Soykırımın gölgesinde Doğu Türkistan'da Ramazan

Doğu Türkistan’da zulüm ve baskı altında yaşayan yaklaşık 30 Milyon Uygur ve Kazak Müslüman, Çin’in Doğu Türkistan’daki kısıtlamaları nedeniyle yaklaşık 7 senedir dinî ibadetlerinden alıkoyuluyor.

Doğu Türkistan’da Müslümanlar bu yıl da ramazan ayını yaşayamadı. Çin yönetimi tarafından her yıl yayımlanan klasik ramazan yasağı bildirisi bu yıl da yayınlandı. Bildiride, Müslüman parti üyeleri, kamu personeli, öğrenci, öğretmen, devlet kontrolündeki şirket ve kuruluşlarda çalışanların, ramazan ayı boyunca oruç tutmalarının yasaklandığı duyuruldu.

Müslüman Doğu Türkistanlılar tarafından işletilen dükkân ve restoranlara ramazan ayı boyunca sigara ve alkol satmaya devam etme ve oruç tutulan saatlerde açık kalma zorunluluğu getirildiği Doğu Türkistan’da ayrıca bu zorunluluğu yerine getirmeyen iş yerlerinin tamamen kapatılacağı ve “ağır biçimde” kapatılacağı belirtildi.

HALKIN ORUÇ TUTUP TUTMADIĞI KONTROL EDİLİYOR

Kırım Haber Ajansı (QHA) internet sitesinde yer alan habere göre, Doğu Türkistan’daki köylerde halkın oruç tutup tutmadığını kontrol etmek için Ahaliler Komitesine götürüldüğü anlaşılan görüntü kayıtlarında, insanlara polislerin gözetiminde ilaç ve su içirildiği gösteriliyor. Başta Uygur Türkleri olmak üzere bölgede yaşayan Müslüman Türk toplulukları, oruç tutmak dahil olmak üzere İslami faaliyetlerde bulunamıyor. Dinî ibadetlerini yerine getirilmeleri yasaklanıyor. Tesettür ve sakal gibi dinî vecibelerin tamamı yasak olduğu bölgede, vakit namazları ve teravihlerinde kılınmasına izin verilmiyor.

SAHTE, MÜSLÜMAN DOSTU KILIĞINA GİRİYOR

Ayrıca Müslümanların ibadetlerini ciddi şekilde kısıtlayan Çin, yurt dışında özellikle bazı Müslüman ülkelerde, sahte yanıltıcı propagandalarına, yapmacık eylemlerine devam ederken, Doğu Türkistan’daki soykırımı örtbas etmeye, kutsal ramazan ayını suiistimal ederek kendilerini Müslüman dostu göstermeye çalışıyor.

Gözlemciler, ramazan yasağının senelerdir devam ettiğini, özellikle “13. Beş yıllık plan” döneminde İslam Dininin Çinlileştirilmesi kisvesi altında yoğunlaştığını, ancak bu yıl soykırımcı Xi’nin ömür boyu diktatörlüğü söz konusuyken, bu yasağın daha da sıkı bir biçimde uygulanmaya konulduğunu, Çin’in eskiden beri halkın evlerine girerek tek tek kontrol eden polislere artık gerek duymadığını, çünkü Türk ve İslam dünyasının Uygurları görmezden gelmesinin, Çin’i cesaretlendirdiğini ve insanları bu şekilde bir araya toplayıp oruç tutan varsa anında, herkesin gözü önünde (ibreti alem için) cezalandırdığını kaydediliyor.

“RAMAZAN AYINI MÜSLÜMANCA KUTLAYAMAYAN TEK ÜLKEDİR DOĞU TÜRKİSTAN”

Doğu Türkistanlı Yazar, Muhammed Ali Atayurt şunları ifade ediyor: “Çin rejimi, bilinçli bir şekilde Müslümanların kutsal bildiği ramazan ayında gündüzleri içki festivalleri düzenliyor.

Uygur lokantaları dahil bütün restoranlar açık tutulmalı ve alkol satışları zorunlu. Kullanmaktan kaçınmak yasak. Eğer restorantlar alkol satışı yapmazsa veya festivallere katılmaktan vazgeçen olursa, Çinlilerin ‘aşırıcılık’ olarak belirlediği 48 kategoriden bir suç işlemiş sayılıyor. Ki bu suçlamaların arasında gerçekten ama gerçekten saçma, absürt gerekçeler bulunuyor. Alkol almayan bireyler, ‘radikal düşünceye sahip kişi’ tanımına giriyor. Toplama kampı veya hapse girmesi an meselesi. Neymiş? Efendim! ‘Gece yarısı yemek yememiz, yani (sahur) yapmamız, gündüz ise saatlerce hiçbir şey yemeden kalmamız sağlığımıza zararlı’ imiş. Bundan dolayı oruç yasak imiş bize. Kur’an okumamız, bizi zehirliyormuş. Beynimizi bir virüs gibi kontrol ediyormuş. Yeniden terbiye edilmek üzere kamplarda kalmamız icap ediyor.

Güvenliğimizi çok önemsedikleri için evlerimizin içine dahi birer Çinli memur yerleştirmiş. O benim sözde “Kardeş aile”(m) imiş. Öyle ya! Okullarda eğitmenlerimiz bize çok iyi bakıyor. Ramazan boyunca öğle yemeği bedava. Ama mutlaka yemek zorundasınız. Fakat ramazan ayı çıkınca bu hizmetler de askıya alınıyor nedense. Camiler ramazanda ‘tatil’. O zaman namaz kılmak için kimsenin Camiye gitmesine gerek kalmıyor. Yakınlarımıza ‘Ramazan kutlama mesajları’ göndermiyoruz. Hele ki ‘Essalamu Aleyküm’ gibi aşırıcılık cinsinden davranış göstermiyoruz. Çünkü bu ‘Çinli kardeşlerimizi’ incitecek imiş. Sadece ‘Ni hao’ dememiz kafi. Eskiden ramazan ayı boyunca yine ‘güvenliğimiz’ için her köşede bir polis gözetleme noktaları oluşturuluyordu, neyse ki şimdi kontrol noktaları ramazan dışında da varlar.

Ayrıca ‘tehlikeli’ kişileri pek ala temizliyorlar. Yani çoğunlukla din adamları ve Ulemaları. Çünkü bunlar bizi sosyalist toplum olmaktan uzaklaştırıyormuş. Çin’in Doğu Türkistan’daki Müslümanlara ramazan ayında dayattıkları daha bir düzine zulüm çeşitleri var. Bütün bunlar Doğu Türkistan halkının dinini özgürce yaşamasını engelleyen ciddi insan hakları ihlalleridir. Kısacası yer yüzünde ramazan ayını Müslümanca kutlayamayan tek ülkedir Doğu Türkistan!”

Doğu Türkistan Haberleri

Doğu Türkistanlı kadın 'Kur'an öğrettiği' için yıllardır cezaevinde tutuluyor
82 yaşındaki Doğu Türkistanlı toplama kampında vefat etti
Çin'in İstanbul Başkonsolosluğu önünde Urumçi protestosu
HRW’den Çin’in Sincan politikasına dair rapor
Antropolog Rahile Davut zalim Çin’in hedefinde