"Ben hakir görünen bir adamım. Çünkü bir hortumcuyu savunuyorum.” Ahmet Köksal Bayraktar (Profesör, Doktor, Avukat, Emekli Dekan) Böyle diyordu, 21 Temmuz 2005 günü Köksal bey..
Etibank’taki usulsüz işlemlerle, milletin sırtına 1 milyar dolar zarar yükleyen CavitÇağlar’ı savunduğu, İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki savunmasında..
O gün CavitÇağlar’ın 3 yıl 1 ay hapis cezası almasına engel olamamıştı ama..
Dava uzun soluklu bir mücadele idi..
İstanbul’da olmazsa, Ankara’da..
Nitekim karar, Yargıtay’a gidilince bozuldu.
Sonra mı ne oldu?
Takip etmeye kalkmayın, başınız döner. Bir orası, bir burası derken.. Ne olduğunu mümkün değil anlayamazsınız.
Onun için peşini bırakacaksınız, “Köksal bey işini sağlam yapar(!)” deyip, unutacaksınız!
Şimdi Köksal bey, yine devletin mağdur olduğu bir davada, sanıkları savunacak!
“Vergi kanunlarındaki kurallara aykırı olarak, hileli işlemlerle ödenecek vergiyi azaltma ve muhasebe işlemlerinde gerçek dışı kayıt suçu”ndan aleyhlerinde iddianame hazırlanan Doğanmedya grubunun üst düzey yöneticilerinin sanık olduğu ceza davasının ilk duruşmasına, yarın çıkacak!
Hem devletin hem de milletin zarara uğradığı bir davada, AydınDoğan’ı savunacak.
Aydın Doğan’ın yanı sıra, bugünlerde umreye gitmeye hazırlanan Ertuğrul Özkök’ü, kendisi de avukat olan Barbaros Çağa’yı ve Doğan grubunun diğer üst düzey yöneticilerini de savunacak..
Hakim, ifadeleri almaya başlarken, mübaşir “Sanıklar ayağa kalksın” diyecek..
Prof. Dr.Köksal Bayraktar hemen araya girecek: “Efendim, müvekkillerime isnat edilen suç, zamanaşımına uğramıştır!”
Ne oldu, şaşırdınız değil mi?
“İlk duruşmada da zamanaşımı mı olur?” demeyin.
Köksal bey ne diyorsa, odur!
Yılların ceza hukuku profesöründen daha mı iyi bileceksiniz?
CavitÇağlar’da savunmayı öyle yapmıştır. Milyar dolar hortum yapan adamı kurtarmıştır..
Yahya Murat Demirel’de aynı savunmayı yapmıştır..
Demirel’in davalarından birkaçını bu savunma ile bitirmiştir. Birkaçı da henüz tamamlanmamış, zamanaşımına uğramak üzere sıraya girmiş durumdadır..
Avukatlığını yaptığı Korkmaz Yiğit’in de birkaç davası, yine zamanaşımı savunması ile sonuçlandırılmıştır..
Mahkemelerden alınan kararlarda, “Sanığın isnat edilen eylemle ilişkisi isbatlanamamıştır. Sanığın beraatine” denilmiyor..
Ya ne deniliyor?
“Sanığa isnat edilen eylem Türk Ceza Kanunu’ndaki zamanaşımı süresi içinde kesin hükümle sonuçlandırılamadığından, davanın ortadan kaldırılmasına...”
Unutmadan söyleyelim, Yahya Murat Demirel, bir defasında 1 yıl 3 ay hapis cezası almıştı..
“Tamam işte, tılsım bozuldu.. Banka hortumcularından bir tanesinin davası, mahkumiyet kararı ile aleyhine kesinleşmiş olacak.. Yargıtay ha onadı, ha onayacak” diye beklenirken, birden bire dosya kayboldu..
Aylarca Murat Demirel’in mahkumiyet kararı çıkan dosyası arandı. Bulunsun ki, ceza ile ilgili karar verilsin..
Devletin sahibi mi var?
“Madem dosya kaybolmuş.. Zamanaşımına uğrama ihtimali olduğuna göre, dosyayı yeniden oluşturalım.. Oluşturulan dosya üzerinden temyiz incelemesi yapılsın” diyen de çıkmamış! (Bu arada, bu önemli vakayı, siyasi konularda bol bok nutuk çeken Yargıtay savcısı Faruk Eminağaoğlu’na ithaf etmeyi de unutmayalım!)
Sonuçta verilen mahkumiyet kararı hakkında, zamanında temyiz incelemesi yapılamadığından, “ortadan kaldırılmasına” karar verilmiş yine..
Bakalım yarın Aydın Doğan’ın yargılanması davasında da, temel savunma “Suç işlenmemiştir” noktasına mı, yoksa “Suç zamanaşımına uğramıştır” noktasına mı odaklanacak?
“Ben hakir görünen bir adamım” diyen Köksal Bayraktar’ı izleyip göreceğiz.
VAKİT