Sömürge İmparatorlukları Kuran Fransa'nın Utanç Dolu Tarihi

​​​​​​​Afrika’daki birçok ülkede sömürgecilik imparatorlukları kuran Fransa'nın insan hakları ihlalleri hala zihinlerde yerini koruyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Afrin'deki Zeytin Dalı Harekatı için "Operasyon işgale dönüşmemeli" açıklaması büyük tepki topladı.

Macron'un böyle bir açıklamasına karşın geçmişe bakıldığında Fransa'nın zihinlerde yer eden birçok uygulamasının izleri özellikle Afrika ülkelerinde hala görülebiliyor.

Fransa, sömürgecilik tarihinde tüm dünya coğrafyasında koloniler kurarak özellikle Afrika'daki sömürgelerinde büyük insan hakları ihlalleri yaptı.

Fransa, 1524'te başlattığı sömürgecilik faaliyetleriyle Afrika'nın batısında ve kuzeyinde 20'den fazla ülkede hakimiyet kurdu. Afrika'nın yüzde 35'i 300 yıl boyunca Fransa'nın kontrolünde kaldı.

Yıllarca sömürge pazarı olarak kullandı

Senegal, Fildişi Sahili ve Benin gibi ülkeler o yıllarda Fransa'nın köle ticaret merkezleri olarak kullanıldı ve bölgedeki tüm kaynaklar sömürüldü. Fransa'nın dünya savaşlarında bağımsızlık vaadiyle kendi saflarında savaştırdığı ülkelerin başlattığı ayaklanmalar da şiddetle bastırıldı. Bölgede beş asır süren kolonyal dönemde ve bağımsızlık savaşlarında 2 milyondan fazla Afrikalı hayatını kaybetti.

Senegal'in eski Milli Eğitim Bakanı ve tarihçi İba Der Thiam, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinin Senegal'de sömürge döneminde yaptığı insan hakları ihlallerini değerlendirdi.

"Zincirlenmiş şekilde, pazarda satışa çıkmayı beklediler"

Thiam, zaman içinde Avrupa'nın çeşitli limanlarından kalkan gemilerin Afrika'da seçilen "genç ve sağlıklı kölelerin sergilendiği" bölgelere geldiğini, bunlardan en bilineninin de Senegal'deki Goree adası olduğunu söyledi.

"Goree adası, Afrika'nın çeşitli bölgelerinden toplanmış kölelerle köle tüccarlarının buluşma noktasına dönüşmüştü. Esirler, köle evinde, küçük bölmelerde birbirlerine zincirlenmiş şekilde, pazarda satışa çıkmayı beklerken, ölenler ya da isyan edenler de denize atılıyordu. Erkek kölelerin değeri, boyları, kiloları ve kas durumlarına göre belirleniyordu. Kadın ve çocuklarda ise diş ve genel sağlık durumları baz alınıyordu."

Köle ticareti

Thiam, iki katlı gemilerde alt katta kölelerin üst katta tüccarların Afrika’dan Avrupa’ya götürüldüğünü, bu gemilere Portekizcede "yüzen mezar" anlamına gelen "Tumberio" isminin verildiğini kaydetti.

Senegal’de Goree adasının yanı sıra köle ticaretiyle ünlü bir şehir daha bulunuyor. Fransa Kralı IV. Louis’nin adını taşıyan Saint-Louis de köle pazarları ile tanınıyordu. Pazara gelen Avrupalı tüccarlar "en güçlü ve sağlıklı" köleleri seçerek onları gemilerle Fransa gibi Avrupa ülkelerine taşıyordu.

71 bin Afrikalı Fransa için hayatını kaybetti

Birinci Dünya Savaşı, sadece karşıt ülkelerin değil, bu ülkelerin egemenliğindeki yerlerden de birçok askerin ön saflarda mücadele verdiği bir savaştı. Başta Fransa ve İngiltere olmak üzere tüm sömürgeci devletler Afrika'dan getirdikleri kölelerden kurdukları askeri birlikleri en ön saflarda savaştırdı.

Robert Schuman Araştırma Merkezi'nin 2011'de Birinci Dünya Savaşı'nın kayıplarıyla ilgili yayımladığı bir raporda, çoğunluğunu Fas, Senegal, Cezayir, Tunus ve Madagaskar’dan gelen sömürge askerlerinin oluşturduğu 71 bin kişinin Fransa saflarında savaşırken hayatını kaybettiği belirtilmişti.

