Gözü dönmüş Sırp askerleri tarafından 11 Temmuz 1995 tarihinde, 8 bin Müslüman Boşnak erkeğinin katledildiği Srebrenica'da, soykırımın 15. yıl anma törenlerinde hüzün ve gözyaşı hakimdi. Bir zamanlar evlatları ve kocalarıyla yaşadıkları mutlu hayatı ansızın yok edilen Srebrenicalı kadınları yalnız bırakmamak için on binlerce Müslüman Boşnak törenlerin yapılacağı alanda bir gün öncesinden toplanmaya başladı. Etrafı ormanlarla çevrili yeşil arazi üzerine ''beyaz zambaklar'' gibi dizilen uçsuz bucaksız mezar taşlarının bulunduğu Potoçari'de toplanan kalabalık, savaşta kaybettiği yakınları için dua ederek, gözyaşı döktü. Tabutların başında ağlayan kadınlar, bir taraftan kaybettikleri için gözyaşı dökerken, diğer taraftan yakınlarını 15 yıl sonra olsa bile inançları doğrultusunda toprağa verecek olmanın buruk sevincini yaşadılar.
Bosna-Hersek'teki savaşta 11 Temmuz 1995 tarihinde 8 bin erkeğin katledildiği Srebrenica'da, soykırımın 15. yıl anma törenlerinde gözyaşı sel oldu. Kurbanların mezarlarının bulunduğu Potoçari'de düzenlenen anma törenlerine yoğun katılım oldu.
Boşnak aileleri erkeksiz, çocukları babasız, anneleri evlatsız bırakan soykırımın acısı, aradan geçen 15 yıla rağmen hiç dinmedi.
Bir zamanlar evlatları ve kocalarıyla yaşadıkları mutlu hayatı ansızın yok edilen Srebrenicalı kadınları yalnız bırakmamak için on binlerce Boşnak törenlerin yapılacağı alanda toplandı. Etrafı ormanlarla çevrili yeşil arazi üzerine ''beyaz zambaklar'' gibi dizilen uçsuz bucaksız mezar taşlarının bulunduğu Potoçari'de toplanan kalabalık, savaşta kaybettiği yakınları için dua ederek, gözyaşı döktü.
Bosna-Hersek'ten ve yurt dışından törenler için gelen insanlardan bazıları geceyi Potoçari Mezarlığı çevresinde kurulan çadırlarda ve kentteki Boşnak ailelerin yanında geçirdi. İnsanların yüreğindeki acı ve hüzün yüzlerine de yansıdı. Gülmeyi adeta unutmuş bu insanlar, sadece derin bir sessizlik içinde 15 yıl önce dünyanın gözleri önünde yaşanan trajedinin hüznünü yeniden yaşadı. Törenler bir büyük buluşmaya da sahne oldu. 15 yıl önce baba, kardeş, eş olanlar yemyeşil örtülere bürünmüş narin ve hafif tabutlarıyla Potoçari'de bir araya geldi.
Doğum tarihleri farklı, ancak ölüm tarihleri hep 11 Temmuz 1995'i gösteren 775 tabut, ilk olarak bu insanların ''umut'' diye içeri girmeye çalıştığı BM bünyesinde görev yapan Hollanda birliğinin konuşlandığı fabrikanın içinde bekletildi. 15 yıldır kaybettikleri ve bir mezarın dahi çok görüldüğü yakınlarının tabutlarına sarılan kadınlar gözyaşı döktü. Bu gözyaşları, 15 yıl önce katledilen, daha sonra bedenleri parçalara bölünüp çeşitli toplu mezarlarda bulunan, uzun çalışmalar sonucu kimlikleri belirlenen kurbanlar için akıtılıyordu.
Anneleri onları doğururken kolsuz, bacaksız, başsız doğurmamıştı... Ancak onların tabutları çok hafifti. Çünkü birçoğunun bedeninin bir kısmı hâlâ bilinmeyen yerlerde saklı duruyordu. Tabutlar içinde ise kimisinin tek bacağı, kimisinin sadece kaburgaları, kimisinin ise sadece kafatası bulunuyordu. Hâlâ iki bin kişinin yakınları, kurbanlarının bir tırnağını dahi bulamadı. Bazı kadınların pencerelerinden düşen güneşin hüzmeleriyle aydınlanan fabrikanın geniş alanında yakınının cenazesini bulmak için tabutların üzerindeki küçük harflerle yazılmış isimleri tek tek kontrol etmesi ise yürek burkan bir başka manzaraydı.
Tabutların başında ağlayan kadınlar, bir taraftan kaybettikleri için gözyaşı dökerken, diğer taraftan yakınlarını 15 yıl sonra olsa bile inançları doğrultusunda toprağa verecek olmanın buruk sevincini yaşadılar.
Cenazelerin fabrikadan törenin yapılacağı alana taşınma süreci ise saatler sürdü. Yaklaşık 300 metre ötedeki mesafeye elden ele uzatılarak taşınan yeşil örtülere sarılmış tabutlar, numaralarına göre bulunduğu yerden alındı. Tabutlar, elden ele uzatılarak Potoçari Mezarlığı'nda cenaze namazlarının kılınacağı alana tek tek dizildi. Yine burada da her tabutun başında aileleri ve yakınları gözyaşı dökerek dayanılması zor bir tablo oluşturdu. Burada tabutların başına toplanan kadınların kimi abisi, kimi kardeşi, kimi eşi, kimisi ise babası için gözyaşı döktü.
Potoçari Mezarlığı'ndaki anma törenlerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ile Bosna-Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Haris Sladziç, Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç, Hırvatistan Devlet Başkanı İvo Yosipoviç ve Karadağ Devlet Başkanı Filip Vuyanoviç de katıldı. Anma törenleri kapsamında 3 yıldır, giydikleri beyaz kefenlerle Boşnak, Sırp ve Hırvatlardan oluşan gençler ''Srebreniçki Inferno'' (Srebrenica Cehennemi) adlı oratoryoyu seslendirdi. Daha sonra cenazeler, öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.
***
Katliamın yıldönümünde katil Radovan Karaciç'e nişan
Lahey'deki özel mahkemede yargılanmakta olan Bosnalı Sırpların siyasi lideri Radovan Karaciç'e partisi tarafından Srebrenica katliamının 15. yıldönümünde nişan verildi. Bosna-Hersek resmi haber ajansı FENA'nın bildirdiğine göre, kuruluşunun 20. yıldönümü dolayısıyla önceki akşam bir tören düzenleyen muhalefetteki Sırp Demokratik Partisi (SDS), savaş suçu işlemekten 20 yıl hapis cezasına çarptırılan ve savaş sırasında Bosnalı Sırpların parlamentosunun başkanlığını yapan Momcilo Krayisnik'i de nişanla ödüllendirdi.
Karaciç ve Krayisnik, 1990'lı yılların başında eski Yugoslavya'nın parçalanması sırasında SDS'yi kurmuşlardı. Nişanların Karaciç'in eşi Lyilyana Zelen-Karaciç ve Krayisnik'in kardeşi Mirko Krayisnik'e takdim edildiği belirtildi. SDS'nin Karaciç ve Krayisnik'e nişan vermesi, Radovan Karaciç'in askeri güçleri tarafından 8 bin Boşnak erkek ve gencin katledildiği Srebrenica katliamının 15. yıldönümüne denk düştü. Radovan Karaciç, Lahey'deki eski Yugoslavya için Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde 1992-1995'teki Bosna savaşındaki ve özellikle Temmuz 1995'teki Srebrenica katliamındaki rolü dolayısıyla yargılanıyor.
(Vakit)