Biz bu dünyaya imtihan olmak için geldik.. “Allah (cc) bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan etmektedir.”
Allah, cahil, zalim ve fasık topluluklara hidayet nasib etmeyecektir. Her topluluk layık olduğu gibi idare olunacakdır.. Hz. Nuh’u, Hz. Lut’u, Hz. Salih’i hatırlayın.. Ve çevrenize bakın bakalım, kim kime benziyor ve biz nerede duruyoruz?
Her şey Allah’ın iradesi içinde. Biz ise ayrıca Allah’ın rızasının peşindeyiz, aklımız, fikrimiz, sezgilerimizle.. O’nun gönderdiği bir Kitap, bir önderlik/örneklik ve bir de yöntem var önümüzde.
Biz bu olayları anlamada, çözmede ve cevap vermede bu kaynaklara ne kadar bağlıyız? Sivili, siyasetçisi, işadamı, kadını, yaşlısı, genci, herkese soruyorum. Eğer bu donanımlara sahip değilseniz, istişare ve şûra yapmıyorsanız, rehberiniz Şeytana hizmet eden, heva ve heveslerinizdir.. Nefsinizdir..
Biz bu dünyaya fırlatılıp atılmadık, sahibsiz de değiliz. Bu dünyada yaptığımız ve yapmamız gerekirken yapmadığımız her şeyin hesabını vereceğiz.. Bizi cennete ya da cehenneme götürecek olan da bu amellerimizdir.. Sonuçta ya kendi cennetimize sırtımızda tuğla ya da kendi cehennemimize sırtımızda odun taşıyor olacağız. Dünya ölçeğinde işin sonu nereye varırsa varsın bu böyle..
Burada dikkat etmemiz gereken bir konu da bize hayır gibi gelen şeylerde Allah’ın şer, şer gibi gelen şeylerde Allah’ın hayır murat etmiş olabileceği ikazı. Ve bizim geleceği bilme gücümüzün olmadığı, aklımız kadar iman edip aklımız kadar iş yapabildiğimiz, insan olabildiğimiz halde, aklın tek başına hakikatın kaynağı ve ölçüsü olmadığı hatırlatması.. İlim de mahluktur. Sünnetullahın formülüzasyonudur. İnsan aklının, gözlemler sonucu ulaştığı bir bilgidir.. İzafidir. Yaratanı ona hapsedemezsiniz, O, yaratılanı anlamak için yaratılandan başlayarak çıkılan tekamül yolculuğunda bir araçtır sadece..
Biz “başıboş bırakılmadık”. Doğduğumuz ana babayı biz mi seçtik. Zamanı ya da toprağı, derimizin rengini, cinsiyetimizi biz mi seçtik. İnanın bir milyon yıl önce Çin’de bir kelebek kanadını takdir olunandan bir kez eksik çırpsaydı (Haşa-Böyle bir şey mümkün değil) bugün diye bir şey olmazdı. Düşünsenize babam kız olsaydı ben kim olurdum. Böyle bir akıl yürütme bile saçma..
İmtihan alanımızı belirleyen Allah’tır. Bize akıl verdi ve özgür bıraktı, ama sınırsız bir özgürlük değil bu.. Ve bizi yasağa yaklaşmamak konusunda da uyardı.. Hz. Adem ve Havva’nın serüveni aslında hâlâ devam ediyor..
Allah madem bizi ruh olarak yarattığında mutlak özgürlük verseydi, mesela dünyayı mı seçerdik.. Ya da insan olmayı mı, mesela melek olmayı seçen olmaz mı idi. İnsan ya da melek, başka hangi ihtimaller var, yüz milyarlarca yıldızdan oluşan ve sürekli genişleyen bir kozmozdan söz ediyoruz. Bütün bu ihtimalleri öğrenmek isteyecektik.. Bu hem mümkün değil, hem de varsayalım sonsuzun sınırlarına ulaştık kavradık. Sonuçta başa dönmüş olacaktınız. Sonsuzu vareden bir Allah’ın iradesi, sizin için tek ve mutlak bir tercihe dönüşecektir. Çünki madem böylesine mükemmeliyet içinde bir tercih yapacaksınız. Sonsuz seçenek arasında, size ve sonsuz seçeneği yaratan Rabbinize dönecektiniz. Nefs yokken akıl zaten onun için elestü bezminde “bela” dedi!
