SP ve BBP

Abdurrahman Dilipak

Bu seçimlerde gözler bu iki partinin üzerinde olacak.. Ben bu iki partinin de Meclis’te temsil edilmesi gerektiğini düşünüyorum..

Keşke şu anayasa değişikliğinden hemen sonra seçim yasası ele alınsa ve seçim ittifakı ve baraj konusunda bir iyileştirme sağlasa..
Bana göre baraj olmamalı. Hatta Milli Bakiye sistemi bile, tam temsil için düşünülebilir.. Eğer ille de baraj olması gerekiyorsa bu yüzde 5 olabilir.. Hatta bölge partileri de kurulabilmeli.. En azından partiler, ülke barajı değil, seçime katıldıkları illerle sınırlı bir baraja tabi olmalı.. Ülke geneline dağılmış bir topluluk, aksi takdirde kendini hiçbir zaman yeterince temsil edemeyecek demektir..
Hatta, tercihli oy konusunun da tartışılması gerek. Seçmen, liste sonuna atılan birini bile tercih edebilmeli.. Bütün bunların etkin bir şekilde hayata geçirilebilmesi için e-demokrasi kapsamında, sandık kurullarında bilgisayarla ya da dışarıdan internet erişimli olarak oy kullanma imkanı sağlanmalı. Postayla da oy kullanılmalı. Oy pusulalarının satılması, örgütler tarafından toplanması da mümkün ama, bunlar bugün de, bu sistemde de mümkün olan şeyler.. Zaten eski sistem oy kullanmak isteyenler için de bu imkan sağlanmalı. Ön seçim konusu nerede ise artık uygulamadan kalktı.. Parti üyeliği, kongre delegeliğinden ibaret bir hale geldi.. Onun için siyasi partiler ve seçim yasasının bu çerçevede seçimden önce yeniden ele alınması gerekir diye düşünüyorum..
Türkiye bir imparatorluğun bakiyesi.. Temsili bir demokrasiden söz ediyorsanız, dini, etnik, kültürel çoğulculuğu temsil eden unsurların parlamentoda temsili gerekir..
Ben yakınlık duyduğum iki parti açısından duruma bakmaya çalışacağım. Yoksa, her milletten Süryani, Ermeni, Rum milletvekillerinin de Meclis’te olması beni mutlu eder..
Peygamberimizin Yesrib’de kurduğu Medine’de Yahudi, Hıristiyan, müşrik, herkes vardı..
Çerkez, Gürcü, Arap, Kürt, herkes olmalı.. Bunlar bölünme korkusuna vesile olmamalı, aslında gücümüzün farkına varmamız açısından bütün bunları bir zenginlik olarak görmemiz gerek..
CHP’nin ulusalcılığı, şansımızı şanssızlığa dönüştürdü.. “Tek tip” anlayışı kavgaya sebep oldu..
SP’nin seçim başarısı için Ulusalcılar, AK Parti’nin tabanından oy alacağını umdukları için ses çıkartmayacaklar.. BBP daha çok MHP’nin tabanından oy alacak gibi..
Bana kalırsa SP sandığa gitmeyen bir kesimi sandığa taşıyacaktır. Bir miktar da AK Parti tabanından oy alacaktır. Ama mesela, seçim ittifakı ya da barajların aşağı çekilmesi sözkonusu olursa, CHP’nin tabanından yeni oluşumlara gidecek olan oy AK Parti tabanından gidecek oydan daha fazla olacağından, oransal olarak oyu azalıyor gibi olsa da AK Parti’nin sonuçta parlamentoda temsil oranı yükselecektir..
Hatta, SP ve BBP’nin parlamentodaki temsilcileri, özellikle inanç özgürlüğü gibi konularda AK Parti için bir engel değil, bir şans olacaktır..
SP ve BBP derin hesaplar peşindeki birileri için umut olmamalı.. Bugün mevcut derin devlet unsurlarının, gizlenmek için bana kalırsa dini kurumlar ve milliyetçi unsurların safları arasında gizlenme çabaları var.. Aynı şekilde, eskisinin yerine getirilmeye çalışılan ve oluşmakta olan derin yapılar da dini gruplar ve milliyetçi kadrolardan beslenme çabası içinde.. Buna tarikatlar da dahil.. Laik, solcu, Alevi, Kemalist kadroların yerine, yeni dönemde yeni sağcı, milliyetçi, muhafazakar, dindar kesimden birileri ikame edilecek gibi sanki..
Bana kalırsa SP, BBP ve soldan bir koalisyonun daha Meclis’te temsil edilmesi, hem parlamentonun temsil kabiliyetini artırır, hem de daha dinamik bir denge oluşur.. İktidarın parlamentodaki yalnızlığını giderir..
Aslında özellikle SP ve BBP kadrolarının bu sızmalar konusunda çok dikkatli olmaları gerek.
Bu derin ilişkilerde, sopa da, havuç da çok büyük.
Derin devlet baskısından çok çekmiş insanların, bu etkin gücü kullanma konusunda istekli olmaları da benim için anlaşılır bir şey. Ama sonuçta siz o sistemi ele geçirmeden, sistemin sizi ele geçireceği de muhakkak. Sonra siz ne olduğunu anlamadan bir de bakmışsınız, geri dönülmez vadilerde dolaşıyorsunuz..
Geçenlerde BBP’deki arkadaşlarla konuşuyoruz da, Sağolsun Başkan da katıldı. İHH’nın Gazze kervanına destek için gelmişlerdi. Konuştuk biraz da, bu derin konularda birilerinin bir şey yapması gerek. Yoksa bu iş herkes için pahalıya gelecek gibi.. Ergenekon davası içinde de yaş-kuru birbirine karışıyor.. Kimin eli kimin cebinde belli değil, gerçek ve roller birbirine karışmış durumda. Kim kimin yanında niçin duruyordu o belli değil.. Sistem böyle kurulmuş. Birileri sistem içinde biyonik bir robot gibi. Kimileri, içeride ama olanlara karşı, bazı sapmalara karşı köstek, birileri gaza basarken birileri frene basmış.. Ama hepsi aynı odada.. Aynı belgede imzası olan insanlar. Kimi düne kadar aynı yanlışın parçası iken, bugün gerçeğin farkına varmış.. Kimi hâlâ korkuyor..
Bu konu bugün burada bitmeyecek, en iyisi arkası yarın.
Selam ve dua ile..

VAKİT