"GERÇEK ŞU Kİ, KİM SAKINIR VE SABREDERSE, ŞÜPHESİZ ALLAH, İYİLİKTE BULUNANLARIN ECRİNİ BOŞA ÇIKARMAZ."
YUSUF SURESİ
قَالُٓوا ءَاِنَّكَ لَاَنْتَ يُوسُفُۜ قَالَ اَنَا۬ يُوسُفُ وَهٰذَٓا اَخ۪يۘ قَدْ مَنَّ اللّٰهُ عَلَيْنَاۜ اِنَّهُ مَنْ يَتَّقِ وَيَصْبِرْ فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يُض۪يعُ اَجْرَ الْمُحْسِن۪ينَ ﴿٩٠﴾
90- "Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?" dediler. "Ben Yusuf'um" dedi. "Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Allah bize lütufta bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz."
قَالُوا تَاللّٰهِ لَقَدْ اٰثَرَكَ اللّٰهُ عَلَيْنَا وَاِنْ كُنَّا لَخَاطِـ۪ٔينَ ﴿٩١﴾
91- Dediler ki: "Allah adına, hayret, Allah seni gerçekten bize karşı tercih edip-seçmiştir ve biz de gerçekten hataya düşenler idik."
“Kardeşleri; `Yoksa sen Yusuf musun?’ dediler.”
Yürekleri, kulakları, kısacası tepeden tırnağa etkilenmiş bir biçimde, o küçük Yusuf’a ait hayalı, büyüyüp kocaman bir adam haline geliverdiğini gördüler…
“O da dedi ki; `Evet, ben Yusuf’um, bu da kardeşimdir. Allah bize lütufta bulundu: Kuşku yok ki, kim kötülükten kaçınır ve sabrederse, Allah iyilik edenleri asla ödülsüz bırakmaz’..”
Tam bir sürprizdi bu! Hem de hiç beklenmedik bir sürpriz! Kendisine ve kardeşine karşı bir cahillik ederek yaptıkları işi güzellikle ve sadece hatırlatmakla yetiniveren Hz. Yusuf’un yaptığı bir sürpriz! Hz. Yusuf, onlara başka hiçbir şey dememişti. Sadece bunların kendisine ve kardeşine Allah’ın bir lütfu olduğunu; bu lütfun da sakınarak iyilik etmenin, sabrın ve Allah’ın adaletinin bir sonucu olduğunu belirtmekle yetinmişti.
Muhakkak ki kim muttaki olursa, kim Allah için bir hayat yaşarsa, kim Müslümanca bir hayatın kavgasını verirse muhakkak ki Allah muhsinlerin ecrini asla zâyi etmez.
Kardeşler ihanet etsinler, ondan kurtulmak için kuyuya atsınlar, ama bütün bunlara karşı Müslümanca kalmaya direnen Yusuf işte şimdi bir melik ve kardeşleri Onun önünde eğilmişler. Onun değerini bilmeyenler Onun değerini, Onun üstünlüğünü anlamışlardır. İşte Yusuf azîz ve şerefli bir melik ve işte kardeşleri Onun karşısında zelil, bitkin, perişan ve suçlular.
FİZİLALİL KUR’AN
Dediler ki: "Allah adına, hayret, Allah seni gerçekten bize karşı tercih edip-seçmiştir ve biz de gerçekten hataya düşenler idik."
Yanlışlıklarını açıkça söyleyerek, günah işlemiş olduklarını kabul ediyorlar. Derece, nezaket, sakınma ve iyilik etme gibi konularda Allah’ın Hz. Yusuf u kendilerinden üstün kıldığını gördüklerini açıkça söylüyorlar. Buna karşılık Hz. Yusuf da onlara kucak açarak, onları bağışlayarak, içine düştükleri utanılası konuma son veriyor. Değerli bir insanın göstereceği bir erdemdir bu! Daha önce darlık sınanmasından alnının akıyla çıkmış olan Hz. Yusuf, böylece bollukla sınanmasını da başarıyla atlatıyor. Kuşkusuz ki O, iyilik eden kimselerdendi.
Doğrusu bizler suçluyuz, bizler sana karşı suç işledik. Evet böyle diyorlardı kardeşleri. Rasulullah efendimize zulmedenler, Ona değer vermeyenler de Rasulullah efendimiz Mekke’yi fethettiği gün aynı sözleri söylüyorlardı. Ey kerîm oğlu kerîm, biz sana kötülük yaptık, biz sana zulmettik, biz suçluyuz diyorlardı.
Evet o gün onlara bu sözü söyleten Rabbimiz kıyâmete kadar kardeşlerine ihanet eden, kardeşlerinin Müslümanca tavırlarına engel olmaya çalışan, kendi yollarına kardeşlerini fedâ etmek isteyen herkese bu sözü söyletecek Rabbimiz en sonunda. Şu anda bu ülkede kâfirlerle işbirliği içine girerek, A.B.D ile, İsrâil ile, Batıyla birlikte hareket etme kararı alarak Müslüman kardeşlerine düşman kesilenler, Müslümanlıklarından dolayı onlara kan kusturmaya çalışanlar da yarın pişman olacaklar, kardeşleri önünde eğilmek ve onlardan özür dilemek zorunda kalacaklar.
İşte bakın diyorlar ki, vallahi Allah seni bize üstün kıldı, biz hatalıydık, biz yanlış yapmıştık. Ve yine kıyâmete kadar kardeşlerinin bu itiraflarına karşılık bir Müslümanın ne demesi gerektiğini de Rabimiz Yusuf (a.s)’ın ağzından bize nakil eder.
BASAİRUL KUR’AN