“Bela”mız bu işte! İmtihanımız bu!
Şikayet makamında değiliz. Allah işte bunun için bizi huzuruna çağırıp, en az 40 kez “Elhamdülillah” dedirtiyor. Bu yaşadığımız zaman ve mekan içinde ilahi sorumluluğumuzla ilgili bir şükran borcudur.
Çünki olan her ne ise, bizim ilahi rızayı gerçekleştirmek adına, mazlumların yanında zalimlere karşı mücadele etmek yükümlülüğümüz var. Allah’ın yeryüzünü bize mescid kılması hadisesi ya da bizi yeryüzünün varisi kılma iradesi, bizim onun yeryüzündeki mecazi anlamda gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi, yani halifesi olma rolümüzün arkasında yatan derin gerçek bu!
Biz bugün imtihan oluyoruz.. Her şey Allah’ın iradesi içinde ve biz Allah’ın rızasını gözlemek durumundayız. Haşa Allah’ın yetmeyecek gücüne güç, yetmeyen aklına akıl, yetmeyen parasına para yetirecek değiliz. Allah’ın bize değil, bizim O’na muhtaçlığımız var.. Allah kendi dinine yardım edene yardım edecek.
O, güç ve kuvvet sahibidir. O, zaman içinde zaman yaratandır.. O, zalimlerin işlerini sarpa sardıran, mazlumlara ve kendi rızasını gözetenlere ikram edendir. Allah onların işlerini kolaylaştırır.
Suriye meselesi ya da Gezi parkı, ya da maişet sorunları, hepsi aynı külli kurallar çerçevesinde bir imtihan vesilesidir..
Kimse Allah’ı (cc) kıyamete ya da iktidara zorlamaya kalkışmasın.. Şöyle olmasaydı, böyle olurdu ya da olmazdı diye kendinizi kandırmayın, haşa Allah’ı ikna etmeye, O’na yol göstermeye çalışmayın. Hayırlısını isteyin ve sıratı mustakim üzere durun. Mallarınız, canlarınız ve sevdiklerinizle saf tutun.. Allah her şeyi görmekte, duymakta, bilmektedir. O, hüküm sahibidir! Sabredin. Merhamet edin, şükredin.. Çaresiz değilsiniz, çare sizsiniz zira! Zalimlerden korkmayın Allah’tan korkun. Sizin Allahınız var, onların nesi var, kimi var, Allah’ın iradesi dışında. Ve siz Allah’ın rızasına ram oldu iseniz ne gam!
Umutsuzluğa kapılmayın, gevşemeyin, mezhep, tarikat, siyaset, cemiyet, hemşehricilik bağları, kabilecilik, aranızdaki bağları gevşetmesin.. Sakın kafanızı kimseye kiraya vermeyin. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalimlere karşı durun. Bir topluluğa öfkeniz bile size onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmesin.. Yanlışları düzeltmeye, yanlış yapanları kazanmaya bakalım.. Tevhidden ayrılmayın. İyi şeyler yapın, sabredin. Dua edin. Dualarınız olmasaydı sahi ne işe yarardınız ki! “Kabul olmayan duadan Allah’a sığınırım” diyen bir peygamberin ümmeti olarak dualarınızın Allah’a ulaşmasını engelleyen günahlardan arının/arınalım!
“Görelim mevlam neyler/ Neylerse güzel eyler/sen sanma ki gayreyler/ Arif anı seyreyler/ Görelim mevlam neyler/ Neylerse güzel eyler..” Selâm ve dua ile..
NOT: Bugün günlerden İSRA! Kandiliniz mübarek olsun. Rabbim bizi bağışla. Nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Bize hakkı hak, batılı batıl göster, hakta toplanmayı nasib et! Şüphesiz ki senin her şeye gücün yeter.. Bu gün çokça dua edelim.. Sabredelim.. Bizi cahillerin, zalimlerin, fasıkların eline, nefsimizin eline bırakma! Bizim ellerimizle zalimleri cezalandır ve mazlumlara yardım et. İsranın makamı olan ilk kıblemizi, ve oranın muhafızı olan kardeşlerimize bizim ellerimizle yardım et..
YENİ AKİT