Sonuçları İtibariyle Tüm Mazlumlar İçin Zafer Olan Bir Seçim

Yazısında 24 Haziran seçim sonuçlarını değerlendiren Muharrem Güneş, bunun ümmet coğrafyasından nasıl algılandığına örnekler vererek sonucun sadece AK Parti değil cümle mazlumlar açısından da zafer olduğunu söylüyor.

Muharrem Güneş’in Yeni Akit’teki köşesinde yayınlanan konuyla alakalı bugünkü (26 Haziran  2018) yazısı şöyle:

Türkiye’nin Değil, Mazlumların Zaferi!

Erdoğan’ın % 52’lik bir oranla seçim zaferi, Türkiye›deki Arap toplulukları arasında büyük bir mutluluk ve sevinç havası yaşattı. Arap aktivistlerin ve tanınan şahsiyetlerin sosyal medya hesaplarında birinci gündem maddesi, başta Suriyeliler olmak üzere ülkelerindeki savaş ve iç karışıklıklar nedeniyle Türkiye›ye ve sığınmacı olarak yaşayan bütün Arap toplumlarına tebrik ve müjde mesajlarıydı.

Erdoğan’ın siyasi rakiplerinin seçim sürecinde Suriyeli mültecilerin ülkelerine gönderilmesi üzerinden bir siyaset yürütmeleri Türkiye’de yaşayan ve sayıları 5 milyona varan bütün Arap toplulukları arasında büyük kaygı yaratmıştı.

Seçim sonuçlarının Erdoğan lehine belirginleşmesiyle birlikte politikacılardan, medyaya, hukukçulardan ve din adamlarına kadar bütün aktivistler, Erdoğan’ın zaferine övgüde bulunarak “Türkiye’nin başarısının arkasındaki en önemli etkenin; ezilenlere, zulümle yerlerinden edilmişlere sığınak” olduğuna yapılan vurguydu.

Bir diğer önemli husus Arap ülkeleri yöneticilerinin Türk ekonomisini zayıflatarak “Erdoğan’ı devirme girişimleri”ne taraf olanlara şiddetli eleştiriler yöneltildi.

Profesör Muhammed Muhtar el-Şankiti, Türk halkını ve dünyanın tüm özgür halklarını tebrik ederken, ‘Arap Likud’u olarak tanımladığı “darbeci yönetimlerin ve İslam medeniyetinin yeniden dirilişini her şekilde engellemeye çalışan karşı devrim finansörlerinin kaybı” olarak yorumladı.

Özellikle birçok yorumcu Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ı işaret ederek seçim öncesi TL’nin dolar karşısında değer kaybı yaşanmasını sağlayacak hamlelerle Erdoğan›ı ekonomi üzerinden düşürerek devirmekle suçladılar.

Mısırlı yazar Muhammed El Cevadi BAE ve onun büyük müttefiki olan patronların son yıllarda başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin başarısızlığı için 200 milyar dolar harcadıklarını ancak Türkiye’de hedeflerine ulaşamadıklarını belirtti.

“Erdoğan sadece beş rakibini alt ederek ülke içinde kazanmakla kalmamış, aynı zamanda, diktatör olduğu iddiasıyla kendisine karşı ittifak yapan Batı’nın komplolarını oy sandığı aracılığıyla devirerek, bölge halkı için yakın bir gelecekte diktatörlerini devirmeleri için bir ümit ışığı olmuştur” yorumunda bulunan Macid Abdulhadi bölge halkları için istikrarlı bir modelin ne kadar önemli olduğunun altını çiziyor. Çünkü bu coğrafyada seçim ile iktidar olan herhangi bir yönetim bulunmuyor. Başarılı olanlar uluslararası aktörlerin piyonu olan bölgesel yönetimlerin savaş, darbe veya ekonomik krizleriyle karşı karşıya kaldı.

İslam ülkelerinde seçimle yönetim tecrübesinin olmaması nedeniyle sandıkların kapanmasından birkaç saat içinde sonuçların ortaya şeffaf bir şekilde çıkması ve son seçimlerde % 87-88’lik bir oranla üst düzey bir katılımın gerçekleşmesi dünya geneli açısından önemli bir başarı olarak kabul ediliyor.

Sonuçların açıklanmasıyla birlikte Balkanlar’dan Afrika’ya, Arap ülkelerinden Asya ülkelerine varıncaya kadar Türkiye dostu yöneticiler ilk dakikalarda tebrik mesajlarını ilettiler. Seçim sonuçlarının en büyük sevineni şüphesiz Gazzeli ve Kudüs’ün mazlum halklarıydı. Filistin direniş hareketi Hamas, İhvan-ı Müslimin, Dünya Müslüman Alimleri Birliği, Nahda Hareketi ve daha nice hareket ve topluluklar bu seçim sonuçları ile rahat bir nefes aldılar ve kendi seçimleriymiş gibi birbirlerini tebrik ettiler.

Katar halkı abluka döneminde en büyük destekçisi Türkiye’nin zaferini sokaklara dökülerek kutlarken, ablukacı ülkeler Suud, Bahreyn, BAE ve Mısır’da darbe destekçisi, Türkiye karşıtı basın suspus olmuş adeta matem havası yaşıyor.

Gerçekten de Başkan Erdoğan’ın önderliğindeki bu zaferi sadece Türkiye’ye has bir mesele olarak değerlendirmek yanlış bir okuma olacaktır. Bu seçimlerin uluslararası etkileri ve kendi ülkeleri için bir başarı hikâyesi olarak örnek almaları açısından bölgesel etkileri yönüyle çok önemli olduğunu belirtmek gerekir.

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!