Sorun: Ulus Devlet, Çözüm: Ulus Bayrak mı?

Kendini bayraksız gerçekleştirip ifade edemeyen birey ve toplum modeli ciddi bir hastalık halidir.

HAKSÖZ-HABER

Ulus devletin dertlerinden mustarip koca bir topluma ulus devletin bayrağı eşliğinde reçete önermek akıl kârı mı? Bu ülkenin insanları ne zamandan beri bayrak etrafında, bayrak ortak paydasında ve tasallutunda birlik ve beraberlik hayali kurmaya mecbur oldu?

Kenan Alpay cevaplıyor:

Bayrak Dertlere Deva mı Yoksa …!

Kürt sorununa çözüm arayışları çerçevesinde sürdürülen faaliyetlerin bir bölümü de halkın arasına giren aydın-sanatçı üzerinden yürütülüyor. Bu faaliyetler ülkenin değişik şehir ve ilçelerinde kim planlı kimi de kendi doğallığı içinde devam ediyor. Buna karşın gerek Meclis kürsüsünde CHP ve MHP kadroları gerekse sokakta farklı ulusalcı fraksiyonları temsil eden kadrolu ‘siviller’ eliyle sistematik itibarsızlaştırma operasyonları da hız kesmiyor.

“Türkiye’yi bölme-parçalama ihaneti, ABD-AKP işbirliğiyle Büyük Kürdistan Projesine onay” şeklinde bir kötülük odağı olarak inşa ettikleri imajlarla süreci durdurmak için ulusalcıların elindeki en güçlü silah nedir? Evet, bayrak laik-Kemalist statüko muhafızlarının elindeki en güçlü sembollerden biridir.

Bayrak, modern ulus devletin modern bir fetişi olmayı çoktan aşıp toplumsal duygu ve düşünceleri, dostluk ve düşmanlıkları tek hareketle açık eden keskin bir sembole dönüşmüş durumda. Resmi ideoloji ve iktidar sınıflarının marifetiyle bayrak, bütün kapıları açan kutsal bir tılsım, cümle dertlerin acil şifası, her türlü kem sözü ve belayı başımızdan def edecek nazarlık gibi tartışılamaz, tartışılması teklif dahi edilemez bir dogma olarak hem hayatın merkezinde hem de kimliği tanımlamada en üstte konumlanmış durumda. Peki, bu hayra alamet olmayan konumlanış nasıl çözümlenir?  

Sorun: Ulus Devlet, Çözüm: Ulus Bayrak

Öcalan’ın Newroz mesajından sonra hayal kırıklığına uğrayıp Kürt ulusal hareketine “şimdi silah bırakmak da neyin nesi” diye sitemkâr yazılar yazan Baskın Oran’ın sahaya indikten sonra söylemlerinde epeyce değişim oldu. Hemen herkes müsamereyi andıran bir takım ulusalcı-sosyalist protestolar üzerine İzmir Urla’da Baskın Oran’ın “solcu olduğumdan utanıyorum” sözünü hatırlar. Fakat burada hem siyaset bilimi profesörü olarak hem de sol-sosyalistlerden Kürt ulusal çevrelerine kadar hatırı sayılır çevrede sözüne itibar edilen Baskın Hoca ve beraberindeki Tarhan Erdem’in nedense ulus devlet ve bayrak üzerine yaptığı vurgulu konuşma atlanmış.

Şu cümleler Baskın Oran’a ait: “Devlet 12 Eylül’den önce de Kürtler üzerine terör uygulamıştır. Cumhuriyet yanlış kuruldu. Cumhuriyet 1924 Anayasası’ndan itibaren ulus devlet ilan etti. Kürtleri biz böyle isyan ettirdik. Şimdi biz Cumhuriyeti demokratik olarak yeniden kuruyoruz. Başımıza bela olan ulus devletten kurtuluyoruz.”

Aynı mekân, aynı zaman ve bağlam içinde söylenen şu cümleler de Tarhan Erdem’e ait:  “Çözüm süreci başarıya ulaştığında Nevruz’da Diyarbakır meydanları kıpkırmızı Türk bayrakları ile dolacaktır. Bayrakla sorunu olan Kürt yok”

Yazının Devamı…

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!