Soçi’de Soykırımın İzini Olimpiyatla Silmek İstiyorlar

22. Kış Olimpiyatları geçtiğimiz günlerde Soçi'de başladı. Uzun süredir soykırım protestolarıyla gündeme gelen olimpiyatlara Çerkeslerin itirazlarını sorduk.

Nuriye Çakmak'ın röportajı:

21 Mayıs 1864 tarihi, Çarlık Rusya'sına göre zaferle sonuçlanan bir savaşın bitiş tarihi, Çerkesler'e göre ise bir soykırımın sembolü. Diaspora Çerkesleri 2006 yılından beri çeşitli eylemlerle konuyu dünya gündemine taşımaya çalışıyor. 2014 yılı yaşanan Çerkes Soykırımı'nın 150. yıldönümü olacak. Böyle bir tarihte soykırım kurbanlarının mezarları üzerinde barış oyunları düzenlenmesine çeşitli dernek ve kuruluşlar tepki gösteriyor.

Diğer yandan Kuzey Kafkasya'da Kremlin yönetimine karşı mücadele eden bazı gruplar, oyunlara dönük açık tehditler ortaya koyuyor. Yaşanan son terör saldırılarıyla olimpiyatların bir ilgisi olup olmadığı ya da yenilerinin yaşanıp yaşanmayacağı merak konusu.

2003 yılında çoğunluğu üniversite öğrencilerinden oluşan bir grubun Kafkas halkları'nın temel insan hakları ve kimlik sorunlarına çözüm üretme amacıyla kurduğu bir sivil gençlik inisiyatifi olan Kafkasya Forumu'nun aktif üyelerinden Çerkes Aktivist Kuban Kural ile olimpiyatları ve Çerkeslerin tepkilerini konuştuk.

Bölgeyi iyi bilen biri olduğunuz için şunu sormak istiyorum, coğrafi şartlar açısından Soçi'nin kış olimpiyatları için seçilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Rusya çok geniş bir coğrafya ve Olimpiyatların yapılması için çok daha uygun bölgelere sahip. Hatta yine Kafkasya'da yer alan Soçi dışında çok daha uygun yerler de vardı, Elbruz dağı gibi. Soçi'nin özellikle seçilmesinde siyasi bir sebep olduğu biz de düşünüyoruz.

Soçi Kafkasya'daki direnişin, 1864 öncesi direnişinin büyük ölçüde kırıldığı ve sonlandırıldığı çok büyük katliamların yapıldığı bir coğrafya. Ve Rusya olimpiyatların tanıtımında ya da herhangi bir aşamasında Kafkasya'nın bu trajik gerçekliğinden hiç bahsetmiyor. Bunun da sebebi aslında en az 150 yıllık bir soykırım tarihini, zaten insansızlaştırılmış bir coğrafyayı tamamen tarihten ve uluslararası hafızadan silmeyi hedeflemesi.

Çerkesler Soçi'nin seçilmesinin altında hangi siyasi sebepler yattığını düşünüyor?

Rusya bölgenin gerçek sahipleri olan Çerkeslerle ve bu geçmişle değil, daha güzel bir motifle anılmasını ve Rusya'nın fotoğrafını buradan vermeyi hedefliyor. Tanıtım çalışmalarında Soçi'nin tarihine giriliyor, Greklere kadar anlatılıyor ama 150 öncesinin tarihinden hiç bahsedilmiyor. Rusya 150. yıl önce işgal ettiği ve insansızlıştırdığı bir bölgeyi hafızalardan bu olimpiyat ile tamamen silmenin peşinde.

Soçi Çerkesler için neden önemli? Tarihi süreçte yeri nedir?

Soçi, Çerkesler için iki açıdan çok önemli. Birincisi 1861 yılında ilan edilen ve dönemin bazı devletleri tarafından tanınan Çerkesya Devleti'nin başkenti. Çok ciddi Ubıh, Adige ve Abaza'nın yaşadığı bir bölge. Başkent olmasının sembolik değerinin yanında özelle Kbada bölgesi, Rusçada 'kızıl çayır' manasına gelen Krasnaya Polyana olarak anılan yer de sembolik bir yer. Kızıl Çayır'ın kızıl olarak anılmasının sebebi bölgede akıtılan Çerkes kanıdır. Ve olimpiyat köyü tam olarak soykırımla özdeşleşen yerde kuruldu. Çerkes soykımı üç beş ay ya da yılda gerçekleşmiş bir şey değil. 100 yıla yakın bir sürede Kafkasya'da çeşitli katliamlar yapıldı.

