Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER
HTKP’nin yayın organı olan İleri Haber’in haberinde Edirne Süleyman Demirel Fen Lisesi’nde ‘yandaş Eğitim-Bir-Sen’in’ kadrolaşması sonucu öğrencilere yönelik ‘gerici’ baskıların arttığı iddia edildi. İddianın kendisi başta olmak üzere delil olarak ortaya sürülen hususların son derece ideolojik bir zeminden beslendiği açıkça görülüyor.
“Kız ve erkek öğrenciler arasındaki en ufak temas “namus mesafesi” gibi gerekçelerle yaptırım sebebi sayılırken, tepki gösteren öğrenciler mimlendi. Bu öğrencilerden biri, müdür yardımcısının eşi ve aynı zamanda Eğitim-Bir-Sen Edirne Şube Başkan Yardımcısı olan bir öğretmen tarafından darp edildi.”
Okula idareci olarak atanan öğretmenlerin kimlikleri üzerinden yapılan değerlendirmeler zikredilen haber sitesinin hakikate ulaşmak gibi bir çabası olmadığını ortaya koyuyor. Ortaya atılan ve mahkemeye taşınan iddiaları kesin yargılarmış gibi gösteren sitenin haber dili oldukça propagandif bir zeminden neşet ediyor.
Salgın dolayısıyla yapılan mesafe çağrısını, ‘namus mesafesi’ olarak değerlendiren sol-faşist bakış açısı okul müdiresinin başörtülü bir öğretmen olmasından hareketle mi böyle ucuz bir analoji kurmaktadır? Daha önce onlarca kez yaşanan benzeri itham edici haberlere imza atan sol tandanslı yayın organları dini hassasiyetlere sahip kimseleri hedef göstererek kriminalize etmeye çalışıyor. Geçtiğimiz haftalarda benzer bir örnek Bursa'da yaşanmıştı:
Bu tarz haberlerin ardında sistematik bir itibarsızlaştırma çabasının olduğu göz ardı edilmemelidir. Okul kantininde Karaağaç Müftülüğü’nden geldiği iddia edilen birileri tarafından yapılan ‘dini’ sohbetler, bir öğrencinin sözleriymişçesine aktarılıyor. Ancak ‘Karaağaç Müftülüğü’ diye bir müftülük yok. O halde bir öğrencinin ağzından aktarıldığı iddia edilen sözlerin yönlendirilmiş olması ihtimali kuvvet kazanıyor. Okullarda dini sohbetlerin yapılmasının da gayet doğal bir durum olduğunu ayrıca belirtmek gerekmektedir. İnsanın olduğu her yerde din, felsefe, tarih vb. konular konuşulacaktır…
Okulda kadrolaşma iddiaları da aynı şekilde sorgulanmaya muhtaç. Haksöz Haber, gazeteciliğin temel kuralları gereği haklarında iddialar söz konusu olan öğretmenler ile görüştü. Haberde sık sık ismi geçen matematik hocası Murat Olgun 2002 senesinde AK Parti iktidarda değilken sınav puanıyla okula atanıyor. 2007 senesinde atanan başörtülü müdür yardımcısının yeterli sınav puanıyla okulda görev yapmaya başladığı ifade ediliyor. Ancak ideolojik körlük sadece hedef gösterip itham altında bırakarak insanları mesleki ve ahlaki saygınlıklarından yoksun bırakmaya çalışıyor. İleri Haber’in olaya yaklaşımı bunun göstergesi.
Temmuz ayında yaşananların tekrar gündem olma sebebi ise mahkemeye taşınan darp iddiasının duruşmasının 1 Şubat tarihine ertelenmesinden kaynaklanıyor. CHP Milletvekili Okan Gaytancıoğlu tarafından Meclis’e taşınan olay mahkemenin ardından kesinlik kazanacak. Dediğimiz gibi iddialar araştırılmayı ve mahkemenin sonuçlanmasını bekliyor ancak öne sürülen argümanların son derece ideolojik bir zeminden beslendiği göz ardı edilmemeli. Yaşanan bu olay da İslam düşmanı tutumların Türkiye'de önemli hukuki bir problem olduğunu bir kez daha ortaya çıkartıyor.
Eğitim Bir-Sen Edirne Şube Başkanı Erdinç Dalgıç’ın iddialar üzerine yaptığı basın açıklamasının tam metnini olduğu gibi yayınlıyoruz:
Son günlerde bir öğrenciyle yapılan röportaja binaen 4-5 aylık salgın sürecinde sanki okullar açıkmış gibi bazı şer odakları ve onların piyonları tarafından zamanlaması manidar olarak gündeme getirilen, Edirne’mizin güzide okulu Edirne Süleyman Demirel Fen Lisesinin liyakat sahibi yöneticileri ve öğretmenlerine sırf sendikamızın üyesi olmalarından dolayı iftira atılmak suretiyle bir skandal yaratılmak istenmektedir. Bu nedenle sosyal medya ve bazı haber sitelerinde yer alan iddiaları ve gerçekleri kamuoyumuzla doğru şekilde paylaşma zorunluluğu doğmuştur.
