Stokçuları, Fırsatçıları İhbar Etmeye Nereden Başlamalı?

Yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın finansal krizden nemalananların şikayet edilmesi çağrısını değerlendiren İbrahim Kahveci, stokçuları ve fırsatçıları ihbar etmeye nereden başlanması gerektiği sorusuna cevap arıyor.

İbrahim Kahveci’nin Karar’daki köşesinde yayınlanan konuyla alakalı yazısını (3 Ekim 2018) ilginize sunuyoruz:

Vatandaşlık Görevim

Dün Ak Parti Grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşlardan, stokçular ve fahiş fiyatlar konusunda duyarlı olmalarını isteyerek, “Buradan milletime sesleniyorum. Sevgili milletim, marketlerde, şurada, burada sizler işi en yakından teftiş eden insanlarsınız. Gerçekten alışılmadık, görülmedik şekilde eğer ürünlerde fiyat farkları varsa bunları hemen belediye zabıtalarına iletin. Nerede bu tür fiyatlarda ciddi manalarda oynamalar varsa, hatta hatta stoklar varsa, bunların stoklarını basmak ve onlara da gereğini yapmak bizim de devlet olarak, milletimizin buradaki haklarını koruma bakımından görevimizdir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü konuşmasına binaen vatandaşlık görevimi yerine getirmek istiyorum;

ve bir ihbarda bulunmak istiyorum: Rahmetli Süleyman Demirel’in Milletin vergi gelirleri ile borçsuz-harçsız yaptığı 15 Temmuz Şehitler Köprüsünün geçiş fiyatı 2015 yılında 3,40 liraydı. Şimdi 8,75 lira.

15 Temmuz Şehitler Köprüsüne, yani 15 Temmuz direnişinin simgesi köprüye sadece 2 yılda %157 zam yapıldı.

Bu köprü özel sektöre Hazine garantisi verilerek yaptırılmadı. Döviz bazında araç başına 40-45 dolar garanti de verilmemişti. Bu köprüyü rahmetli Demirel, Milletin vergileri ile Türk Milletine hizmet olsun diye yaptırmıştı.

Ne borcu vardı, ne de döviz açığı. Ama iki yılda hiçbir ekonomik nedeni olmadan bu köprüye yüzde 157 zam yapıldı. Araç geçiş fiyatı 3,40 liradan 8,75 liraya artırıldı.

İhbar ediyorum: Rahmetli T. Özal Milletin vergileri ile İstanbul Boğazına ikinci bir köprü yaptı. Bu köprü döviz bazında hiçbir Hazine garantisi verilmeden yaptırıldı. Geçse de - geçmese de Hazine araç başına 40-45 dolar garanti vermedi. Ne döviz borcu var, ne TL borcu.

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü de iki yıl önce 3,40 TL’ye geçiliyordu. Ama şimdi geçiş fiyatı 8,75 TL oldu.

İki yılda  rahmetli Turgut Özal’ın yaptırdığı köprüye de yüzde 157 zam yapıldı. Türk Halkı rahat ve ucuz hizmet alsın diye yıllar önce yapılan köprü, nerede ise artık vatandaşları geçerken iki-üç kere düşüneceği  pahalı bir köprü oldu.

Hatırlatmak istiyorum: Sn Cumhurbaşkanı 24 Haziran seçimlerinden önce dini bayramlarda bedava olarak Türk Milletinin kullanımına sunulan rahmetli Demirel ve Özal’ın yaptırdığı köprüler gibi, AK Parti döneminde yapılan köprülerin de ücretsiz hale getirilmesi için bakacağını söyledi.

Geçtiğimiz kurban bayramında ne Osman Gazi Köprüsü Türk Halkının bedava hizmetine sunuldu, ne de Y. S. Selim Köprüsü aziz Türk Milletinin bedava hizmetine sunuldu.

Sanırım bürokrasi Cumhurbaşkanının bu sözünün üzerine yattı. Sanırım Sn Cumhurbaşkanının sözü hatırlanmadı.

Oysa Türk Milletine sadece seçim öncesi oy alınmak için verilmiş bir söz değildi bu. Sn Cumhurbaşkanı AK Parti döneminde yapılan özel sektör köprülerinin de (tabii ki uzantısı otobanlar da) bedava yapılacağını açıklamıştı.

Sn Cumhurbaşkanının isteği doğrultusunda, kendi sözünü ilgililere bildiriyor ve en kısa zamanda Cumhurbaşkanımızın bu sözünün yerine getirilmesini hatırlatmak istiyorum.

BİR DE OYUN KURUN

Bir de oyun kurun kardeşim

“Algı operasyonuymuş”

“Oyun kuruluyormuş”

“Saldırıymış”

“Dipdalga hareketiymiş”

İyi de kardeşim bir de sen oyun kur. Bir de sen oynat ortalıkta. Önceki gün yazdım: İktisatta da bir çok kural matematik gibi bellidir. Dışarıdan oluk oluk borç para alır ve bu parayı üretime yatırmayıp, boşa harcarsan elbette bir gün dövize muhtaç duruma düşersin.

Ne olmuş şimdiye kadar:

- 580 milyar dolar cari açık verilmiş...

- Dış borç 130 milyar dolardan, 467 milyar dolara çıkmış...

- Üretimi artıracak, ihracatı patlatacak yeni bir hamle yapılmamış...

- Kurumları ve kuralları işleyen bir toplumdan, tek ağza bakan bir sisteme geçilmiş...

- Yatırımcı geleceğe güvenle bakıp, yatırım yapmaya başlamamış...

Ve sen diyorsun ki, ben oyunu gördüm.

- Parasal genişlemeye gidip, üretim olmadan tüketim patlamış...

- Artan taleple enflasyon artmaya başlamış...

- Suni taleple yükselen enflasyona karşı faizler artırılmamış...

- Kurlar gittikçe enflasyonun daha da yükselişi film gibi seyredilmiş...

-Verimsiz yatırımları durdur, bütçeden savurgan harcamaları kes gibi tüm uyarıcı sözler hain ilan edilmiş...

Ve sen bir tane çözüm önermemiş, bir tane yanlış dememişsin: Şimdi yine oyunu görmüşsün

Sahi, o gözlük kaç numara? Nerde satılıyor...

 

Yorum Analiz Haberleri

Gazzeli kadınlardan öğreneceğimiz çok şey var!
Değerlerin erozyonu ve toplumsal çözülme
"Benzersizlik" Anlatısı ve Aynılaşma
Kurtuluşun tek çaresi Allah'a dönmektir
Mazlumlar için elimizden geleni yapıyor muyuz?