Kafkas Rus savaşlarından bahsediyoruz sanırım.

Evet. 1700'lerin sonunda başlayan hatta daha eskilere uzanan Rusya'nın Kafkasya'yı işgali doğu bölgesinden başladı büyük ölçüde. Dağıstan, Çeçenistan bölgesinde büyük saldırılar oldu. 1859'da İmam Şamil'in teslim olmak zorunda kalmasının ardından Rusya bütün güçlerini batıya sevk etti. Bu tarihten 1864'e kadar geçen süre çok kanlı çatışmalara sahne oldu. Özellikle Soçi ve sahil şeridinde. Bir tarafta dolma tüfeklerle, ilkel şartlarda vatanları için mücadele eden insanlar, diğer yanda dönemin en iyi silahlarını kullanan düzenli bir ordu. Orantısız bir çatışma vardı. Buna rağmen çok ciddi bir direniş sergilendi. Aynı zamanda bu sadece savaşanlar arasında yaşanan bir savaş olmadı. Bugün Rusya'nın arşivlerinden çıkan belgelerde çok net görüyoruz ki sivil halk da bu çatışmalarda fazlasıyla hedefti.

Çerkesler yenildi ve sürgün başladı.. Ne büyüklükte rakamlardan bahsediyoruz?

Bu konu akademik ve entelektüel olarak yeterince ele alınmış değil. Ama Kemal Karpat gibi çok önemli tarihçilerin rakamlarına göre 1,5 milyon insan orada öldürüldü, 1,5 milyon insan da sürgüne gönderildi. Buna sürgünden ziyade soykırım demeyi tercih ediyoruz, çünkü sürgün soykırımın içerisinde bir kavram, insanların üçte biri sürgün yolunda öldü. Deniz yoluyla gelenler uygun olmayan ya da çok doldurulan gemilerin batmasıyla yok oldular. Bir kısmı sahillere geldiklerinde tifo gibi çeşitli salgın hastalıklardan dolayı öldüler. Karadeniz sahillerinde bilinmeyen binlerce Çerkes mezarı olduğu düşünülüyor.

Hazırlık süreciyle ilgili ciddi iddialar var. Olimpik köy inşası için yapılan kazılarda toprak altından soykırım dönemine ait kemikler çıktığı fakat Rusya'nın kemikleri iade etmediği ve imha ettiği söyleniyor?

Bu iddialar hep vardı. Ama biz bunları kanıtlamak adına bir şey yapamıyoruz. Çünkü olimpiyat hazırlıkları başladığından beri Soçi bölgesine giriş çıkışlar pek mümkün değil. Çok nadiren kendi yöntemleriyle, tehlikeyi göze alarak girebilen bazı gazeteciler var. Mesela yakın zamanda bizim birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızdan biri No Sochi belgeselini çekti. Bunun için Kafkasya'da çekimler yaptı. Bu belgeselde bir çevre aktivistinin şöyle bir açıklaması yer alıyor. Kendisi ormanlarda çalışmalar yürüten biri, diyor ki ben ormanların derinliklerinde Çerkes köylerinin kalıntılarını, insanların kemiklerini görüyorum. Bunlar oranın gerçek sahiplerini hala gösteren kanıtlar.

Diğer bir önemli iddia ise doğal çevrenin, olimpiyat tesisleri inşaatı için yapılan çalışmalara kurban gittiğini yönünde. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve doğal güzellikleri koruma altında bulunan bölgede son durum nedir?

Ormanlarıyla meşhur o bölgede tam bir çevre felaketi var. Benim adımı aldığım Kuban ırmağı ya da orda bulunan küçük büyük nehirler şu anda çamur, çimento akıyorlar. Çünkü akla hayale gelmeyecek büyüklükte yatırımlar yapıldı ve hiçbir çevre hassasiyeti göz önüne alınmadı. Büyük ormanların ortasından yollar geçirildi, ağaçlar katledilerek. Çevre felaketleri had safhada. Bu konuda birçok uluslararası çevre örgütünün mesela Greenpeace'in çeşitli protestoları oldu, yerel örgütlerin çalışmaları oldu. Yaşanan etkiler öyle büyük ki, iklim değişti bölgede. Bundan 10 yıl öncesine kadar kışlar çok uzun sürüyordu Kafkasya'da, şimdi öyle değil mesela. Eskisi kadar yağmur almıyor. Sadece ormanların yok edilmesi değil bunun sebebi, ormanların ana kaynağı olan suların çamur akması herhalde önemli bir göstergedir.