İDDİA 1: Edirne Süleyman Demirel Fen lisesinde karma eğitime zıt uygulamalar dikkat çekiyor.
GERÇEK 1: Edirne Süleyman Demirel Fen lisesinde bütün sınıflar kız erkek sayıları eşit olacak şekilde karma olarak oluşturulur, dersler karma verilir, bayrak töreni dahil olmak üzere bütün törenler, anma ve kutlama programları karma yapılır, okul yemekhanesi ve kantini ile okuldaki bütün sosyal, sportif, kültürel ve eğitsel alanlar karma kullanılır. Ayrıca okul dışında katılım sağlanan bütün etkinliklere öğrenci veya öğretmen cinsiyet ayrımı gözetmeksizin karma katılım sağlanır. Öğle araları ve teneffüslerde de belirtilen bütün alanlar karma kullanılır. Öğretmenler odası ve zümre öğretmenler odaları da karma kullanılacak şekilde düzenlenmiştir. Karma olmayan alanlar KIZ VE ERKEK PANSİYONU, KIZ VE ERKEK WC’lerdir.
İDDİA 2: Eğitim-Bir-Sen kadrolaşmasıyla öğrencilere yönelik gerici baskılar arttı.
GERÇEK 2: Okulda 4 farklı sendikaya mensup öğretmen ve personel mevcut bulunduğundan sadece Eğitim-Bir-Sen’in kadrolaşmasından bahsetmek gerçekle uyuşmamaktadır. Ayrıca Okullar sadece okul müdürü ve yöneticilerin tek başlarına alacağı kararlarla yönetilen kurumlar değillerdir. Okullar öğretmenlerin aktif katılımıyla kanunlar ve yönetmelikler doğrultusunda karar alınan demokratik bir yapılanmaya sahip kurumlardır. Cep telefonu kullanımı dahil olmak üzere derse geç kalmada izlenecek yol, nöbet uygulamaları gibi pek çok uygulama sene başı öğretmenler kurulu toplantısında belirlenir ve uygulanır.
İDDİA 3: Okulda kız - erkek öğrenciler arasındaki en ufak temas “namus mesafesi” yaptırımına uğruyor.
GERÇEK 3: Okulda ne idareciler ne de öğretmenler arasında böyle bir mesafe algısı vardır ve bu mesafeye uymayanların yaptırıma uğraması diye bir şey yoktur. Yaptırıma uğrayan herhangi bir öğrenci de bulunmamaktadır.
Öğrenciler istedikleri arkadaşlarıyla yan yana oturup sohbet etmekte, birlikte ders çalışmakta, alış verişe çıkmakta, spor yapmakta ve vb. faaliyetlerle vakit geçirmektedir. Öğrenciler arasında cinsiyetçi bir yaklaşım da bulunmamaktadır.
Okulda öğrencilerin diğer ortaöğretim öğrencileri gibi uymaları gereken ve kendilerinden beklenen davranışlar ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde açıkça belirtilmiştir. Okulda öğrencilerin sınıflarda oturma planları da karma uygulamaya göre düzenlenmiştir, öğrencilerin kiminle arkadaşlık edeceğine ilişkin herhangi bir kural veya kız erkek arkadaşlığını engelleyici bir tutum da sergilenmemektedir. İddia edilen mesafe Covid-19 salgınının ülkemizde yeni yaygınlaştığı dönemde hijyen ve sosyal mesafeye dikkat edilmesi konusu ile ilgili okul müdürünün açıklamalarının bilinçli olarak çarpıtılması sonucu elde edilmiştir. Şuan geldiğimiz noktada kişiler arasında bulunması gereken sosyal mesafe bilim insanları tarafından 1.5 metre olarak tanımlanmaktadır. Bu mesafe sağlık için gereklidir ve bütün kişiler tarafından uyulması gereklidir.
İDDİA 4: Mimli öğrencilere baskı yapılmakta, öğrenciler aileleri üzerinden tehdit edilmektedir.
GERÇEK 4: Okullarda öğrenci davranışları konusunda rehber, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği Öğrenci Davranışları, Ödül ve Disipline İlişkin Hükümler’dir. Öğrencilerin davranışları ve öğrencilerin korunması için alınacak tedbirler buralarda belirtilmiştir. Hiç kimse dayanağı olmayan konularla ilgili keyfi uygulama yapamaz ve yapmaz. Okullar daha önce de belirtildiği gibi demokratik kurumlardır. Okul gerekli durumlarda veliler ile görüşür ve bunun için öğrenciden izin almak durumunda değildir. Okuldaki rehberlik servisi de gerekli hallerde öğrencilerle ve velilerle görüşür gerekli rehberliği sınıf öğretmenleriyle de birlikte çalışarak sağlar. Bağlayıcı olan Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğidir. Veli görüşmesi de yasal bir uygulamadır.
