METİN KINALI / HAKSÖZ-HABER
Geçtiğimiz yıl açlık krizi ile mücadele eden Somali bu günlerde de kritik bir seçim sürecinden geçiyor. 20 yıllık iç savaş dolayısıyla bir türlü istikrarı bulamayan Somali büyük umutlar beslediği seçimlerin sonucunu bekliyor.
Seçim deyince halkın önüne konacak sandıklar anlaşılmasın şu an itibariyle Somali'de bu mümkün görünmüyor. Ülkenin parçalanmışlık durumu halk seçimi yapılmasına temel engel değil. Asıl büyük engel kalplerdeki kabilecilik ve büyük devletlerin hesap çıkarları. Devletin üst makamları her zaman için 4 büyük aşiret (Hawiyye, Dig, Dir ve Darot) arasında bölüşülüyor.
Seçime şu ana kadar 50 kişi adaylığını koydu. Hepsinin farklı ve güzel vaatleri olmasına rağmen seçim Somali'nin kanaat önderlerinden Şeyh Abdullatif'in söylediği gibi "Bu programlar güzel ama laf üzerinde güzel çünkü ülke işgal altında, kimse bağımsız hareket edemez. Herkesin programı batılı devletlere ve onların uzantısı BM’ye bağlı."
Somali’de Seçim Usulü
Demokratik seçim deyince seçim sandıklarının her zaman için olmadığı Somali örneği ile öğreniyoruz. Seçimlerde aşiret reisleri kendi aşiretlerinin milletvekillerini belirliyorlar. Bu milletvekilleri ise Somalili bir komisyonun önünde yemin ederek milletvekili oluyor. Bu komisyonun adil(!) bir sistem içinde hareket etmesi içinde yine Somalili insanlardan oluşan BM'nin kurduğu bir heyet eşlik ediyor. Seçimleri bunlar denetliyor. Tabi seçimlerin adil(!) olması içinde seçilenlerin bu heyetin onayından geçmesi gerekiyor. Bundan sonraki adım ise daha önceden 4.5 olan yeni anayasa ile 5'lik sistemi uygulanyor. Buna göre 4 büyük aşiret olan Dig, Darot, Dir, Hawiye meclis başkanılığını, cumhurbaşkanlığını ve başbakanlığı paylaşırken; 1 sayılan geri kalan aşiretler de daha düşük seviyedeki koltukları yine bu büyük aşiretlerle paylaşmak zorunda. Tabi bu insanların hangisi olursa olsun ülkeyi kaosa sürükleyen geçen yılki açlık krizinin müsebibi olan BM ile tokalaşmaları gerekiyor. Kim daha samimi ve içten tokalaşırsa siyasi mazisine bakılmaksızın önemli koltuğun sahibi oluyor.
İddialı Adaylar
Şeyh Şerif Ahmed: Ülkedeki radikal İslami hareketi (Şebab'ı) bitirmek için ABD ile yaptığı anlaşmadan sonra geçici olarak cumhurbaşkanı oldu. Şu anda da seçimlerdeki en iddialı aday. Bunun en önemli sebebi kendisinin Kadiri Şeyhi ve Hawiye aşiretinden olması bir de Batı'ya kendisini alternatifsiz olarak göstermesi. Ancak geçmişte İslam Mahkemeleri ile bağlantısı ve sevecen yüzü hakkındaki iddiaların örtülmesine sebep oluyor. Geçtiğimiz günler de BM bu yolsuzlukları belirterek hakkında soruşturma başlattı. Bu iddialardan bazıları: yardım paralarını kendi hesabına aktarma, rüşvet almak, Somalili korsanlara diplomatik pasaport vermek vs. Somaliler nazarında ise söz konusu iddialar çok daha ağır ve büyük: BM'nin yanlış gıda dağıtımına ses çıkarmaması; açlık krizi döneminde gönderilen bazı yardım gemilerini depolarda kuraklık boyunca bekletmesi (Sudan ve Cezayir'in) şahsi çıkarını ülke menfaatlerinin önünde tutması vs... Şerif Ahmed'in geçen yılki açlık krizinde sokakta açlıktan ölen insanlara şahsi anlamda duyarsız kalıp bireysel anlamda yardım dağıtmaması aksine yardım için gelen paralara göz dikmesi; seçim döneminde ise kesenin ağzını açarak aşiret reislerine ve milletvekillerine milyonlarca dolarları vaat ettiği söylentisi halkın tepkisini daha da artırıyor.
