Sosyal Medyanın Yol Açtığı Değişimi Sorguluyor muyuz?

Çeşitli sosyal medya platformlarına yükledikleri ilginç videolarla para kazananlara ilişkin haberler artık sık sık karşımıza çıkıyor. Fatma Barbarosoğlu, bugünkü yazısında, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunuyor.

Yeni Şafak gazetesinde “Ev zamanı” değişti mi?/Oynaya oynaya para kazananlar başlığıyla yayımlanan Fatma Barbarosoğlu imzalı yazıyı ilgilerinize sunuyoruz:

Hiçbir şey için vakit ayıramıyoruz. Hiçbir şeyi layıkıyla konuşup yazamıyoruz. Siyasetin hızı, günlük hayatın hızı derken gün olmadan dün oluyor her şey.

Mesela üzerinde uzun uzun konuşmamızı hak edecek bir toplantı yapıldı geçtiğimiz ay. 42. İktisatçılar Haftası. İktisatçılar Haftası’nda konuşulan konulardan biri de “Dijitalleşmenin Etkileri, Sermaye ve Emeğin Geleceği” idi.

Toplantının yapıldığı sıralarda insansız otomobilin bir kişinin ölümüne sebep olduğu “haber” olarak dikkat çekti.

“Dünya kamuoyu” şoförsüz aracın yaptığı ve bir kişinin ölümüne sebep olan kazayı, insanların kullandığı araçlar her gün yüzlerce kişinin ölümüne sebep oluyor tesellisi içinde kabullendi.

42. İktisatçılar Haftası’nda konuşan Prof. Dr. Hacer Ansal “robotların imalat sektöründe söz sahibi olduğu bir döneme girildiğini, bunun kadın emeğine olumsuz etkisi olacağını” söyledi. Prof. Dr. Hacer Ansal’ın cümlelerini okurken butik üretimin önünün açılacağını, üretimin eve gireceğini ifade eden Alvin Toffler’in 1970’lerde bütün dünyayı etkileyen ŞOK kitabını hatırladım. Alvin Toffler 3. Dalga döneminde evin, üretimin merkezi olacağını söylüyordu.

Evin üretimin merkezi olması meselesini, şimdilik “YouTuber”lar üzerinden idrak ediyoruz. Bir boş vaktinizde şöyle bir dolaşın... Her meşrepten ev kadını, genç kız, delikanlı, anne-çocuk YouTube kanalı üzerinden “kendisini/becerisini” kamuya arz ediyor. Tanınmış bir markanın hisse senetlerini arz etmesi gibi bir arz ediş söz konusu. “Kör alıcının kör satıcısı olur” atasözünün güncellendiği yer YouTube kanalları. Her yaştan, her sınıftan insanı “bir başarı” hikayesi olarak bulmanız mümkün “ORADA”.

Mesela “Kim milyoner olmak ister?” yarışmasında 30 bin lira kazanan Tekirdağ Çerkezköy’den “fenomen teyze” Instagram’da nasıl para kazandığını, bir şeyleri “başarmış” özne olarak zevkle anlatıyor. Ahir ömründe hiç beklemediği bir “kazanç”.

Önce mimar oğul, annesini ofisine davet ediyor. Annesinin vidyosunu çekiyor. Vidyo çekimlerinden eşinin memnun olmayacağını tahmin eden “fenomen teyze” oğlunun “emeğini” boşa çıkarmıyor. “Kendisi” olarak yer aldığı o mecrada bu yer alıştan mutlu ve mesut. Henüz para kazandığını bilmiyor. Ama bir gün eşi fark ediyor. “Utanmıyor musun kocaman kadın böyle işler yapmaya!” diye eşinden azarı işitse de “yoluna devam ediyor”. Sonunda hayatında daha önce bir arada görmediği parayı kazanıyor “fenomen teyze”. Yapılan işten para kazanıldığı öğrenilince tutum ve davranışlar değişiyor. “Utanmıyor musun?” diyen aile reisi, “Hadi ben yatıyorum, siz devam edin” diyerek eşini ve oğlunu yeni çekimler için teşvik ediyor.

“Fenomen teyze” tek örnek mi? Hayır. Her hafta Instagram ya da YouTube kanalından para kazanan şöhretlerle ilgili bir haber ya da vidyo düşüyor sosyal medyaya. Bu haberler çocuklar, gençler ve yaşlılara oturduğu yerden nasıl para kazanılacağı konusunda “yöntem” de sunmuş oluyor.

Sunulan “yöntemler”, yeni fenomenler inşa ederken eski şöhretler yeni “yöntemleri” uygulamaya kalktığında dibe çakılabiliyor.

Örnek mi? “Türkiye’nin en akıllı, en güzel, en başarılı kadını” olarak adını tescillemeye kalkan artistin filmi, gişede tam bir hayal kırıklığı olarak yok oldu.

Oysa çocuklardan ve yeni yetmelerden başka kimselerin adını bilmediği sosyal medya fenomeni Enes Batur’un ilk sinema filmi “Hayal mi Gerçek mi?”, 1 milyon 480 bin 47 seyirci tarafından izlendi ve 17.4 milyon TL hasılat yaptı.

Bendeniz Enes Batur adından, iki yıl önce 10-12 yaşlarındaki çocuklara “Büyüyünce ne olacaksın?” diye sorup, “Enes Batur olacağım” cevabını aldığımda haberdar oldum. “O kim ki?” diye şaşkınlıkla sorduğum soruya aldığım cevap: “Hiç işe gitmeden oyun oynaya oynaya evinden 500 bin lira kazanıyor.”

Her ne kadar “Çocuktan al haberi” diye bir atasözümüz olsa da, çocukların söylediğine pek de inanmamıştım. Oynaya oynaya para kazanmak? Oysa çocuklar sahiden doğru söylüyormuş. 2019 yılında vergi rekortmenleri arasında Enes Batur’u görmemiz mümkün. Şayet bir yolunu bulup vergi kaçırmayı planlamaz ise. Malumunuz seçim vaatleri, vatandaşlık hukukunu ihlal edenlerin ne kadar “kazançlı” olduğunu idrak etmeye davet ediyor bizi.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!