Soner bey yok, yalakalar piyasada!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Aydın Doğan’a kesilen vergi cezası, ne ile ilgili? Şirketlerin ticari alım satımları ile ilgili.

Soruyu bir de şöyle soralım: “Doğan’a kesilen ceza, sahibi olduğu medya organlarındaki haberlerle mi ilgili?”
Tabii ki hayır!
İşi çarpıtmak için, bazıları “Yayınlanan haberlerle ilgili olarak ceza verildi ama, bu direkt yapılmadı, dolaylı olarak yapıldı” deseler de, siz somut olaya bakın..
Yayınlanan haberler için ceza vermek isteyen bir siyasi irade, o haberlerden öyle cezalar çıkarır ki, şaşar kalırsınız..
Örnek mi istiyorsunuz?. Verelim..
Hürriyet ne diyordu?
Hani şu Deniz Feneri davası kapsamında..
“Almanya’daki dava dosyasında, Başbakan TayyipErdoğan’ın da ismi geçiyor” demiyor muydu?
Ne oldu o haber?
Doğru mu çıktı? Hayır..
Başbakan’ın ismi dava dosyasında geçiyor ama, herhangi bir suçlama olarak değil.
İddiaların eksenindeki kişiler Türk oldukları için, dosyada Türkiye hakkında da bazı bilgiler verilmiş. Dolayısı ile, Türkiye’nin siyasi yönetimi ve mevcut yönetimin başındaki kişiler hakkında genel bilgiler aktarılmış!
Bunu, Hürriyet gazetesi kalkıp, Deniz Feneri olayında, “Başbakan’ın da ismi geçiyor” diye verebildi.. Ve bu haber sebebi ile, bugüne kadar herhangi bir müeyyideye de muhatap olmadı Hürriyet! Eğer siyasi irade, gerçekten medya organlarını, verdikleri haberler sebebi ile cezalandırmak istiyor olsaydı, bu habere cezayı keserlerdi.. Hürriyet’tekiler de görürlerdi anyayı konyayı!
Ama burası Türkiye.. Yalan haber yapılır ama, hesabı sorulamaz.
Öyle kurulmuş tezgah çünkü..
Ve bu kesin gerçeğe rağmen, ticari şirketlerin usulsüzlüğüne kesilen cezayı, muhteremler “haberlerden” kaynaklandığı iddiası ile, halkın karşısına çıkıverirler!
Oysa cezanın niye kesildiği, ayan beyan ortada.. Muhatabı da ortada.
Muhatabının hiç piyasaya çıkmayıp, yerine o işlerden hiç anlamayan adamların savunma yapmaya kalkışmalarından, olayın vahameti belli.
Biraz açayım mı konuyu..
Olay şu: Doğan’ın ticari şirketleri, ticari işlerde vergi hukukuna aykırı işlemlere imza atmışlar.. Ceza da kesilmiş.
Bu işin normali nedir? Doğan grubunun, vergi hukukundan anlayan yöneticilerinin çıkıp, konuyu izah etmeleri.. Mesela; Soner Gedik beyefendinin, 826 trilyonluk ceza kesildiğinde yaptığı gibi, bir basın toplantısı düzenleyip, 5 katrilyona varan vergi/ceza alacağının yanlışlığını izah etmesi.. (Öncekinin neredeyse 6 katı.)
Siz Soner beyi, son günlerde hiç gördünüz mü? Ben göremedim şahsen..
Kıytırık yazarlar, verginin ‘v’sinden anlamayan sözde kalem sahibi magazinciler, oturmuş patrona kesilen cezanın yanlışlığını anlatıyorlar da.. Bu işin uzmanı olması gereken Soner beyden tık yok..
Üstelik, kesilen cezaların, çıkartılan vergilerin sebebi olan işlemler, büyük ihtimalle, Soner beyin birebir talimatı ile yapılmış işlemler.. Dolayısı ile, o işlemlerde kanuna bir aykırılık yok ise, bunu en iyi Soner beyin bilmesi ve izah etmesi gerekir.
Soner bey arazi.. Gazetedeki köşesini, kız tavlama işi için atlama taşı olarak kullanan hokkabazlar meydanda..
Kardeşim, siz gidin, Soner bey gelsin..
Soner bey anlatsın, ceza işleminde nelerin yanlış olduğunu. Tabii yanlış varsa..
Yanlış yoksa da, susun oturun yerinize.. Daha büyük cezalar gelmeden, kafanızı kaldırıp, transfer olacak yer arayın kendinize..
Ceza kesildiğinde, hiç anlamadığınız konularda bile, “İlla da patron, illa da patron” deyip yalakalık yapacağınız başka patron arayın kendinize.. Bunun istiap haddi, çoktan doldu çünkü!
Ama biliyorum, sizin hesabınız, aynı yerde kalıp, yeni patrona yalakalık yapmak üzerine kurulmuş! AydınDoğan gidecek, yerine bir başka patron gelecek. Biz de ona yalakalığımızı yaparsak, aynı yerde kalmaya devam ederiz diye düşünülüyor!
Düşünülüyor da; bakalım düşünceler, uygulamaya ne kadar geçecek?..
Bakalım yeni patron kim olacak?
En önemlisi; “yalakalık”tan hoşlanan mı, “nefret eden” birisi mi patron olacak?

VAKİT