Son üç yılı adil ve özgür bir yarını inşa etmek adına türlü zorluklarla geride bırakan Suriyeli kardeşlerimiz şimdilerde yine kara kışa, zemheri ve dondurucu soğuklara karşı yaşam mücadelesi veriyorlar.
Kışın olanca soğuğuyla çöktüğü Suriye'de en zor şartları yaşayanlar da şüphesiz çocuklar. Çocuklarımızın ülke içinde özellikle barınma ve giyinme sorunlarından kaynaklı olarak donarak can vermeye başladığına çoğumuz içimiz acıyarak tanık olduk. Mülteci kamplarında kara kışa karşı yaşam mücadelesi veren, ayakta kalmak için can çekişen binlerce kardeşimiz de cabası...
Bütün bu gelişmelere karşı sadece yüreği yanarak izleyenlerden olmayalım. Kardeşlerimize gerçekten kardeş olduğumuzu hissettirelim! Öz çocuklarımıza açtığımız bağrımızı, onları ısıtan ilgimizi Suriyeli kardeşlerimizden esirgemeyelim! Unutmayalım ki darlıkta da genişlik halinde de infak etmek ve icabında ihtiyacı olduğu halde kardeşini kendine tercih etmek (isâr) mü'minlerin Rabbani övgüye mazhar olan hasletlerindendir.
Fazla değil; çocuklarımızı giydirdiklerimizin aynısından elbiselerle, örttüklerimizin denginden yorgan veya battaniyelerle ve türlü infaklarımızla kardeşlerimize sahip çıkalım. Her birimizin bir Suriyeli çocuğu olsun. Çünkü özgürlük ve adalet için ayağa kalkma iradesi kuşanan ve bu yüzden zalimlerin, eli kanlı diktatörlerin aşağılık zulümlerine maruz kalan kardeşlerimiz yalnızca kendileri değil insanlık ve ümmet adına da onurlu bir gelecek umudunu ilmek ilmek örüyorlar. Ve bu yüzden bedel ödemeye devam ediyorlar.
Bedellerin en ağırını ödemeye devam eden Suriyeli kardeşlerimiz ve çocuklarımız şimdi de kara kışla boğuşuyorlar. Onların bedenleri üşüyor. Biz de ilgisiz kalmaklığımızla gönüllerini üşütmeyelim, onları içeriden öldürmeyelim. Ümmetin yetimi Suriyeli çocuklarımızı Allah bize emanet etmiş; emanetimize riayet edelim! (Islahhaber.com)