Ahmet VAROL, Somali’de meydana gelen son gelişmeleri yazdı:
Kenya'nın Somali Çıkartması
Kenya, Somali'nin batı ve güneybatı sınırlarını kuşatıyor. Somali içindeki açlık ve çatışma sebebiyle hayati tehlike yaşayanların bir kısmı Kenya'ya iltica etmişti. Ancak Kenya yönetimi onları kabul etmeyerek derhal ülkeyi terk etmeleri çağrısı yapmıştı. Normalde BM uygulamalarına göre o insanlar Kenya'da son sığınma noktasında yer almaları ve döndürülmelerinin ciddi risk oluşturması sebebiyle böyle bir zorlama yapmaması gerekiyordu. Muhtelif insan hakları kuruluşları da mültecilere hayat güvencesi sağlanması için devreye girerek bayağı uğraşmışlardı.
Sonrasında Kenya yönetimi Somali içinde siyasi hâkimiyet kavgası veren eş-Şebab hareketinin kendi sınır bölgelerine yönelik saldırılar düzenlediği iddiasıyla ülke içine askerî operasyon gerçekleştirme kararı aldı ve hızlı bir şekilde ilerlemeye başladı. Kenya bu operasyonunda iddialıydı ve kendisinin Somali'yi işgal etme gibi bir niyetinin olmadığını, kendi açısından da risk oluşturan Şebab (Gençlik) hareketini bitirme amacı taşıdığını ve bu amacını gerçekleştirinceye yani söz konusu hareketi tamamen ortadan kaldırıncaya kadar operasyonu devam ettirmekte kararlı olduğunu bildirdi.
Bazı haber kaynaklarında Kenya operasyonunun Somali cumhurbaşkanı Şeyh Şerif Ahmed'in çağrısıyla başlatıldığı ileri sürüldü. Ancak Şeyh Şerif Ahmed, bu operasyona kesin bir şekilde karşı çıktığını ve tepkili olduğunu dile getirdi. Bununla birlikte geçici hükûmetin Kenya'yla başlattığı yardımlaşmanın ardından böyle bir operasyon düzenlenmesi de bir çelişkiye işaret ediyordu.
İşin gerçeğinde Kenya operasyonu çağdaş emperyalizmin Somali'yle ilgili hesaplarının tamamen bozulmaması ve kontrolün tümüyle ellerinden çıkmaması için kullandığı Etiyopya'nın alanı terk etmesinden sonra boşalan yeri doldurmak içindi. Kenya'nın hava gücü daha iyi olduğundan bu konuda kendine daha çok güvendiği anlaşılıyordu. İlk harekâtı başlatmasının ardından yaptığı açıklamalarda da hedef alınan Şebab hareketinden yüzlerce gerillanın öldürüldüğüne dair haberler yayarak bu teşkilatı tümüyle imha etme konusunda iddialı olduğu intibaı vermeye çalışıyordu.
Örgüt adına yapılan açıklamalarda ise Kenya'nın açıklamaları tamamen yalanlanarak gerçekleştirilen hava saldırılarında pek kayıp olmadığı bildirildi. Sonrasında yaşanan hadiseler ise Kenya hava kuvvetlerinin saldırılarında silahlı gerilla güçlerini hedef alma yerine rasgele saldırılar düzenlediğini, sadece Somali toplumunu yıpratmak ve bu yolla o toplumun bir parçası niteliğindeki gerilla güçlerinde moral kaybına yol açmak istediğini ortaya koydu. Yani Irak ve Afganistan'daki işgal güçlerinin başvurduğu metodun aynısını kullanıyordu.
Geçtiğimiz günlerde de ülkenin güneyinde Hint Okyanusu sahiline yakın bir bölgede yer alan Jilib şehrinde bir yerleşim alanını hedef alan hava saldırısında da beş küçük çocuğu öldürdü. Bu korkunç saldırı ve katliam da hava saldırılarının iddia edildiği gibi gerilla güçlerini etkisiz hale getirme ve savaşı bırakmaya zorlama değil savunmasız insanları katlederek moral yıpranmaya yol açma amaçlı olduğunu belgeliyordu. Katliam, ülkedeki tüm halkın ve sivil kuruluşların tepkilerine neden oldu. Sivil kuruluşlar aynı zamanda Kenya askerî güçlerinin Somali topraklarına girmesinden sorumlu tuttuğu geçici hükumete de şiddetle tepki gösterdi.
Şebab gerillalarının, Kenya'nın kara kuvvetleriyle çıkartma yaptığı ve hava saldırılarıyla açtığı alanlardan çekilmesi sebebiyle operasyon düzenleyen askerî güçlerin şimdilik ilerleme gerçekleştirdiği görülüyor. Ancak bu aynı zamanda onların daha önce ABD işgal güçleri ve Etiyopya işgal güçleri gibi kan kaybetmelerine sebep olacak saldırılarda hedef alınmalarına imkân sağlayacak sahaya çıkmaları anlamına geliyor. Ayrıca sivil insanları hedef alan rasgele saldırıları da kitlesel tepkileri ciddi şekilde üzerlerine çekmelerine yol açıyor. Dolayısıyla gidişat Kenya işgal güçlerinin de Etiyopya işgal güçlerinin maruz kaldığı sona doğru ilerlediklerini gösteriyor.
Sonuç itibariyle Somali'de bu ülkenin halkını ve onun siyasi iradesini yok sayan hiçbir müdâhil gücün veya siyasi hareketin ülkede kontrolü ele geçirmesi mümkün görünmüyor. Ancak Somali halkının talihsizliği Müslüman halkların ilgisinden yoksun kalmasıdır.
YENİ AKİT