Sol’un Suriye Konusunda Sığ Anti-Emperyalizmi

Birçok solcunun Suriye’de yaşanmış gerçekleri görmekten kaçınması Batı’da fanatik yabancı düşmanlığının hararetlenmesine katkı sağladı.

Sol’un Suriye Konusunda Sığ Anti-Emperyalizmi

Joey Eyyub I 30 Ağustos 2016 MEE

Geçtiğimiz hafta Twitter’da solun Suriye tutumu üzerine yoğun tartışmalar vardı. Hiçbir fayda sağlamayacağına dair kesine yakın bir kanaat sahibi olmama rağmen ben de katıldım. Bununla birlikte bu tartışmanın sürdürülmesi gerektiği kanısındayım.

Öncelikle bu tartışmanın temelde emperyalizm karşıtları ve yanlıları arasında olmadığını belirtmek isterim. Daha ziyade emperyalizmin her türlüsüne karşı olanlar ile emperyalizmin kimi yansımalarını fark edemeyenler arasında geçtiğini söyleyebilirim. Bu ikinci tipler örneğin Suriye’de Rusya’nın ya da İran’ın emperyalist varlığını ya görmezden geliyor ya da küçümsüyorlar ve tabi rejimin günlük işlediği vahşete de aynı şekilde yaklaşıyorlar. Birinci kategoride yer alanlar ise Suriye’de binlerce defa tekrarlanan zulümler karşısında eşitlik ve adalet için mücadeleden söz etmenin, kendisine karşı çıkanları imha eden faşist, neo-liberal ve emperyalist güçlerin dostu bir diktatörlük varken anlamlı olamayacağını savunuyorlar. Bu güç dengesi böyle devam ettikçe bu tür şeyleri düşünmenin hayal olacağını söylüyorlar.

Birinci tipleri ben “özcü anti-emperyalistler” olarak tanımlıyorum.  Bununla kast ettiği şey şu, özcü antiemperyalistler sadece kendi hükümetlerinin tutumundan kalkarak tavır geliştirmekte olup evrensel bir bakışa sahip değildirler. Bu tip anti-emperyalizm emperyalizme karşı mücadele vermiyor, tam tersini yapıyor, hatta zaman zaman emperyalist güçleri alkışlayabiliyor da. Bir başka deyişle, kimlik politikalarını öne çıkartıyor ki bu tutum Batı’nın dünyanın merkezine konulması anlayışıyla uyumludur.

Bugün için Batı solunda Suriyeliler söz konusu olduğunda yerlicilik diyebileceğimiz güçlü bir damarın geliştiğini görüyoruz. Öyle ki uluslararası kamuoyunun ölüm sessizliği içine girdiği bir süreçte bu çevreler faşist ve emperyalist güçlere açıktan destek verme pozisyonuna düşebiliyorlar.

Burada düşünmek lazım. Eğer 2013 yılında ya da daha önce güvenli bölge uygulamasına gidilmiş olsaydı ve sayısız Suriyeli katledilmemiş olsaydı mı emperyalizme boyun eğilmiş olacaktı yoksa tersi mi geçerli? Bu durumda tablo netleşiyor. Antiemperyalizm söylemiyle hareket edenler Suriyelilerin katledilmesinin yolunu açmışlardır.

Burada güvenli bölgenin yararı ya da zararını tartışmıyorum. Ama bu gerçekleşmiş olsaydı sayısız Suriyelinin uykusuz geceler geçirmeyeceğini biliyorum. Bu tartışmalar fanatik sağcı hareketleri güçlendirdi. Ve yine bu tartışmalar yüzünden Avrupa’nın kıyılarına vuran Suriyelilere karşı çok keskin bir düşmanlık olgusu doğmuş durumda. Suriyeli bir entelektüel olan Yasin el-Hacı Salih “ilericilik evrensel bir mahiyet taşımıyorsa gericilik beslenir” diyor ve Guta’daki kimyasal katliamın dahi solu uyandırmadığını ekliyor.

Elbette Suriyeliler ilerici, solcu kesimlerin nasıl sınıfta çaktıklarını unutmayacaklar. Aynı kesim 1948’de Filistin’in işgali sırasında da aynı tavrı takınmış ve ancak yakın zamanlarda Filistinlilerin de hak sahibi olduğunu kabullenmişlerdi. Şimdi aynı hatayı Suriye’de tekrar ediyorlar.

İngilizceden Kısaltarak HAKSÖZ HABER İçin Çev: Hasan Soylu 

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!