Aslında bunları muhatap alacak değildim ama.. Bunların peşine takılacak bazı mahalle sakinleri de “Ama canım Vakit de” diye başlayarak “kuyrukçuluk” yapacakları için, şimdiden cevabımızı verelim.. Evet, illegal Basın Konseyi, yetmemiş, GazetecilerCemiyeti, dün vakit’e cevap yetiştirmekle meşgul olmuşlar!
Basın Konseyi’nin kafaya taktığı haber, “Söverken turp gibiydi” haberi!
Türkan Saylan’ın, dini değerlerle ilgili açıklamalarını vererek, arkasından evinde terör örgütü ile bağlantılı olarak mahkeme kararı ile yapılan aramada ajite edici hastalık görüntüleri verilmesini haberleştirdik!
Allah kimseye hastalık vermesin!
Eyvallah!
Kimseye beddua etmeyelim, kimsenin bir hastalığa düçar olmasını sevindirici bir olay gibi görmeyelim..
Eyvallah!
Ama lütfen, bu insanî vazifelerimizi yaparken, başka insani vazifelerimizi de gözardı etmeyelim..
Örneğin, bir insan, adını da vereyim (Şu an daha da ağır hasta olduğu söyleniyor ama.. Yazacaklarımın, hastalıkla direkt bir ilgisi yok. Kaldı ki, Saylan’ın mağdur ettiği genç kızlardan kaç tanesinin şu an ne durumda olduğunu hiç kimse bilmiyor. Dolayısı ile, o kısır tartışmaya girmeyelim) Türkan Saylan.. Yöneticisi olduğu derneğe müracaat eden genç kızlar arasında ayrımcılık yapıp, “Bu başörtülü, burs verilmesin. Şu İHL mezunu, burs verilmesin” diyerek notlar tutar ve bu notların gereği burs taleplerini geri çevirirse..
Belki bunun için şunu söyleyenleriniz olabilir: “Size ne.. Sizin cebinizdeki paradan mı burs veriyor? Kendi topladığı parayı, istediğine burs olarak verir, istemediğine vermez.”
Hayır, olay böyle değil. Çünkü o dernek, devletten vergi muafiyeti almış.Dolayısı ile de cebimizden burs vermiş oluyor. Ayrıca bir ayrıntı daha var.. Burs vereceğim diye vatandaştan para toplanırken, “Başörtülülere burs vermeyeceğiz, İHL’lilere burs vermeyeceğiz!” diye bir duyuru yapmıyorlar. Parayı topluyorlar.sonrasında ise, böyle bir ayrımcılık yapıyorlar. İşte bu sebepledir ki, olay vahimdir. Bizim eleştirimizi hakeden bir insanlık suçudur!
Burayı geçelim.. Burada olsa olsa, Saylan’ın eylemi, birkaç yüz öğrenciye, hakettiği halde burs verilmesini önlemekten ibaret..
Peki Türkan Saylan’ın, başörtülü kızların üniversite kapılarından geri çevrilmesi ile ilgili verdiği uğraşlara ne diyeceksiniz?
Gece gündüz çalışmış, yarışa girdiği diğer arkadaşlarından daha başarılı olmuş başörtülü öğrenciler, Saylan ve benzerlerinin yüzünden, üniversiteye devam edemediler!
Saylan’ın durumu ile ilgili haberimizde, “insani değerler” açısından sorun gören beyefendiler, hanımefendiler! Sizler hiç, gecenin yarısında, gazete merkezini arayıp, “Benim kızım, üniversitenin üçüncü sınıfından ayrılmak zorunda kaldı. Ne yapacağız? Bu sorunu nasıl çözeceğiz? Bir bilginiz var mı? Bu yasak daha ne kadar sürecek? Bize bir tarih verirseniz, belki bekleriz. Ama biz şu an ne yapacağımızı da bilmiyoruz!” diye ağlayan anneleri dinlediniz mi?
“Benim oğlumun bütün dersleri pekiyi. Gittiği dershanede diğer liselerdeki arkadaşlarından çok daha başarılı.. Ama şu katsayı sorunu çözülmedi. Ne zaman çözüleceği belli değil. Oğlum, ‘Katsayı çözülmezse, ben hiçbir üniversiteye giremem anne’ diye her gün stresten sinir küpüne dönüyor. Ne yapabiliriz? Ne zaman bu sorun çözülür?” diyen, çocuğunun hakettiği fakülteye giremeyeceğinden endişe ederek çare arayan anneleri dinlediniz mi hiç?
Evet, onları bu hale düşürenlerin içinde, Türkan Saylan da var!
Onun girişimleri ile, onun çabaları ile bu ülkede öğrencilerimiz, hakettikleri fakültelere gidemediler!
Zeki ve çalışkan çocuklar değil, Saylan’ın “çağdaş” gördüğü gençler fakültelere girdiler!
Ve bu haksızlıklar sonrasında, Vakit’in, Saylan ile ilgili haberi, “Saygısızlık oldu..Ayıp oldu!”
Saygısızlık ve ayıp arayanlar, kendi hayatlarına bakabilirler.. Bol bol göreceklerdir! Vakit‘in tavrı, insani değerlere saygısızlık değil, gerçeğin haykırılmasından ibarettir!
İllegal Basın Konseyi ile köşemiz doldu.. Gazeteciler Cemiyeti’ni de, daha sonra yazarız inşaallah!
VAKİT