Savaşın en şiddetli cephelerinden Verdun’un 100. yıl anmalarında konuşan eski Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac da bu gerçeği kabul etti. Chirac, Fransa için ölen Müslüman ve Afrikalı askerlere saygı ve minnet duyduğunu söyledi.

Bağımsızlık talep eden yüz binler öldürüldü

İkinci Dünya Savaşı’nda da Afrika'dan çok sayıda askeri zorla kendi bünyesinde askere alan Fransa, savaş sonrasında gelişen sömürgecilik karşıtı ayaklanmaları da şiddetle bastırdı.

İkinci Dünya Savaşı bitmeden kısa zaman önce bağımsızlık vaadiyle Fransa saflarında savaşan Cezayirlilerin başlattığı gösterilerde binlerce Cezayirli, Fransız askerleri tarafından öldürüldü. Tarihe "8 Mayıs 1945 Setif ve Guelma" katliamı olarak geçen olaylardan Cezayir’in bağımsızlığını kazandığı 1962’ye kadar şiddet olayları sistematik şekilde devam etti. Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda 1 milyon kişi hayatını kaybetti.

Fransa, Cezayir'de meşru seçimlerin ilk turunu kazanan fakat Fransa karşıtı söylemleriyle dikkati çeken İslami Selamet Cephesi'ne karşı gerçekleştirilen darbede de aktif rol alarak darbecilere destek verdi. Darbenin ardından 11 yıl süren çatışmalarda 100 binden fazla insan yaşamını yitirdi.

Fransa'nın da doğrudan ya da dolaylı olarak önemli rolü bulunan birçok olayda ölen yüz binlerce kişi her yıl birçok ülkede düzenlenen törenlerle anılıyor.

Fransa, Ruanda'da katliam hazırlıklarını önceden biliyormuş

Fransa sadece eski sömürgelerinde değil siyasi nüfuz sahibi olduğu ülkelerde de büyük insan hakları ihlalleri gerçekleştirdi. İnsanlık tarihin en büyük soykırımlarından kabul edilen, 800 bin kişinin öldüğü 1994 Ruanda soykırımında da Fransa'nın rolü olduğu ortaya çıktı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Ruanda soykırımına ilişkin yayınladığı bir raporunda, soykırımdan hemen önce bölgede bulunan Fransız askerlerinin aldıkları istihbaratları değerlendirmeyerek bölgeden ayrıldığını, bazı Fransız askerlerinin bizzat katliamlara destek verdiğini kaydetmişti.

Ruanda Araştırma Komisyonu da 2008'de yayınladığı bir başka raporda, Fransa’nın katliam hazırlıklarını bildiğini, soykırımcılara silah ve bilgi sağladığının tespit edildiğini açıklamıştı. Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame'nin, 2014'te "Ruanda soykırımında Fransa’nın rolünü kesin olarak tespit ettiklerini" söylemesi iki ülke arasında siyasi krize neden olmuştu.

Ruanda soykırımına ilişkin Fransa aleyhine birçok uluslararası dava halen sürüyor.

Faslı işçilere ayrımcılık

Fransa'ya karşı bağımsızlık savaşlarında büyük kayıplar veren ve ekonomileri çöken ülkelerden bu ülkeye gelen işçiler, düşük ücret karşılığında Fransızlara göre daha ağır şartlarda çalıştırıldı. Bunun üzerine ülkedeki Faslılar mahkemeye başvurdu.

Fransa’da Ulusal Demiryolları İdaresinin (SNCF) 1970’lerde Fas’tan gelen işçilere sözleşmelerde ve çalışma koşullarında ayrımcılık yaptığı mahkeme kararıyla kesinleşti.

Mahkeme Faslı işçileri haklı bularak SNCF’nin işçilere 230 bin avro tazminat ödemesine hükmetti. 15 yıl süren dava, sömürge sonrası dönemde Fransa'nın insan hakları ihlalleri açısından sembolik önem taşıyor. Zira mahkeme kararında, Faslı işçilerin metro ve demiryolu inşaatlarında farklı sözleşmeler imzalatılarak normal çalışma süresinden daha fazla çalıştırıldığı ve kıdem tazminatı gibi haklardan mahrum bırakıldığı belirtilmişti.

Fransa'da göçmenlerin, kamu kuruluşlarına ve özel şirketlere benzer gerekçelerle açtığı birçok dava bulunuyor.

Kaynak: AA/TRT Haber

 

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!