Soner Yalçın: Ayasofya İbadete Açılırsa Rusya Çok Kızar

Soner Yalçın her zaman olduğu gibi atılacak bütün hayırlı adımları FETÖ ve CIA projesi ilan ederek sabote etmeye çalışıyor.

HAKSÖZ HABER

Odatv ve Sözcü yazarı Soner Yalçın her zaman olduğu gibi atılacak bütün hayırlı adımları FETÖ ve CIA projesi ilan ederek sabote etmeye çalışıyor. Maocu-Kemalist jargon hiç değişmeksizin temel hak ve özgürlükler alanında atılacak adımlara "Amerikan parmağı var, FETÖ tuzak kuruyor" gibi çirkin kulplar takıyor. 28 Şubat uzantıları tarafından Kemalist vesayete itiraz etmek, militan laikliğe karşı durmak, ulusalcı despotizmi tasfiye etmeye yönelik her girişim anında “Amerikan oyunu, FETÖ kumpası” yaftasıyla kirletiliyor.

Bu kirli ve karanlık mantık şimdilerde Ayasofya'nın ibadete açılmasını engellemek, itibarsızlaştırmak için devreye girmiş durumda. Soner Yalçın güya derin ve kapsamlı bir tarih dersi veriyor havasıyla başladığı bugünkü köşe yazısını son derece komik ve rezil bir sonuca bağlıyor. Sözcü yazarı Yalçın'a göre meğer Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılması tartışmalarında da FETÖ'nün kışkırtıcı parmağı varmış. “Ayasofya’yı camiye çeviren de Fatih değil FETÖ’dür” diyecekler neredeyse. Zaten bunlara göre FETÖ=CIA olduğuna göre, ABD-CIA'nın en temel hedefinin Türkiye-Rusya arasındaki dostluğu bozmak olduğunu hemen anlıyoruz. Bu durumda iki öncül bizi mutlak bir sonuca götürüyor: Ayasofya'da namaz kılınır, Kur’an okunur ve dua edilirse Rusya çok fena kızar bu işe. Hatta öyle ki, Soner Yalçın’a göre Ayasofya'nın müzeden camiye dönüşümü "Rusya'nın savaş uçağını düşürmekten daha büyük etki yaratır"mış.

Soner Yalçın ve Doğu Perinçek gibi Rusya-Çin bloğuna hizmet edenler Rusya’nın Suriye’deki katliamlarını meşrulaştırırken, koskoca Kırım’ı işgal ve ilhak etmesine alkış tutarken dönüp de Putin adına Türkiye’ye parmak sallıyorlar: “Sakın ha! Ayasofya’yı cami olarak ibadete açmayın!” Besbelli ki ne adalet ve hukuk kaygıları var ne de Rusya’nın sömürgeci hegemonyasına karşı koyabilecek karakterleri.

Aslında Soner Yalçın ve benzeri pek çok Atatürkçü, Mustafa Kemal ve Kemalist Tek Parti rejiminin Ayasofya'yı ibadete kapatma kararının ilelebed sürüp gitmesini, Ayasofya'da hiçbir zaman Allah'ın adının anılmamasını istiyor. Müze seküler bir tapınak modelidir bunlar için. Oysa Ayasofya'nın kilise olması bile müze olarak kalmasından daha doğru ve iyidir. Ancak bunu teklif edecek kadar olsun fıtri bir inanç, asgari bir tutarlılık ve cesaretten yoksunlar. 

Ayasofya Müze olarak kalsın, mümkünse ezanlar tekrar "Tanrı uludur" formunda okunsun, başörtüsü kamusal alandan tümden tecrid edilsin, Kur'an eğitim ve öğretimi yasaklansın gayretleri şimdilik bu saçma ve komik komplo teorilerinin arkasına saklanarak dillendiriliyor.

Bu arada şu hususu hiç unutmayalım: Ayasofya'nın ibadete açılmasına Rusya ve Amerika birlikte ve aynı gerekçelerle karşı çıkıyor. Rusya ve Amerika, Ayasofya için yürürlükte olan Atatürkçü projeyi yani müze modelini dayatıyor. Hem Amerika hem de Rusya için "Atatürk'ün Ayasofya Müzesi Modeli" ortak payda ve çıkış yolu olarak tebarüz ediyor. Emperyalizmin Batısı neyse Doğusu da o yani.

“Amerika kızar, Rusya gücenir, Mustafa Kemal'in kemikleri sızlar, Atatürkçülerin dengesi bozulur” diye 500 sene boyunca saf tutup namaz kıldığımız, hep birlikte dua ettiğimiz Ayasofya'nın müze olarak kalmasına sessiz kalıp teslim olacak değiliz. Nihayet şunu çok iyi anladık ve tecrübe ettik: “Siz müze aşkıyla değil İslami sembol ve değerlere düşmanlıkla yanıp tutuşuyorsunuz!


Soner Yalçın'ın söz konusu yazısından bir bölüm:

2013 yılı kasım ayında neler olduğunu anımsıyor musunuz? Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

 Başbakan Erdoğan ile Fethullah Gülen arasında “dershane” gerilimi vardı. Zaman gazetesinin başını çektiği FETÖ medyası “eğitime büyük darbe” diye Erdoğan aleyhinde yayınlar yapmaya başladı.

FETÖ büyük bir gelirden ve insan gücünden olacaktı, bunu kabul edemezdi. Kavga büyüdü. Fethullah Gülen müritlerine ABD'den seslendi: “Hiç durmadan yürüyeceksiniz!” Taraf gazetesi topa girdi: “Gülen'i bitirme kararı 2004'te MGK'da alındı” manşeti yayınladı. Habere göre, 2004 Ağustos ayında MGK toplantısında Gülen Cemaatine karşı alınan kararların altında Başbakan Erdoğan imzası vardı.

Erdoğan geri adım atmadı; dershaneleri kapatma kanununun Bakanlar Kurulu ve Meclis'ten geçeceğini tekrar ilan etti.

O gerilimli kasım ayında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç aniden “Ayasofya cami olmalıdır” açıklaması yaptı! Arınç'ın gündem değiştirmek amaçlı demecine hangi AKP'liler destek verdi, iktidar sahipleri açıp baksın…

Ardından 17-25 Aralık 2013'te Erdoğan'a yönelik FETÖ operasyonları yapıldı. Yani: Ayasofya her daim siyaset aracı oldu; aynen bugün olduğu gibi! Bu kışkırtıcı gündemin ortaya çıkışında FETÖ parmağı var mı, çok boyutlu “düşünün” derim…

Unutmayınız ki FETÖ, ABD-CIA projesidir… Rusya'yı kızdıracak provokatif oyuna gelmeyin…

Medya Haberleri

Facebook, Filistinli haber kaynaklarını yüzde 77 kısıtladı
İsmail Saymaz sen tam bir yalan makinesisin!
Yeni Akit bu saçmalıklara yer vermek zorunda mı?
Milyonların katili Esed'in Halk Tv’de CHP’ye teşekkürünü unuttunuz mu?
Nagehan Alçı’nın başörtülü yayın performansı: Suriye Devrimi’ni DAEŞ’le aynı kefeye koyma çabası