CHP, sosyal demokrat bir parti.. Aydın Doğan’ın sahibi olduğu televizyon ve gazeteler de, yine benzer bir çizgide.. Zira genel yayın yönetmenleri, ağırlıkla sol çizgiden isimler.
GazetecilerCemiyeti, Basın Konseyi yönetimi.. Hepsi sol çizgide..
Ama bakıyorsunuz, son bir hafta içinde sol çizgideki bu parti, gazete ve derneklerin verdikleri sınavda, klasik sosyal demokratlar gibi değil, tam aksine kabadayılar gibi, haksızlıkları körükleyen/en azından seyirci kalan menfaat çevreleri gibi tavırlar sergileniyor!
Önce muhabirimiz HüseyinKulaoğlu’nu, CHP İstanbul BüyükşehirBelediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı toplantıda tartakladılar.
CHP’liler ve Aydın Doğan medyasının önemli ismi Güneri Cıvaoğlu’nun huzurunda yaşanan bu kabadayılık, gazeteci dernekleri tarafından da kınanmadı, görmezden gelindi.
Küçücük bir tartışma sonrasında bile, hemen muhabirlerin uğradıkları muameleler için kınama mesajları yayınlayan gazeteci dernekleri, haksızlığa maruz kalan muhabir Vakit mensubu olunca, üç maymunu oynadılar.
Hükümetin emrindeki Basın İlan Kurumu’ndan 1.5 trilyona yakın karşılıksız parayı alırken, “Biz gazetecilerin haklarını koruyoruz.Onun için bize, devlet yardım etmeli” diyenler, Vakit’in muhabirleri sözkonusu olunca, gazetecilere sahip çıkma sözünü unutuverdiler.
“Biz gazeteci derneğiyiz.Hükümetten para yardımı almayız. Aksi uygulama, basın için utanç verici bir durumdur” demiyorlar, diyemiyorlar!
Sabah akşam eleştirdikleri hükümetin emrindeki bir kurumdan karşılıksız para yardımı almayı devam ettiriyorlar!
Parayı alıyorlar, arkasından yine hükümete küfür ediyorlar. Üstelik, hükümete küfür edenlerin yanlışlarını da görmezden geliyorlar! Hükümete küfür edenlerin faili oldukları gazeteci tartaklamalarına sessiz kalıyorlar!
Bu hafta içindeki ikinci olay da, bir CHP’li bayanın, çarşaf giyerek CHPotobüsüne binmesi ve sonrasında yaşanan rezaletler!
O bayanın niçin çarşaf giydiği, amacının tam anlamda ne olduğu ayrı bir konu.
Ama bu bayanın CHP’li olduğu kesin.
Bir CHP’li bayana, şu veya bu sebeble, saldırmalar, küfürler, hakaretler, fiili saldırılar sergilendi. Sosyal demokrat bir parti gibi değil, sanki kadın düşmanı, sokak kabadayısı bir yeraltı örgütlenmesi gibi davrandılar...
Kimisi tükürüyor. Kimisi kadının başından çarşafı çekip iç giysilerini ortaya çıkarmaya çalışıyor.. Kimisi basın mensuplarına saldırıyor, “Çekmeyin lan” diyor!
Sosyal demokrat partinin elemanları bunları yapıyor da, aşağılanan, hakir görülen kadının hemcinsleri ne yapıyor? Kadın dernekleri ne yapıyor?
Hiiç!
Hiçbirisinden küçücük bir tepki yok..
Tartaklanan, küfüre muhatap olan, “Çekmeyin lan” diye tehdit edilen gazetecilerin maruz kaldıkları eylemlere, gazeteci derneklerinden bir tepki var mı?
O da yok!
Hatırlayın, 28 Şubat sürecinde, Sincan’da bir kaşık suda fırtına koparılmıştı. Sincan’da kurulan Kudüs dayanışması amaçlı çadır, medyanın baskısı ile, hemen ertesi günü sökülmüştü. Ama kartel medyası bununla da yetinmemiş çadır sökülürken de, muhabirlerini oraya gönderip, tahriklerini sürdürmüştü.. Hatta çadırı sökenlerden birisine, Işın Günel isimli televizyoncu, tahrik dolu konuşmalarla mikrofonu uzatınca, bir tokat yemişti!
İşte o tokat, bir ay boyunca, tüm televizyonlarda, döndüre döndüre gösterilmişti. Bir tokat yüzünden, o kişi tutuklanmış, mahkum olmuştu!
Evet, sadece bir tokattı, eylemin tamamı.
O tokat üzerine, ne programlar yapıldı.
Şimdi esas gazeteciler tartaklanıyor. Tehdit altında kalıyorlar. Kadınlar asıl şimdi küfür yiyor, çekiştiriliyor, yüzlerine tükürülüyor..
Ama, 28 Şubat sürecinde döndüre döndüre defalarca aynı görüntüleri kamuoyuna seyrettirenler, şimdi büyük bir çaba içinde, konuyu kapatmaya çalışıyorlar!
Sizi gidi CHP medyası sizi!
Sizi gidi sahte sosyal demokratlar sizi!
Mütedeyyin bir kişinin, küçücük bir yanlışını büyüte büyüte, deve yapıp gösteriyorlar!
Solcuların her gün tekrarlanan yanlışlarını ise, kapatmak için elbirliği ile gayret gösteriyorlar!
Sizi gidi ahlaksızlar sizi!
VAKİT