Okul her zaman öğrenci yararını düşünür. Bu nedenle yaptırım değil rehberlik her zaman ön plandadır. Röportaja konu olan öğrenci de diğer öğrencilerin olduğu gibi belirtilen Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin ilgili maddelerine uymakla mükelleftir. Uymadığı takdirde yönetmelik çerçevesinde yaptırıma uğraması kaçınılmazdır.
İDDİA 5: Okul yemekhanesinde ve okulda din sohbetleri yapılmaktadır.
GERÇEK 5: İddiaya konu olan eğitim öğretim yılında okulda kadrolu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni bulunmadığından din dersleri geçici olarak Edebiyat öğretmenleri tarafından işlenmiştir. Bahse konu olan okul yemekhanesinde zaman zaman yatılı öğrenciler için çeşitli sosyal etkinlikler yapılmıştır. Ancak bu eğitim öğretim yılında okul müdürlüğünün bilgisi dahilinde dini içerikli herhangi bir sohbet veya toplantı yapılmamıştır. Bu konuda okul müdürlüğüne ya da diğer yasal mercilere yapılan herhangi bir başvuru veya şikayet de bulunmamaktadır.
İDDİA 6: Mimli öğrenciler Eğitim-Bir-Sen’li öğretmenler tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılmaktadır.
GERÇEK 6: Basına konuşan veya konuşturulan bu öğrenci, Disiplin kurallarına uymakta zorlanan, okul müdürünün makamına gelerek okul müdürüne karşı hiç çekinmeden iki müdür yardımcısının huzurunda kaba ve saygısız bir dil kullanan ve bu sebepten dolayı disiplin cezası alan biridir. Bu kişi böyle bir iddia ortaya atmış fakat kendisini destekleyecek hiçbir kanıt sunamamıştır. Okulumuzun uzun yıllar kadrosunda çalışan, ulusal ve uluslararası projelerde yer alan, birçok Teşekkür ve Başarı belgesi bulunan, öğrenci ve veliler tarafından özellikle tercih edilen o günün nöbetçi öğretmenine sırf Sendikasından dolayı birilerinin yönlendirmesi ile iftira atılmıştır. Bu durum çokmuş ve yaygınmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılmak istenmiştir.
İDDİA 7: Okul Müdürü okula sık sık baskın yapmaktadır. Yatılı öğrencilerin izinleri kısıtlanmaktadır.
GERÇEK 7: Pansiyon okul müdürlüğünden bağımsız bir yönetime sahip değildir ve okul müdürünün sorumluluk ve denetim alanı yatılı okullarda pansiyonu da kapsamaktadır. Okul müdürünün denetim amaçlı yaptığı ziyaretleri baskın olarak nitelemek son derece yersiz ve çirkin bir yaklaşımdır.
Pansiyonda kalan öğrencilerin evci izinleri velilerin talepleri doğrultusunda çarşı izinleri ise pansiyon iç yönergesine göre öğrencilerin ihtiyaçlarına göre düzenlenmektedir. İzin günleri dışında ihtiyaç halinde öğrenciler izin alarak da çarşıya çıkabilmektedir. Ayrıca etüt merkezlerine kayıtlı olan öğrenciler de programları doğrultusunda derslerine katılabilmektedir. Bu nedenle herhangi bir mağduriyet söz konusu değildir.
Görüldüğü üzere geçmişlerinde ve bugünlerinde karanlıkla özdeşleşecek icraatlere imza atmaktan çekinmeyen yapıların, kendi gibi düşünmeyen herkesi karanlıkla itham etmeleri, sosyolojinin aşması gereken bir sorundur. Ancak bu zihniyetin ötekiye düşmanlığı iftira ve suç isnadı boyutuna taşımaları, bu zihniyete mensup olanların ahlaki hiçbir kaygılarının olmadığını göstermektedir.
Bu zihniyetin gayri ahlaki ve gayri hukukî ithamlarının son örneği Edirne’de sergileniyor. Son yıllarda gerçeğe aykırı, mesnetsiz ve düpedüz yalan niteliğindeki iddiaları, buna inanmaya dünden razı olan kendi tabanına gerçek diye yutturmayı muhalefet yapmak olarak addeden gayri ahlaki yaşantısıyla Edirne gündemine oturan malum siyasi yapıdan bir VEKİL ve aynı zihniyetin SENDİKAL YAPILANMASI, eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümü için uğraşmayı bir kenara bırakarak, eğitim çalışanlarının tercih ettiği ve teveccühünün toplandığı kurum olan Eğitim-Bir-Sen’in adını ve üyelerini FETÖ vari kumpas ve algı manipülasyonları kullanarak, yalan ve iftira dolu ithamlardan dolayı karalamak istemektedirler.
Türkiye’nin etkili ve yetkili en büyük sendikası olarak bu türden iftiralarla yıpratılmak istenen Edirne’mizin en seçkin okulunun ve üyelerimizin haklarının savunucusu ve olayın takipçisi olacağımızı bildirir. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Erdinç DALGIÇ
Eğitim Bir-Sen Edirne Şube Başkanı