Sudan’da Seçim Sonrası Telaşı

Ahmet Varol

Sudan’da 11 Nisan 2010 Pazar günü parlamento ve başkanlık seçimleri gerçekleştirildi. Bu ülkedeki seçim sürecinin de Irak seçimleri gibi bayağı tartışmalı ve problemli geçeceği anlaşılıyor.
İki haftaya yakın bir süre geçmesine rağmen henüz sonuçlar açıklanmadı. Geçtiğimiz günlerde yapılan bir açıklamada 25 Nisan Pazar günü yani yarın sonuçların açıklanacağı bildirilmişti. Fakat daha sonra yapılan açıklamalar ve oluşan hava hafta başından yani önümüzdeki Pazartesi’den önce açıklama yapılması ihtimalinin bulunmadığını gösteriyor.
Anlaşıldığı kadarıyla sonuçların açıklanamamasının asıl sebebi son bilgilerin elde edilememiş olması değil doğacak tepkilerden endişe duyulması. Hartum Valisinin yaptığı açıklamalar bu endişeleri açığa vuruyor. Vali Abdurrahman el-Hıdr, muhalif unsurların seçim sonuçlarına tepki amacıyla gösteriler düzenlemeleri ihtimaline karşı uyarıda bulundu. Eğer böyle bir uyarı yapılmasına ihtiyaç duyuluyorsa seçimleri kimin kazandığı da zaten belli olmuş demektir. Sadece bu sonuçların açıklanması ve kabullenilmesi için kamuoyunun psikolojik yönden hazır hale getirilmesi amacıyla alıştırma yapılıyor.
Gerçi Sudan’da bazı muhalif unsurlar seçimlerin güven verici ve nezih olmayacağı iddiasıyla daha baştan tepkisini ortaya koyarak kenarda durma, hiç iştirak etmeme kararı vermişti. Dolayısıyla muhalefet cephesinin ana direklerinin kenarda durma kararı vermesinden sonra seçimlerin yapılması durumunda kimin kazanacağı da zaten büyük ölçüde belli olmuştu.
Muhalefetin ana direklerinin kenarda durma kararı vermeleri de biraz şüpheli tabii. Gerçekten seçimler nezih olmayacağı için mi yoksa boylarının, gösterildiğinden küçük çıkması durumunda siyasi aktivitelerinin zayıflayacağı endişesiyle mi bu kararı verdiklerini bilmiyoruz.
Muhalefetin hangi sebeple boykot kararı verdiğini tam bilmiyoruz; ama hâlen gücü ve iktidarı elde tutanların seçimlere yöneltilen ithamları geçersiz kılabilecek, suçlamaları etkisiz hale getirebilecek kadar güven verici olamadıkları da bir gerçektir.
Sudan yönetiminin tepkileri bastırmak ve suçlamaları geçersiz kılmak için önceden bazı senaryoları gündeme taşıması dikkat çekiyor. Gerçi senaryo mudur gerçek midir onu da tam bilmiyoruz. Fakat yönetimin seçimlerin nezih olması için bütün gücünü ortaya koyduğu iddiasını ispata delil oluşturma amacıyla gündeme taşındığı belli oluyor. Yine Hartum Valisi 12 ayrı yerde seçimlere hile karıştırılması girişiminin belirlendiğini ve olaylarla irtibatları olanların mutlaka hesaba çekileceklerini söyledi. Hile karıştırmaya çalışanların muhalif unsurlardan olması durumunda ispat-ı hak çabalarında çok işe yaramayacağı bellidir. Onun için vali “bizim çocukları yaramazlık yaparken yakaladık, cezalarını vereceğiz” anlamında, hile karıştırmaya kalkışanların iktidar partisinden olduklarını, parti elemanı olduklarının belirlenmesi durumunda derhal cezalandırılacaklarını, sempatizan olduklarının anlaşılması durumunda da mahkemeye sevk edileceklerini söyledi.
Bütün bu çabalara rağmen yine de yönetimin kendini rahat hissetmediği, ciddi çalkantılar yaşanabileceği kaygısı taşıdığı anlaşılıyor. Onun için vali uyarıyı erkenden yaparak Hartum’un, Nairobi ve Tahran gibi kanlı olaylara sahne olmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini dile getirdi. Bu kaygı seçim sonuçları hakkında yeterince fikir verdiği gibi sadece seçimlere giren muhalif unsurların değil boykotla tepki gösteren muhalif unsurların da insanları meydanlara dökmek için hazırlık yaptığı kanaati oluşturuyor. Bu da Sudan’da iktidara ilerlemede seçimi, sandığı bir araç olarak göremeyen bazı oluşumların kitlesel eylemlerden yararlanma hazırlığı içinde olduğunu gösteriyor. Sudan üzerinde hesapları olan dış güçlerin de bu hazırlıklardan sinsi oyunları için yararlanmak isteyecekleri kesindir. Bu durum Sudan’ın sıcak bir yaza hazırlandığını gösteriyor.
İran seçimleri gergin ve tartışmalı geçti. Irak seçimleri gergin ve tartışmalı geçti. Şimdi de Sudan seçimleri gergin ve tartışmalı geçiyor. Seçimlerle ilgili yorumlarda da herkes farklı açıdan bakıp farklı bir sonuca ulaşıyor. Bazıları kazananların tarafını tutarak, “her şey ortada, halkın desteğini kazanamayanlar seçimleri kaybedince ortalığı velveleye verip de siyasi istikrarı bozmaya kalkışmasınlar” diyorlar. Bazıları da gücü ellerinde bulunduranların seçimi sadece kamuoyunu yanıltma aracı olarak kullandıklarını, çıkan sonuçların halkın siyasi iradesini ve tercihini yansıtmadığını iddia ediyorlar.

VAKİT