HAKSÖZ HABER
Gazetecilik ve tarafsız habercilik adına utanç verici günlerden geçiliyor. Avrupa ve ABD menşeili yayın kuruluşları Filistin'e dönük işgali haberleştirdiğinde Filistinlileri suçlayan bir dil kullanırken, İsrail'in saldırgan ve işgalci tutumunu görmezden geliyorlar. Alman haber kuruluşu DW ise bu tarz haberciliğin zirvesine aday olduğunu aldığı yeni bir kararla tüm dünyaya duyurdu.
AA'nın DW içerisindeki kaynaklara teyit ettirdiği notta, "DW olarak, İsrail’in bir devlet olarak var olma hakkını asla sorgulamıyoruz veya haberimizde yer alan kişilerin bunu yapmasına izin vermiyoruz." ifadesi kullanıldı.
Nazi döneminde, 1941-1945 yılları arasında çoğunluğu toplama ve imha kamplarında olmak üzere 5,6 milyon ila 6,3 milyon arasında Yahudi katledildi. Yahudi Soykırımı, temelini Nazi rejiminin propagandasını yaptığı ve halk arasında da kabul gören görüşlerden almıştı.
Bugün Almanya, Yahudi Soykırımı’nı kabul ediyor ve bu konuda da Yahudilere karşı özel bir sorumluğu olduğunu iddia ediyor.
Almanya’nın uluslararası yayıncısı Deutsche Welle de (DW), Almanya'nın soykırım nedeniyle Yahudi devletine yönelik özel sorumluluğunu gerekçe göstererek İsrail hakkındaki eleştirel haberciliği kısıtlıyor. Üstelik bunu aleni bir şekilde ilan etmekten geri durmuyor.
Bugün erken saatlerde haberlere yansıyan yeni bir gelişme daha yaşandı. Almanya ile Namibya arasında sürdürülen görüşmelerden sonuç çıktı.
1904-1908 yılları arasında Alman askerlerinin isyan eden Namibyalı Herero ve Nama kabilelerinden 100 bine yakın kişiyi öldürmesini Alman tarafı “soykırım” olarak kabul ettiğini duyurdu.
Bu güzel bir gelişme olarak değerlendirilse de Almanya’nın siyasi ve politik gelecek kararlarını etkileyerek iyi bir sonuçtan sicilini temizleme uğraşına doğru evriliyor. Ancak sicilini temizleyen Almanya’nın, sicilini insanlık adına utanç verici yeni kararlar ile kirlettiği de dikkatlerden kaçmıyor.
Birçok ülkenin işlemiş olduğu soykırım cürümleri ile ilgili birçok ülkeye yaptırım uygulanırken Almanya'nın neredeyse her yıl farklı bir ülkenin halklarına karşı işlediği soykırım cürümlerini kabul etmesi herhangi bir yaptırımı beraberinde getirmiyor!
Ekonomik gücü yerinde olan Almanya'nın yaptırımlar karşısında çaresiz kalması söz konusu olmadığı gibi halkı da kesinlikle olumsuz bir tavırla karşılaşmıyor. Ancak aynı Avrupa Birliği ülkeleri diğer ülkeleri bu konularda siyasi ve ekonomik yaptırımlara tabi tutmaktan çekinmiyor.
Avrupa Birliği ve Avrupa basını DW'nin bu kararını kınamadığı gibi eleştiri getirmekten de kaçınıyor.
Deutsche Welle, İsrail’in işgal altındaki topraklarda Filistinlilere yönelik saldırısına ilişkin önyargılı haberciliği nedeniyle uzun süredir eleştiriliyordu. DW’nin kararı insan haklarına karşı işlenmiş bir suç ve haberciliğin tarafsızlığına aykırı bir hareket olarak tanımlanıyor.
AA'nın DW içerisindeki kaynaklara teyit ettirdiği notta, "DW olarak, İsrail’in bir devlet olarak var olma hakkını asla sorgulamıyoruz veya haberimizde yer alan kişilerin bunu yapmasına izin vermiyoruz." ifadesi kullanıldı.
DW'nin yayın kurulu, bölgedeki son yaşananların ardından personeline gönderdiği yeni bilgilendirme notunda, muhabirlerinin ve editörlerinin İsrail'in apartheid rejimi (ırkçı politika) olarak nitelendirilmesini ve Filistinlilere yönelik zulüm suçlarını haber yapmasını yasakladı.
Sosyal medyada sızdırılan ve paylaşılan iki sayfalık belgede, soykırım mirasının ve Almanya'nın İsrail'e karşı özel sorumluluğunun ülke anayasasının ve dış politikasının mihenk taşları olmaya devam ettiğinin altı çizildi.
"İsrail için asla apartheid rejimi diye bahsedilmeyeceği ve sömürgeciliğe veya sömürgecilere atıfta bulunmaktan da kaçınılacağı vurgulanan bilgi notunda "Konuşma ve fikir özgürlüğüne ve insanların ilgili taraflardan herhangi birini eleştirme hakkına saygı duyuyoruz. Bununla birlikte İsrail'e yönelik eleştiri, İsrail devletini veya Yahudi halkını ve kültürünü lekelemeye, itibarsızlaştırmaya ve gayrimeşru kılmaya çalıştığında antisemitizm haline geliyor." denildi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) raporunda, İsrail’in Filistinlilere karşı apartheid ve zulüm suçları işlediği vurgulanmıştı.
HRW’nin geçen ay yayımladığı 213 sayfalık raporda, "Bulgu, İsrail hükümetinin Yahudi İsraillilerin Filistinliler üzerindeki hakimiyetini sürdürme politikasına ve Doğu Kudüs dahil işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinlilere karşı işlenen ağır suiistimallere dayanıyor." ifadelerine yer verilmişti.