik eden ve her bir şeyi de tafsil edip açıklayan, insanlığın muhtaç olduğu her tür bilgiyi, her tür yasayı ortaya koyan ve hidâyet olan, yolunu şaşırmış insanlığa yol gösteren ve iman edenlere bir rahmet olan bir kitaptır. Bu kitap birileri tarafından uydurulmuş bir kitap değildir. Bu kitap Allah’tandır. Bu kitabı ne bir beşerin, ne bir peygamberin uydurması mümkün değildir. Ve bu kitap yollarını şaşırmış, programlarını şaşırmış insanlara yol göstermek ve mü’minlere rahmet olma özelliğinde bir kitaptır. Hidâyet bu kitabın hidâyetidir, yol bu kitabın yoludur, yasa bu kitabın yasasıdır, hayat programı bu kitabın programıdır, hüküm, rahmet, şifa bu kitabın şifasıdır. Allah bizi bu kitapla beraber olmaktan ayırmasın. Âmin.
-BASAİRUL KUR’AN-
Ne mutlu Allah’ı Velî bilip, vekil bilip O’nun istediği gibi bir hayat yaşayıp, O’nun yardımıyla izzet ve şerefe ulaşma ümidini yitirmeyenlere. Ne mutlu bu hayatı Müslümanca tamamlayıp, Rabbinin rızasını kazanıp cennette uçanlara. Yazıklar olsun Rabbini tanımayıp, Rabbiyle ve O’nun diniyle bir savaş başlatıp, Rabbinin gazabına maruz kalıp, dünyada rezil rüsva olup öteler âleminde de cehenneme akıp gidenlere. Vel hamdü lillahi Rabbil âlemîn.
-YUSUF SURESİNİN SONU-