"Sünnete Bakışımız Nasıl Olmalıdır?"

Abdülhakim Beyazyüz kaleme aldığı yazıda İslâmî bir kavram olan, Hz. Peygamber'in örnekliği manasına gelen "sünnet" hakkında değerlendirmelerde bulunuyor, "sünnet"ten yararlanabileceğimiz kaynakları açıklıyor.

Abdülhakim Beyazyüz - Sünnete Bakışımız Nasıl Olmalıdır? 

Rahman ve Rahim olan Yüce Allah’ın adıyla.

Allah’a hamd, Resul’üne selat u selam olsun.

Müslümanların Sünnete yaklaşımları bazı farklılıklar içerir. Bu bakış tarzlarının makul sınırlar içinde olmak şartıyla, bir kısım ayrılıkları barındırması da anlaşılırdır. Zira nihayetinde dinin anlaşılmasında ve yorumlanmasında ister istemez insan algıları devreye girmektedir. Müslümanların bu hususlarda kendi düşüncelerini mutlaklaştırmadan ve diğer kardeşlerine kendilerini kapatmadan yanlışlarından kurtulmaya ve doğrularını çoğaltmaya çalışmaları gerekmektedir. Rabbimizden bunu başarmak için kendimiz için de yardım niyaz ederiz. Sünnetle ilgili müzakerelere belki bir katkısı olur diye kendi düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Bunu daha kolay başarmak için de soru-cevap şeklinde bunu yapmaya çalışacağım.

Sünnet Nedir?

Sünnet Resulullah (s.av.)’in,  müminlerin tabi olmaları, eğitilmeleri ve değişik zaman ve durumlarda yeni fıkıhlar oluşturabilmeleri amacıyla, insan-Allah, insan-insan, insan-eşya ve insan- evren/doğa ilişkisine dönük ortaya koyduğu örnekliktir. Bu örneklik/modellik, Resulullah (s.a.v.)’ın söz, amel veya bir tutum ortaya koymasıyla gerçekleşmiş olabilir.

Sünnetin Kaynağı Nedir?

Resulullah (s.a.v.)’in ortaya koyduğu örnekliğin temelini Kur’an-ı Kerim oluşturmuştur. Diğer yandan Kur’an-ı Kerim’in gözetim ve denetiminde olmak şartıyla, Resulullah (s.a.v.) akıldan, örften, kıyastan, İbrahim (a.s.)’dan gelen dini geleneklerden ve kendisinin elçiliğini daha iyi yapabilmesi için kendisiyle girişilen iletişimden de yararlanmıştır. Bizler için Peygamber’in sünnetinin tümü bağlayıcıdır ve kaynağının çok da önemi yoktur. Zira Resulullah (s.av.) Allah’ın gözetiminde ve denetimindedir ve yanlışa düştüğünde düzeltilmiştir. Önemli olan sünnetin gerçekten sabit olup olmadığıdır. Zira Kur’an-ı Kerim’in dışında subutu kati (varlığı kesin) olan bir bilgi kaynağımız yoktur. Dolayısıyla sünnete dönük her bilginin Kur’an-ı Kerim’in sağlamlık testinden geçmesi zorunludur. Kur’an-ı Kerim’in süzgecinden geçen sünnetin ise kaynağının örf mü, İbrahimi gelenek mi, içtihat mı olduğu artık bu safhada çok da önemli değildir.

(...)

Yazının Devamı İçin Tıklayın >>>

İslam Düşüncesi Haberleri

Felah; fıtrat ve vahiyle yeniden buluşmamızda!...
Diyanetten hatırlatma: Tüm kumarlar haramdır!
Kemalistlerin cehaleti uçsuz bucaksız saçmalama özgürlüğü sunuyor!
İ’tizâl ile itidal arasında Allah nerededir?
Mutlak kötüye karşı el-Kassam’ın özgürleştirici ribatı ve cihadı