Olimpiyat komitesi bunun takibini yapmıyor mu?

Daha Soçi'nin adaylığının kabul edildiğinin açıklanmasından önce komiteyle ilgili ciddi spekülasyonlar yapıldı. Birebir lobiler yürütüldüğü söylendi, rüşvet iddiaları hep vardı. Ve süreçte olimpiyat komitesi, çevre hassasiyetlerini, Çerkeslerin hassasiyetlerini görmezden geldi. Fakat bu sadece Soçi olimpiyatlarına mahsus bir şey değil. Londra olimpiyatlarında da, Tibet olimpiyatlarında da insanların hassasiyetleri görmezden gelinmişti. Soçi'nin farkı, Londra'da gazeteciler gidip araştırma yapabiliyordu. Soçi'de bu imkansız. Geçtiğimiz aylarda Kafkas kökenli olup Türkiye'de Kafkasya'yı en iyi bilen kişilerden biri olan Radikal Gazetesi yazarı Fehim Taştekin Kafkasya'ya alınmadı. Avrupa'dan birçok gazetecinin bölgeye gitme isteklerinin geri çevrildiğini biliyoruz. Bunlar da olimpiyat komitesinin işine geldi sanırım, tam anlamıyla görmezden geldi olanları.

Bölgenin yerli halkı olan Çerkesler için olimpiyatların bölgelerinde yapılmasının etkileri nelerdir? Yerli halkın organizasyonda yok kabul edildiğini düşünenler çoğunlukta sanırım.

Soçi olimpiyatları başlarken Rusya'yla iyi geçinmeyi tercih eden Çerkesler arasında olumlu etkiler bekleyenler vardı. Olimpiyatların etkisiyle ekonomik, sosyolojik bir kalkınma söz konusu olacak ve bu da Çerkeslere bir şekilde yansıyacak diye düşünüyorlardı. Fakat aradan geçen on yılda o beklenen ekonomik girdi hiç olmadığı gibi ekonomik daha da kötüye gitti. Çünkü Kafkasya tam olarak bölündü. Soçi ve bölgenin diğer parçaları tamamen ayrıldı. Mesela komşu bölge Abhazya'ya olumlu bir etkisi, ekonomik bir çıktısı olabileceği düşünülüyordu. Hiçbir katkısı olmadığı gibi Abhazya sınırı güvenlik gerekçesiyle tamamen kapatıldı. Ticaret yapılamıyor, hiçbir giriş çıkış yok şuanda.

Bir diğer bir konu ise Temmuz ayında yayınlanan bir videoda Çeçen lider Dokko Umarov'un yaptığı çağrı. Atalarının kemikleri üzerinde olimpiyat oyunlarının yapılasına izin vermeyeceklerini belirtmişti. Belki de olimpiyat tarihinin güvenlik önlemlerine en çok bütçe ayıran örneği olabilir Rusya. Güvenlik ve terör saldırıları ihtimali için ne söyleyebilirsiniz?

Aslında Soçi, Dokko Umarov'un başkanlığını yaptığı ve kendilerinin Kafkasya Emirliği olarak belirttiği bölgenin içine dahil değil. Ki bu onların tarifi ve biz bunu benimsemiyoruz. Ama gayrı nizamı savaş yöntemleri kullanan örgütlerin bu tarz popüler organizasyonları kullanarak kendi gündemlerini oluşturmayı ya da kendilerini gündeme getirme çabası içinde olduklarını biliyoruz. Bu konuda Çerkeslerin organize ettiği No Sochi 2014 organizasyonları veya dünya medyasında bir şekilde yer alan Sochi haberleri onların dikkatini çekti diye düşünüyorum. Çünkü hiç gündemlerinde olmayan bir konuydu Çerkes soykırımı ve sonrasında böyle bir tehdit ortaya çıktı. Kendisini Kafkasya Emiri olarak lanse eden birinin böyle bir açıklaması bizi bağlayan bir şey değil. Hatta bu bizim için olumsuz etkilere yol açıyor. Kafkasya'da silahlı ve sivilleri hedef alan organizasyonlar Rusya'ya Kafkasya'da savaşanlar değil, yaşayanlar üzerindeki baskıyı arttırmak için bir koz veriyor her zaman.

