ABDULBARİ ATWAN; Muhammed Mursi’nin Mısır halkı için anlamını yorumluyor:
Araplar bir Arap devlet başkanının konuşmasını nadiren takip ederler. Bu gelenek büyük liderlerin olmaması sebebiyle kırk yıldır kalktı. Ancak seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin yüz binlerce devrim destekçisinin ortasında Tahrir Meydanı'nda cuma günü yaptığı konuşma kelimenin tam anlamıyla bir istisnaydı.
Mursi'nin konuşması devlet adamı konuşması, halkın rahminden halka gelen bir başkanın konuşması, saygınlık içeren, meydan okuma ve büyüklüğün anlamlarını tartan bir konuşmaydı. Kullanılan kavramlar önceki Mısır liderlerinin konuşma ve tutumlarında yoktu. Hiç kimsenin Mısır'ın onuruna veya büyüklüğüne dil uzatamayacağı veya kendi şahsı bir yana halkının ve başkanının saygınlığına zarar vermeyi düşünemeyeceği uyarısında bulunan bir başkana alışkın değiliz. Halkının saygınlığının yanında yer alan ve saygınlığın çiğnenmesine karşı devrim yapan, ülke içinde ve diasporada Mısır'ın bütün vatandaşlarının yanında durma sözü veren, Amerikan hapishanelerinden birinde bulunan Ömer Abdurrahman'ı zikretmekten bir an bile tereddüt etmeyen bir Mısır cumhurbaşkanı duymadık. Birçokları gibi önceki cumhurbaşkanının da bıraktığı Abdurrahman, çeşitli sebepler ve gerekçeler altında zulme ve baskıya maruz kaldı.
Mursi'nin konuşması sadece meydan okuyan güçlü bir konuşma değildi, aynı zamanda birçok çevrelere mesajlarla doluydu. Birinci mesaj adını vermediği İsrail'eydi. Mısır halkına dayanarak Mısır'a yönelik her saldırıya karşılık vereceğini ve hatta engelleyeceğini belirtti. İkincisi ABD'ye idi. Mesajın kavramları içinde herhangi bir devlete bağımlılığın anlamının kalktığını ifade ediyordu. Üçüncüsü Askerî Konsey'eydi. Halkın iktidarın ve meşruiyetin kaynağı olduğunu, başka hiçbir meşruiyetin bu meşruiyetin üstünde olmayacağını, halkın iktidarı üstünde bir iktidar bulunmadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Mursi'nin konuşmasında Camp David anlaşmalarına ve Gazze ablukasına yönelik tutumundan bahsetmesini, İsrail işgaline değinmesini isterdik ancak yapmadı. Belki de tehlikeleri bertaraf etmek, Askerî Konsey ve dış güçlerle çatışmadan kaçınmak amaçlı taktiksel bir adımdı. Zira Mısırlı çevrelerde ve Arapların çoğunluğunda İsrail arbedesiyle mücadelede kendisine bağlanan umutlar çok büyük.
Önümüzdeki birkaç gün, Dr. Mursi açısından zor olacak. Ortada cumhurbaşkanı olarak sadece kendi geleceğini değil, Mısır'daki devrimin ve demokrasinin geleceğini belirleyecek üç önemli sorun var. İlki askerî kurumun önceki bütün cumhurbaşkanlıkları zamanında olduğu gibi cumhurbaşkanlığının otoritesine nasıl boyun eğeceği. Askerî Konsey devlet olmak ve en iyi durumda küçük devlet içinde büyük devlet ve bir başka ifade ile küçük olsun veya büyük devlet üstü olmak istiyor.
İkinci sorun; hâlâ önceki rejim zihniyetiyle yaşayan, devrimi başarısız kılmak ve Mısırlıların devrimden nefret etmesini sağlamak için güvenlik çöküşünü derinleştiren Baltacı uzmanların yuvalandığı güvenlik kurumunun evcilleştirilmesi ve temizlenmesi. Üçüncüsü ekonominin kurtarılması, işsizlere milyonlarca iş bulunması ve fakirlik sınırı altında yaşayan 40 milyon da dahil vatandaşların yaşam standartlarının iyileştirilmesi. Askerî Konsey, Ahmed Şefik'in cumhurbaşkanlığını ilan etme, bütün senaryoları ve mücadele şekillerini belirleme planı yapıyordu ancak Amerikan müdahalesi bunu engelledi. Bu müdahale demokrasi için değil, Suriye krizinin ciddileştiği, Libya'nın başarısız bir devlete dönüştüğü, El Kaide örgütünün köklerini Yemen, Irak, Kuzey Afrika ve Somali'de derinleştirdiği bir zamanda bölgedeki Amerikan stratejik ittifakı içindeki en önemli bir ülkede felaketten sakınmak içindi.
Mursi'nin cumhurbaşkanlığı zorlu, iniş ve çıkışlarla, farklı yönden ve özellikle de Arap komplolarıyla dolu olacak. İlk atış Körfez'den geldi. Dubai Polis Müdürü Dahi Halfan, Mursi'yi olumlu karşılamadığını ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne yoğunlaşması gerektiğini belirtti. İkincisi, kutlama mesajı soğuk ve gecikmeli gelen Suudi Arabistan'dan. Üçüncüsü yas ilan eden ve liderleri paralarıyla birlikte dışarıya kaçmaya başlayan karşı devrimden geldi.
Başkan Mursi'nin gücü halkına dayanmasından ve halkının desteğinden emin olmasından kaynaklanıyor. Bu yüzden Tahrir Meydanı'na polis arabaları konvoyu eşliğinde ve çelik yelek giyerek gelmedi. Bu adamın kalbi imanla dolu, cepleri temiz ve niyetleri iyi. Kısaca Mursi bir şehadet, Mısır'ın onuru ve izzeti, Arap ve İslam ümmeti için bir şehadet projesi. Bu yüzden yüce görevinde desteği ve başarıyı hak ediyor.
El Kuds El Arabi gazetesi 1 Temmuz 2012
ZAMAN