Sözleşmeli Öğretmenlik ve Sorunlar

​​​​​​​Sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen arasında fark yok deniliyor ama bazı özlük haklarında ciddi farklar mevcut.

Halil İncekara, Haksöz Haber için Sözleşmeli Öğretmenlik uygulamasını ve sorunlarını yazdı:

Geçtiğimiz yıllarda da uygulanıp kaldırılan sözleşmeli öğretmenlik en son 2016'da tekrar uygulanmaya başladı. Öncelikle kalkınmada 1. derecede öncelikli yörelerde olmak üzere KPSS'den gerekli puanları almış ve akabinde sözlü mülakatı da geçmiş adayların atanacakları yerde 4 yıl sözleşmeli artı 2 yılda kadrolu olmak üzere 6 yıl görevlendirilecekleri belirtilmiştir. Fakat burada birtakım belirsizlikler ortaya çıkıyor. Şöyle ki 3 Ağustos 2016 gün 29790 sayılı resmi gazetede 4 yıllık çalışma süresini tamamlayarak adaylık sürecinde başarılı olanlar aynı yerde en az 2 yıl daha görev yapar bunlar hakkında adaylık hükümleri uygulanmaz maddesi mevcut. Eğer adaylık hükümleri uygulamayacaksa kadrolu öğretmen ile aynı haklara sahip olacaklar demektir. Dolayısıyla kadrolu öğretmenler gibi eş durumu tayininde bulunabilecekler midir? Yoksa bir yıl daha çalışıp 5.yılın sonunda mı tayin isteyebileceklerdir? Yoksa 6. yılın sonunda mı?

Mülakat uygulaması da birçok sıkıntılara neden olmaktadır. KPSS'den çok yüksek puanlar alıp mülakatta yeter puan alamayan/verilmeyen birçok aday olabildiği gibi KPSS'den düşük puan alıp mülakatta yüksek puan alarak öğretmen olan adaylar da olabilmektedir. Mülakat konusu kamuoyu nezdinde de pek güvenilir bir yere sahip değildir, mülakat denince hemen herkes torpil yapılacak diye düşünmeye başlar.

Sınav komisyonları ister istemez objektif olamıyor, bir aday örneğin İstanbul'daki komisyonda altmış puan alamazken Ankara'daki bir komisyonda yetmiş puan alabilir. Neyse ki 2018 Nisan ayında bakanlık komisyon üyelerini toplayarak adayların KPSS puanlarını dikkate alın, mülakatta artı eksi üç puandan fazla puan vermeyin diye deklare etti. Bu uygulama tabii ki daha adilanedir fakat bu karardan önce ki uygulamalardaki haksızlıklar ne olacak?

4 artı 2 yıl şeklinde formüle eden sözleşmeli öğretmenlik geçtiğimiz haftalarda 3+1 olarak güncellendi. Yine burada öğretmenlerin ne zaman eş durumu tayininde bulunabilecekleri muallak. 3. yılın sonunda mı yoksa 4. yılın sonunda mı eş durumu tayini isteyebilecekler?

Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması birçok aileyi mağdur ediyor. Eski bakanlardan biri sözleşmeli öğretmenlere ya işini ya eşini seçeceksin önerisinde bulunmuştu!

Bir de şartlar belliydi, bile isteye bu durumu kabul ettiniz şimdi şikayet etme hakkınız yok deniliyor. Üniversite sıralarında dirsek çürütmüş o kadar sınava hazırlanmış ve böyle bir tercih ile başbaşa bırakılmış aday ne yapabilirdi? Sanki kendisine sözleşmeli mi kadrolu mu öğretmen olmak istersin diye sorulmuş o da sözleşmeli öğretmenliği tercih etmiş gibi bir tavır kabul edilemez. Kaldı ki en başta böyle bir uygulama yoktu oyunun ortasında kural değişti, hatta sonunda değişti. Adaylar KPSS’den iyi bir puan alıp kadrolu olarak işe başlayacaklardı ama KPSS artı mülakat ve 4 artı 2’lik bir sistem ile karşılaştılar. Hem de sınava çok yakın bir zamanda.

Sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen arasında fark yok deniliyor ama bazı özlük haklarında ciddi farklar mevcut. Örneğin 1. dereceden yakını vefat eden sözleşmeli öğretmene 3 gün memura 7 gün izin verilir, eşi doğum yaparsa sözleşmeli 2 gün memur 10 gün izin alabilir, evlenirse sözleşmeli 3 gün memur 7 gün izin alabilir, ücretsiz doğum izni sözleşmeli de 1 yıl memur da 2 yıldır vb. Ayrıca öğretmen odalarında 2. sınıf vatandaş muamelesine tutulduğunu belirten de epeyce öğretmen var.

Bunlara ilave olarak, sözleşmeli öğretmenlerin;

- Ek derslerinde kesinti yapılıyor ve diğer öğretmenlerle aralarında ciddi bir fark oluşuyor.

- Maaşları SGK üzerinden olduğu için vergi dilimine erken giriyorlar ve maaşları düşüyor.

- Yönetici olamıyorlar, yer değiştirme hakları yok, yurtdışında görevlendirilemiyorlar.

- Norm fazlası olan bir sözleşmeli öğretmen, mecburi yer değişikliğine tabii tutuluyor ama kadrolu öğretmene verilen yolluk, sözleşmeli öğretmene verilmiyor.

Geçen zaman içinde sözleşmeli öğretmenlere sağlık özrü ve ikisi de sözleşmeli olan öğretmenler için eş durumu ataması hakkı verildi. Böylece kısmen de olsa çözüm getirilmekte beraber mağduriyetler devam etmekte. Özel sektörde çalışan ya da kamuda çalışan kişiler aileleri ile nasıl kavuşacak? Sözleşmeli olarak çalışan öğretmenin eşinin çalıştığı iş yerinin şubesi eşinin çalıştığı yerde mevcut değilse aileler nasıl kavuşacak? Ya işini ya eşini mantığı ya sev ya terket mantığıdır.

Aile bütünlüğünün korunması hakkındaki anayasanın 41. maddesi ile sözleşmeli öğretmenlik uygulaması devlet açısından çelişkili bir durumdur. Çocuklar ya anne ya babasıyla beraber olup ya anne ya da babasının ilgi, sevgi ve şefkatinden mahrum bırakılmaktadır. Hatta anne ayrı yerde baba ayrı yerde çocuk ayrı yerde olan aileler bile mevcuttur. Boşanan çiftlerde görülmektedir.

Devletin sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına getirmesindeki mantık bir nebze olsun anlaşılabilir ama kabul edilemez. Devlet doğuda öğretmen tutamıyorum diye birçok aileyi mağdur etmektedir. Atadığımız öğretmenler 1 yıl sonra geri dönüyor orada öğretmen tutamıyoruz savunması yapmaktadır. Bu geri dönüşleri zorla durdurmuş olabilirler fakat zorla güzellik olmaz.

Bizce zorla güzellik yapmak yerine şu uygulamalar hayata geçirilerek kalkınmada 1. derecede öncelikli yerlerdeki öğretmen sorunu çözüme kavuşturulabilir:

1. Bulundukları yerin zorluğuna göre maaş zammı, ek ödeme yapmak, ek derslerini artırmak,

2. Hizmet puanında ciddi artırım yapmak,

3. Ulaşımda indirimler. Bayramlarda, hafta sonlarında, ailesinin yanına gidiş gelişlerinde uçak vb. ulaşım araçlarından indirimli yararlanması,

4. Lojman hizmeti,

5. Sözleşmeli öğretmenin görev süresi bittiğinde nokta tayin hakkı,

6. Sosyal, kültürel ve sportif imkanlar vb.

Özetle öğretmenleri bu bölgelerde tutmanın yolu zoraki değil teşvike dayalı koşullar öne sürerek mali ve özlük haklarını iyileştirmektir. 3 artı 1 olarak esneme olumlu bir gelişme olup sözleşmeli öğretmenlik tamamen kaldırılmalıdır

Eğitim Haberleri

Adı imam hatip okullarıyla özdeşleşen Mahmut Celaleddin Ökten vefatının 63. yılında anılıyor
Atatürk dönemi tarih müfredatı
Bakan Tekin'den laiklik sopasını gösterenlere okkalı cevap!
Fen bilimleri ateist despotların elinden kurtarılmalı…
Filistin Eğitim Bakanı, Türkiye'nin Gazzeli öğrencilere burs vermesini takdir etti