Sokak köpekleri konusunda neden kimse bir şey yap(a)mıyor?

Ersin Çelik, toplumun insanların mı yoksa hayvanların mı hayatta kalacağı noktasında ikilemde kaldığı garip bir vasata dikkat çekiyor.

Ersin Çelik / Yeni Şafak

Başıboş köpek saldırıları siyasi bir tepkiye dönüşürken…

Bu kaçıncı sahipsiz köpek saldırısı? Daha kaç çocuk vahşice can verecek? Soracak bir sürü soru var. Ancak yanıtı yok. Kimseler de çıkıp, “Bu son! Bir daha hiçbir çocuk, hiçbir ana kuzusu, hiçbir kadın, erkek, yaşlı, genç bu ülkenin sokaklarında köpeklerin saldırısına uğramayacak” demiyor. Diyemiyor. Neden ve nasıl denilemez? Kim engel oluyor? Kim bunlar, nasıl bir güçleri var ki; Van’da yaşayan 9 yaşındaki Mete Durna arkadaşlarıyla top oynarken köpek tarafından boğazından ısırılarak öldürülüyor ve toplum ayağa kalkmıyor?

Ama aynı toplum, Konya’da bir köpeğin başına kürekle vurulan görüntüleri izler izlemez ortalığı haklı olarak ayağa kaldırdı. Siyasetçiler, kanaat önderleri, sanatçılar, ünlüler çok sert açıklamalar yaptılar. Üç gün boyunca köpeğe acımazsızca yapılan saldırıyı konuştu ülke. İki kişi tutuklandı. Yargılamaları devam ediyor. Dava, ilgiyle ve büyük duyarlılıkla takip ediliyor.

Van’da da bir ana kuzusu vahşice öldü ve sessiz sedasız defnedildi. Bakın medya bile burada ayrımcılık yapıyor. Dün Mete’nin ölüm haberini vermeyen bazı gazeteler Konya’daki köpeğe işkence davasını sayfalarına taşıdılar. Açın dünkü gazeteleri tarayın. Konya’daki köpek katliamı haberi vardı, kediyi tekmeleyen adam vardı ama bazılarında Mete’nin ölüm ve defin haberi yoktu. “İnsana, köpekler kadar değer verilmeyen bir toplum olduk” diyoruz, bazıları itiraz ediyorlar. Üstüne bir de köpek saldırıları üzerinden, insanları köpeklere karşı kışkırtmakla suçlanıyoruz.

Oysa son 12 ayda sokaklardaki başıboş köpekler yüzünden onlarca insan hayatını kaybetmiş. Bunlardan 12’si çocuk. Van’da Mete Durna’nın ölümünden iki gün önce Adana’da da bir ölüm yaşandı. Üzerine gelen sokak köpeğinden kaçan 8 yaşındaki Ahmet yola fırladı ve arabanın altında kalarak can verdi.

Hayvanlara yapılan saldırılara, şiddete, psikopatlıklara, manyaklıklara karşı tabii ki ayağa kalkacağız. Vicdanı olan hiçbir insan; cinsi ve türü ne olursa olsun bir hayvana işkence edilmesine razı gelmez.

Ancak artık, köpek ısırması ve saldırı kaynaklı ölümlerin sona ermesi için çözümleri konuşmamız gerekiyor.

Toplum; “köpekler mi ölsün yoksa insanlar mı” diye diye ikiye ayrıldı. Çünkü bir kesim köpekleri başımıza çıkarmakta, dokunulmaz kılmakla ısrarlı. Bir gün köpeklere saldırılıyor. O gün “köpekleri korumamız, kollamamız lazım” diye duyar kasılıyor. Ertesi gün bir köpek bir çocuğu ısırarak öldürüyor. Bu sefer de “bütün hepsini itlaf edelim” deniliyor.

Her ikisini de kabul etmeyen tarafın ise sesi çıkmıyor. Kabul edelim, bu büyük sorunu toplum olarak sağlıklı bir zeminde tartışamadık. “Neden tartışamadık?” sorusunun da yanıtı yok. Köpekler öldürülmeden, köpeklerin de sokaklarda dehşet saçmayacağı bir çözüm yolu çoktan bulunmalıydı. Sanki birileri bu tartışma zemini oluşmasın diye ayrıca çaba gösteriyor. Sanki bir el sokaktaki kaosu besliyor. Başka bir açıklaması yok.

İnsanlar, sokaklardaki başıboş köpeklerin denetimi ve kontrolünün hangi kurumda olduğunu bilmiyorlar daha. Google’da milyonlarca arama yapılmış. Halk, “sokak köpekleri kimin sorumluluğunda?” sorusuna yanıt arıyor.

Peki, sorumluluk kimde? 2021 yılının Temmuz ayında yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği›ne göre; sahipsiz hayvanların bakımı ve gözetiminden belediyeler sorumlu tutuldu.

Yasanın yürürlüğe girmesinin üzerinden 18 ay geçti ancak sokaklar başıboş köpek kaynıyor. Yani belediyeler genel olarak üzerlerine düşeni yapmıyorlar. Görevleri çok net. Ama birçok belediye, sokaklardaki mama kaplarını doldurmanın ötesine geçmiyorlar. Öncelikli yapmaları gereken kısırlaştırmaya ağırlık vermiyorlar. Bu ihmal de hayvan popülasyonunun artmasına neden oluyor. Sokaklardaki kaosun nedeni de artan köpek nüfusu. Sayılar milyonlarla anılıyor. Parklar, sokaklar, boş araziler sahipsiz köpeklerle dolu. Belediyeler için “Sokak hayvanları derneklerinden korkuyorlar” deniliyor. Evet, böyle bir lobi var. Görüyoruz yaptıklarını. Fakat bu belediyeler, yasaya rağmen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da talimat vermesine rağmen bu sorunu görmezden gelerek çok büyük bir tepkinin de fitilini ateşliyorlar. Sorun siyasi tavra, tepkiye dönüşmeye başladı. Sorunun sorumlusu ise iktidar gösteriliyor. Bunu görmüyor olamazlar.

Cuma günkü yazıda, sokaklardaki sahipsiz ve başıboş köpekler sorununu çözmek için çalışmalar yapan, çözümler üreten ve makul önerileri olan uzman bir isimle yaptığım görüşmeyi aktaracağım.

Çok faydası olacağını düşünüyorum.

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu