Dünyanın en büyük yerinden edilme ve açlık krizine sebep olan Sudan'daki savaşın siviller üzerindeki yıkıcı etkisi, her geçen gün artıyor.
Birleşmiş Milletlere (BM) göre, Sudan'daki insani durum "trajik" bir noktaya ulaştı. Savaş nedeniyle 18 binden fazla kişi hayatını kaybetti, 10 milyondan fazla kişi yerinden edildi.
Uzaması durumunda komşu ülkeleri ve bölgeyi olumsuz etkileyecek olan savaşın bitmesi için uluslararası ve bölgesel aktörler, çözüm girişimleri sunuyor.
AA muhabiri, savaşın başladığı 15 Nisan 2023'ten bu yana başlatılan ancak sonuçsuz kalan müzakere süreçlerini derledi.
Cidde Bildirgesi
Sudan'da ordu ile HDK arasında Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde ABD, Suudi Arabistan arabuluculuğunda yürütülen görüşmeler sonucu 11 Mayıs 2023'te "Cidde Bildirgesi" imzalanarak çatışmaların durdurulması için bir çerçeve oluşturuldu.
Sudan ordusu, HDK'nin ateşkes ihlallerine tepki olarak 31 Mayıs 2023'te ateşkes görüşmelerinden çekildi.
Haziran 2023'te gerçekleştirilen müzakere turu, HDK'nin yerleşim yerlerinden ve kamu kurumlarından çekilmeyi reddetmesi üzerine ordunun müzakere masasından ayrılmasıyla sonuçlandı. Buna karşılık da HDK, orduyu Cidde görüşmelerini engellemeye çalışmak ve askeri çözüme sığınmakla suçladı.
Ordu, Temmuz 2023'te yeniden müzakere sürecine dönme kararı aldı. Ordu, benzer gerekçelerle bir kez daha müzakerelerden çekildi ancak Ekim 2023'te Cidde'ye geri döndü.
Taraflar, barış müzakereleri kapsamında 7 Kasım 2023'te Cidde'de yeniden bir araya geldi. Bu kez de somut adım atılamadı ve görüşmeler, 3 Aralık 2023'te çıkmaza girip süresiz ertelendi.
IGAD'ın çabaları
Doğu Afrika'da Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD), Sudan'daki krizin görüşülmesi amacıyla 9 Aralık 2023'te Cibuti'de olağanüstü toplandı.
Toplantının sonuç bildirisinde, Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın, koşulsuz ateşkes ve çatışmanın siyasi diyalog yoluyla çözülmesi konusundaki kararlılığına dikkat çekilirken HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu'nun, IGAD'ın Burhan ile birebir görüşme yapması teklifini kabul ettiği aktarıldı.
Sudan Dışişleri Bakanlığı, 11 Aralık 2023'te, IGAD'ın Sudan'la ilgili düzenlenen olağanüstü zirvenin sonuç bildirisini kabul etmediğini bildirdi.
Dışişleri Bakanlığının açıklamasında, Burhan'ın, "isyan lideriyle" (HDK Komutanı) görüşmeyi kabul ettiği ancak böyle bir görüşmenin kalıcı ateşkesin sağlanması ve "isyancıların" başkentten çıkmasının ardından mümkün olabileceğini söylediği belirtildi.
IGAD, Burhan ve Dagalu'yu görüştürmek için 28 Aralık 2023'ü belirledi. İki taraftan da katılma onay geldikten sonra IGAD, görüşmeyi "teknik sebeplerden dolayı" erteledi.
IGAD liderleri, 18 Ocak'ta, Uganda'nın başkenti Kampala'da toplanma kararı aldı. Bu zirveye Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan ile HDK Komutanı Dagalu da davet edildi.
Sudan hükümeti, 28 Aralık 2023'te yapılması öngörülen görüşmenin "ikna edici olmayan gerekçelerle" iptal edildiğini vurgulayarak Sudan'da yaşananların bir "iç mesele" olduğunu ve bölgesel girişimlere tepkilerinin, Sudan sorununun Sudanlılar tarafından çözülmesi yönünde olduğunu kaydetti.
Manama süreci
Şubat ayında da ordu ve HDK'nin üst düzey yetkilileri, Bahreyn'in başkenti Manama'da bir araya gelerek gizli görüşmeler yaptı.
Ordu Komutan Yardımcısı Şemseddin el-Kebbaşi ile HDK 2. Komutanı Abdurrahim Dagalu, "Sudan krizine kapsamlı bir çözüm için ilkeler ve temeller belgesi" adlı bir anlaşma imzaladı.
Bu süreç de açığa çıkınca askıya alınıp varılan anlaşmalar yerine getirilmedi.
Cenevre görüşmeleri
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 23 Temmuz'da, Sudan ordusu ve HDK'yi ateşkes müzakereleri için 14 Ağustos'ta İsviçre'ye davet ettiğini bildirdi.
Blinken, Cidde müzakere sürecinin önemine ve devam ettirilmesi gerektiğine işaret ederek müzakerelerin ABD ve Suudi Arabistan tarafından yürütüleceğini belirtti.
Afrika Birliği, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve BM'nin gözlemci olarak katılacağı bilgisini paylaşan Blinken, taraflara görüşmelere katılma ve olumlu yaklaşma çağrısında bulundu.
Blinken, görüşmelerin çatışmayı sonlandırma, insani yardım erişimini sağlama ve denetleme mekanizmasının kurulmasını amaçladığını ancak genel siyasi meseleleri ele almayacağını kaydetti.
HDK görüşmelere katılacağını belirtirken Sudan hükümetinin endişeleri var
HDK, görüşmelere katılacağını belirtirken Sudan hükümeti bütün çözüm girişimlerine açık olduklarını ifade etti ancak bazı endişeleri olduğunu ve bu endişeleri gidermek için ABD ile ön görüşme yapılmasını talep etti.