Son saldırıların zamanlaması ve işleyişi olimpiyat oyunlarıyla ilgili mi sizce? Bu saldırılar kimin çıkarına hizmet ediyor?

Ortada aylar öncesinden yapılmış bir açıklama var. Her saldırı gözlerin Kafkasya emirliğine çevrilmesine yol açıyor. Ve bu direk olimpiyatlarla ilişkilendiriliyor. Rusya bu dönemde bu tarz girişimleri engellemek için çalışacak. Olimpiyatlar bittikten sonra bölgedeki halkın yaşayacağı baskıların en büyük bahanesi de bu saldırılar olacak. İnsanlar zaten büyük bir baskı altında. Bugün Kabardey Balkar bölgesinin büyük kısmında olağanüstü hal uygulanıyor. Bu saldırılar her halükarda Rusya'nın politikalarına fayda sağlayacak. Her saldırıdan sonra bölgeye büyük bir askeri sığınak yapılıyor. Zaten kolonize edilmiş bir bölge bu önlemlerle bir açık hava hapishanesine dönüşüyor. Bir taraftan da bizim sivil bir şekilde yaptığımız mücadelelerin de yaftalanmasına fırsat veriyor bu saldırılar. Aslında hiçbir ilişkisi, bir bağı olmayan şeyler.

Olimpiyatlarla ilgili olarak bölgede yapılan gösterilere izin verilmediği, göstericilerin gözaltına alındığı, yerli halka baskı uygulandığı iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Soçi bölgesinde şu anda Çerkes yerleşimi yok. Farklı yerlerdeki Çerkeslerin de bölgeye gidip orada gösteri yapma imkanı yok. Rusya'nın oraya sonradan yerleştirdiği, kolonize ettiği halkın çeşitli gösterileri oldu. Bunlar kendi yaşam alanlarına yönelik olumsuzluklar için gösteriler düzenlediler. İnşaatlar sebebiyle evlerinden zorla çıkarıldıkları söylediler veya yaşanan çevre felaketleri için tepkiler verdiler. Ama bunların ya sesleri çıkamıyor. Kısıtlı olarak sosyal medya üzerinden haberimiz oluyor bölgedeki gelişmelerden. Ya da seslerini yükseltenler ağır baskılara maruz kalıyor. Kafkasya'nın diğer bölgelerinde Soçi için tepki gösterenler ise daha ağır baskılarla yüz yüze.

Rusya halkının tutumu nasıl, onlara bir mesajınız var mı?

Şunu belirtmek isterim, bize çok sorulan bir sorudur ve mealen şöyledir bu soru, 'siz Rus düşmanı mısınız?' ya da Rusya ile ilgili genel duruşunuz nedir, hedefleriniz planlarınız nedir gibi. Bizim Rusya devleti ile bir meselemiz var. Bir derdimiz, bir mücadelemiz var. Çünkü mağduriyetlerimiz var. Ama Rus halkıyla hiçbir mücadelemiz, meselemiz yok. Hatta en büyük amaçlarımızdan biri kendimizi onlara anlatmak, ifade edebilmek. Rus halkını kendi tarihiyle yüzleşmeye çağırmak en büyük hedefimiz. Karşımızdaki ne kadar kapalı bir sistem olsa da bu konuda çalışmalarımız da var. Rus halkına değer veriyorum ve birçok Çerkesten daha çok sevdiğim saygı duyduğum Ruslar var, Anna Politkovskaya gibi. Bu manada Rus halkıyla hiçbir problemimiz olmadığı gibi onları davamıza ortak etmek gibi bir amacımız var. Rus devletiyle olan mücadelemizse tamamen haklar bazında, sivil insiyatif üzerindendir. Özellikle sivilleri hedef alan saldırılara karşı duruşumuz her zaman bellidir. Bunun Çerkeslerin davalarına da son derece zararlı olduğunu her daim belirtiyoruz.

(YENİ ŞAFAK)

Röportaj Haberleri

“Suriye’ye geri dönüş tartışması, empati yoksunu ve yersiz”
Türkiyeli bir mücahid ile Suriye devrimi üzerine…
"Solun bir kısmı mezhepçilikten bir kısmı da İslam düşmanlığından Esed'i destekliyor"
Suriye'nin korku hapishaneleri: Sednaya, Tedmur ve Suriye’nin yeni hafızası
"Suriye devrimi Türkiye'nin de zaferidir!"