Farmaanjo: Kendisi eski başbakanlardan ve halk tarafından özellikle gençler arasında çok seviliyor. Halk içerisinde büyük destek görüyor. Ancak seçilme ihtimali düşük olarak görülüyor. Çünkü Somali'de seçim sandıkları halkın önüne değil aşiret reislerinin, milletvekillerinin ve Batı’nın temsilcisi BM'nin önüne konuyor. Başbakanlık görevini bırakma sebebi ise BM'nin yanlış politikalarını eleştirmesi ve bunun için bazı yaptırımlara girişmesi. Bu tür girişimlerden sonra Afrika Birliği askerlerinin görevi bırakmaması halinde kendisini korumayacaklarını söylediği halk arasında bilinen bir gerçek. Başbakanlığı sırasında kendisi aşiretler arasında dengeyi gözetmeye çalıştığı için de ilk olarak kendi aşireti desteğini çekmiş.
Abdurrahman Badio: Kendisi Somali'deki Islah Hareketinin kurucuları arasında. Aşiretler arası iç savaş döneminde kendisinin savaşı bitirmek için yaptığı çabalar kendisinin sevilmesine sebep olmuş. Kanada'da kaldığı süre boyunca Somali’yle irtibatını kesmemesi; yetimlere yardım, eğitim gibi konularda projeler üretmesi kendisine olan sevginin canlı kalmasına sebep olmuş. Badio'nun siyasi tarihi açısından aleyhine olan tek durum Amerika'nın Umut operasyonu sırasında Kara Şahini düşüren Farad Aidid'i desteklemesi.
Bu adaylar dışında Dr İbrahim ve Yusuf Garad gibi 50’ye yakın başka adaylar da bulunmaktadır.
Seçimlerde Türkiye Etkisi
Türkiye seçim sürecinde fazla etkin değil, zaten Türkiye de şu ana kadar resmi düzeyde herhangi bir adayı desteklediğini belirtmeyerek seçim sürecini dışarda izlemeye çalıştığı izlenimi veriyor. Fakat Somaliler Türkiye'nin Şeyh Şerif Ahmed'i desteklediğini düşünüyor. Bunun birçok sebebi var. Mesela Şerif Ahmed’in böyle bir propaganda yapması ile beraber yukarıda sayılan iddialara Türkiye'nin tepkisiz kalışı aksine büyük yatırımların ve yardımların 710 bin km karelik ülkenin sadece 50 km karelik Şerif Ahmed’in bölgesinde yapılması. Diğer bölgelere ise cüzi yardımların ulaşması. Bu da Türkiye'nin gelecekteki Somali politikası açısından tabiki olumlu bir izlenim değil.
Seçimlerde Şebab
Şebab hareketi seçimlere karşı ve katılmıyor. Katılmamasının en büyük gerekçesi de aşiret değil fikir hareketi oluşu. Fikir hareketi olduğu için bütün aşiretlerden destekçisi de ona karşı cephe alanı da var. Seçimleri provoke etmesinden çekinilmesine rağmen şu ana kadar herhangi bir saldırı eyleminde bulunmadı. Sözlü olarak tehditlerini açıklıyor fakat silahlı ve ya bombalı eylemi duyulmadı. Ancak bu süre zarfında birçok insan suikasta kurban gitti ve ölümlerin artmasından korkuluyor. Bu öldürmelerin arkasında Şebab hareketinden daha çok rakiplerini yok etmek isteyen siyasilerin olduğundan şüphe ediliyor.