Sol-Sosyalist Cephe Mısır’daki Cuntayı Selamlıyor!

Türkiye’deki sol-sosyalist çevreler sadece Kemalist cunta ve darbeleri değil Mısır’daki Mursi karşıtı askeri cunta ve darbeyi de saygı ve sevgiyle selamlıyor.

Sadece Türkiye ve Mısır’da değil İslam coğrafyasının hiçbir yerinde halk desteğiyle ve meşru bir biçimde iktidara gelme şansı bulunmayan sol-sosyalist hareketlerin askeri cuntalarla açık ve gönüllü işbirliği yaptığına dair taze bir örnekle karşı karşıyayız.

28 Şubat ve 27 Nisan sürecinde hiçbir utanma arlanma emaresi göstermeden TSK ve MGK’nın yedeğinde siyaset yapan TKP’den ÖDP’ye, İP’ten KESK ve DİSK’e değin sol-sosyalist grupların son olarak Gezi Parkı vesilesiyle TÜSİAD sermayesi adına sahaya indiğine şahit olmuştuk.

“Türk solu,  ulusalcı sosyalistler” proleterya diktası ve komünal toplum ütopyasına giden yolun Müslüman halkın desteğinden geçmeyeceğini çok iyi idrak etmiş durumdalar. Bu sebeple laik-Batıcı Kemalist oligarşi ve TÜSİAD sermayesinin desteğine muhtaçlar.

İktidar yolunun ancak ve ancak kendileri gibi darbeci-komitacı karakteri baskın laik-Kemalist kadrolarla işbirliğinden geçtiğini hesaplayanların “gerici AKP”ye karşı hemen her yolu mubah hatta zaruri saydıkları aşikâr. Bu sebeple askeri darbeyi teşvik edecek ve hızlandıracak her türden mantıksız şiddeti ve çatışmayı büyütmek istiyorlar. Gezi Parkı vesilesiyle Kemalist ulusalcılar ve finans kapitalin sosyalist maskeli burjuva sınıflarla bitişik nizam cephede yer almaları garip sayılmamalı.

Esed-Baas cuntasının katliamlarını meşrulaştırmak ve Müslüman Suriye halkını kirletip onlara yönelen zorbalığa destek olmak için sol-sosyalist örgütlerin yeni hedefi Mısır’daki askeri cuntayı temize çıkarmak oldu. ABD-İsrail işbirlikçisi Mübarek cuntasını deviren Müslüman Kardeşler ve Selefilere karşı Türkiye’deki Atatürkçü-ulusalcı, sol-sosyalist ve liberal çevrelerin nasıl bir kin ve öfkeyle baktığı biliyoruz. Öyle bir kin ve öfke ki Mısır’daki Müslüman halkın geniş desteğini almış İhvan-ı Müslimin ve Selefi hareketin seçimler yoluyla yenilmesinin mümkün olmadığını görünce zincirlerinden boşalmışçasına en çirkin ve nefret dolu haliyle kendisini gösterdi.

Esed-Baas cuntasını öpüp koklayan, Şebbiha ve Muhaberat çetelerinin işkencelerini kutsayan, Müslüman bir halka karşı tırmandırılan yıkım ve katliamları iktidara giden biricik yol olarak görenler bakın Mursi’ye karşı ABD destekli askeri darbeyi nasıl görmüş:

ÖDP’nin BirGün’ü Müslüman Kardeşler Genel Merkezi’nin Baltacılar tarafından yakılışını manşet üstünden ve büyük bir sevinçle görmüş: “Recep Tayyip Mursi”. Aynı BirGün askeri darbeyi “Ordu: Aranızda Anlaşın” şeklinde pek de şirin takdim etmiş okuruna. Altta da bol bol Madımak ağıtları, mide bulandırmanın en profesyonel örneği!

TKP/SİP’in SOL’u ise “Sünni Eksenine Bir Darbe de Mısır’dan, Erdoğan’ın ‘Kardeşi’ Gidici” diyerek sevinç çığlıkları atıyor. Hayırdır kim kimi nereye götürüyor? Sanırsınız ki ABD destekli ordu müdahalesine bu kadar arsızca sevinip alkış tutan TKP Mısır’da iktidara geliyor. Tankın namlusuyla, tüfeğin dipçiğiyle Müslüman halkı hizaya sokma yarışına TKP’nin SOL’u açık çek vermiş. Mübarek oligarşisinin artıkları gibi Mursi’yi Firavun olarak yaftalayınca cunta şakşakçılığı da Müslüman halklara karşı sergilediği bitimsiz nefret de örtülecek zannediyorlar. Zavallılar, insanlıktan ve Müslüman toplumların onur ve şerefleri adına sergilediği mücadeleden hiç ama hiç haberleri olmamış.

Maocu-Kemalist Doğu Perinçek şebekesinin yayın organı Aydınlık Tayyip’in Kardeşi Devriliyor” diye daha şimdiden göbek atmaya başlamış bile. Şeytan Ayetleri’nin yayıncıları Türkiye’de olduğu gibi Mısır’da da askeri cuntalar marifetiyle halkın iradesini ezmek için azmetmişler. Halkın iradesine savaş açan, Müslüman halkın karşısına ABD destekli ordu birlikleriyle çıkmayı sosyalist toplum ideali için aydınlanma ve ilerleme hamleleri sayanlardan başka bir tavır beklenir mi zaten?

EMEP’in Evrensel’inin BirGün, SOL ve Aydınlık’tan hiç de geri kalmayan manşeti şöyle: “Çalınan Devrimin Peşinde”. Ne güzel ve de romantik bir tablo çiziliyor. Meğer Mübarek rejimini İhvan-ı Müslimin ve Selefi örgütlerin öncülük ettiği Müslüman halk değil de liberal, sol-sosyalist ve ulusalcı partiler devirmiş. Ama İhvan ve Selefi örgütlerin başını çektiği İslamcı çevreler devrimi çalmışlar. Seçimle iktidara gelen Mursi’ye “Sen misin halkın devrimini çalan?” diyen “halk” başlamış yakmaya, yıkmaya ve orduyu göreve çağırmaya. Evrensel pek sevinmiş bu görüntüye. Baksanıza Başyazarı İhsan Çaralan Mısır halkı devrimde ısrarlı” diye döktürmüş neşeyle. Ne ordunun muhtıra verme hakkı, ne seçimlerin sonucu ne de muhaliflere verilen desteğin oranı filan söz konusu edilmiyor bile. Zaten böyle bir söz açmaya ne hacet! İlerici unsurlar asker ve sermaye de olsa gerici unsurlara her zaman tercih edilir. Marx üstad böyle buyurmamış mıydı?

Balyoz ve Ergenekon’un sözcüsü ama aynı zamanda Kemalist-Sol’un merkez üssü Cumhuriyet ise “Mısır’da Ültimatom” diye görmüş olan biteni. O kadar hoş ki Cumhuriyet ordunun seçilmiş Cumhurbaşkanı’na çizdiği yol haritası vermesini coşkuyla selamlamış. Ölenler, yaralananlar, yakılıp yıkılan İhvan merkezleri, darbeye girişen ordunun sırtını sıvazlayan ABD’nin rolü filan gibi detaylar haliyle yer almamış haberde.

CHP’nin Yurt Gazetesi ise Mısır halkının Siyasal İslamcı Mursiye “Yallah Mursi” dediğini ve bu akşama kadar süre verdiğini müjdelemiş.

Bu kirli karakterler, ahlaksız kişilik ve ideolojiler, karanlık ve kanlı işbirlikleri yabancısı olduğumuz işler değil elbette. Çirkin tuzaklar kuranları, şeytanın dostlarını iyi tanıyoruz. Ellerinizi ovuşturarak, neşeyle, ümitle bekleyin bakalım, biz de sizinle bekliyoruz. Tuzaklarınızın başınıza geçeceği günler yakındır hem de çok yakın.

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!