Sudan ile ABD arasında 9 Ağustos'ta Cidde'de istişare toplantısı düzenledi ancak toplantıda anlaşmaya varılmadı.
Sudan hükümeti, yeni platforma gerek olmadığı, BAE'nin gözlemci olarak bu görüşmelere katılmama isteği gibi gerekçelerle Cenevre müzakerelerine itiraz etti.
Cidde'de geçen yıl varılan anlaşmalara bağlı kalınması gerektiğini ifade eden Sudan hükümeti, ABD'nin "isyancı milislerini (HDK)" Cidde Bildirgesi'ni uygulamaya zorlama konusunda kararlı olmadığını savundu.
Hükümet, ABD'nin BAE'nin toplantıya gözlemci olarak katılması konusundaki ısrar ettiğini belirterek yeni bir platform kurulmasına gerekçe sunmadığını aktardı.
Sudan hükümeti, Cenevre Müzakereleri'ne katılıp katılmayacağı konusunda açıklama yapmadı.
"Cenevre'de yapılması planlanan müzakerelerin başarılı olup olmayacağı konusunda ciddi belirsizlikler var"
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Kuzey Afrika Koordinatörü Dr. Kaan Devecioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 14 Ağustos'ta, Cenevre'de yapılması planlanan müzakerelerin başarılı olup olmayacağı konusunda ciddi belirsizlikler bulunduğunu, Sudan hükümeti ile ABD arasında Cidde'de gerçekleştirilen ön görüşmelerde bir anlaşmaya varılamaması nedeniyle sürecin tehlikeye girdiğini söyledi.
Devecioğlu, "Sudan hükümeti, Cenevre'deki müzakerelere katılım konusunda net bir karar almış değil. Hükümet, görüşmelerin öncelikli olarak Mayıs 2023'ta imzalanan Cidde Anlaşması'nın uygulanmasına odaklanmasını talep ederken ABD tarafı ise görüşmelerin esasen bir ateşkes sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması üzerine odaklanacağını belirtti. Bu farklı yaklaşımlar, Cidde'deki ön görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanmasına yol açtı ve Sudan hükümeti müzakerelere katılım konusunda çekimser bir tavır sergilemeye başladı." ifadelerini kullandı.
"Müzakerelerin başlamadan sona ermesi ihtimali oldukça yüksek"
Cenevre'deki müzakerelerin başlamadan sona ermesi ihtimalinin oldukça yüksek göründüğünü kaydeden Devecioğlu, "ABD’nin ve diğer uluslararası aktörlerin bu durumu nasıl yöneteceği, sürecin kaderini belirleyeceği kanaatindeyim." değerlendirmesinde bulundu.
Devecioğlu, şunları kaydetti:
"14 Ağustos'ta yapılması planlanan müzakereler büyük olasılıkla ya başlamadan sona erecek ya da taraflar arasındaki derin anlaşmazlıklar nedeniyle önemli bir ilerleme kaydedilmeyecek. Durumun bu şekilde devam etmesi, Sudan'daki çatışmaların yakın zamanda sona ermesi olasılığını da azaltmaktadır."
"Ordunun müzakerelere katılması önemli"
Sudanlı akademisyen İbrahim Nasir ise "Sahaya bakacak olursak sürekli dışarıdan destek alan, şehirlerde saklanan, Libya ve Çad üzerinden tedarik hattı olan HDK, resmi güç olan, klasik stratejileri takip eden, askeri anlamda ilerlemesi istenmeyen ve sadık dostları olmayan ordudan daha üstün olduğunu görebiliriz. Ancak savaşma gerekçesi olarak Sudan ordunun gerekçelerinin kazandığını ve halk onu desteklediğini görüyoruz HDK'nin aksine." değerlendirmesini yaptı.
Sudan ordusunun prensipte müzakerelerden yana olduğunu, Cenevre'deki yeni platformun kurulması konusunda endişesi olduğunu dile getiren Nasir, şöyle devam etti:
"Sudan ordusu belki şekli olarak katılır görüşmelere ama müzakerenin sonuçlarına bağlı kalmaz. Katılmaması durumunda ordu zor durumda olacak, ABD'nin baskılarına maruz kalabilir ve meşruiyeti tartışılır hale gelir. Bu açıdan ordunun müzakerelere katılması önemli."
Nasir, Sudan'ın Çin, Rusya ve İran gibi doğudaki ülkelere yöneldiği takdirde dengeyi değiştirebildiğini ifade etti. Müzakerelerin öncelik olduğunu kaydeden Nasir, arabulucuların önce Sudan hükümetinin endişelerini gidermesi gerektiğini belirtti.
"Müzakereler başarısız olursa Sudan milisler ülkesi haline dönüşecek"
Müzakerelerin başarısız olması durumunda Sudan'ın "milisler ülkesi" haline dönüşeceğini ve "devletsizlik" durumunun hakim olacağını öne süren Nasir, bunun hem Sudan'ın birliğinde hem de bölgede etkisinin büyük olacağını kaydetti.
Sudanlı gazeteci Adil Abdurrahim de savaşan iki tarafta savaşın bitirilmesi yönünde siyasi bir iradeye sahip olmadığını ve onları müzakereye zorlayacak uluslararası baskısının bulunmadığını dile getirdi.
Ordunun müzakerelere katılmaması durumunda ondan beklenen sonuca varılmayacağının altını çizen Abdurrahim, kısa vadeli çözümlerin işe yaramadığını ve kalıcı bir çözümün bulunması gerektiğini vurguladı.