Skandal Cuma Hutbesinde İlginç Detaylar

İçeriğinde yer alan bazı ifadeler sebebiyle dün Cuma namazında camilerde okunan hutbeye yönelik tepkiler sürüyor.

YILMAZ BİLGEN / HAKSÖZ-HABER

Sosyal medyada gündemin en çok konuşulan konusu haline gelen skandal hutbe ile ilgili akşam saatlerinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bir açıklama yapıldı…

Yapılan açıklamada; ‘mezhepçilik fitnesi sebebiyle bölgemizde yaşanan kardeş kavgasına dikkat çekildiği’ bilgisi yer almakta.

Mezhep Kavgası Vurgusu Boş Bir İddia

Mısır’da, Myanmar’da, Doğu Türkistan’da ve Suriye’de verilen mücadelenin mezhep savaşıyla ilgisini Diyanet teşkilatı nasıl kurabildi? Suriye’de 3 yıldır süren savaşın mezhep savaşı değil bir özgürlük mücadelesi olduğunu Diyanet bilmiyor muydu?

Mısır’da Temerrüt hareketi ve darbeci general mezhepçi bir söylemle mi sivil halkı katletmekte?

Myanmar’da Budist rahipler mezhep uyuşmazlığından mı ateş hendekleri kazmakta?

Putperest Çinliler mezhep saikiyle mi Doğu Türkistan’da terör estirmekte?

Beşşar Esed’in başlattığı mezalimin arka planında mezhep farklılığı mı yer almakta?

Diyanet İşlerinden bir yetkiliyle yaptığımız görüşmede Cuma hutbeleri konusunda il müftülüklerinin konu seçiminde muhayyer oldukları ancak bu haftaki hutbenin tüm yurtta özellikle mecburi tutularak okutulduğu bilgisini aldık. Bu hafta bu hutbeyi önemli kılan gelişmenin ne olduğuna dair açıklama yapamayacağını ifade eden Diyanet İşleri yetkilisi gerek duyulması halinde kurum olarak daha geniş bir açıklama yapılabileceğini ifade etti.

Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı Ne Demişti?

Diyanet İşleri Başkanlığı sürmekte olan sıcak savaşlarda tarafları kardeş ilan ederken kurumun bağlı bulunduğu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ 26 Mayıs 2013 tarihinde Esed’in firavun; Hizbullah’ın da şeytanın askerleri olduğunu çok net bir biçimde ifade ediyordu:

“Buradan söylüyorum. Sen 'Esed'in yanında yer alıyorum' diyorsun. Nereden gücü alıyorsun? Müslümanları öldürmek için, kendi kardeşini öldürmek için, kardeşlerine ölüm kusanların yanında yer aldığını söyleyenler, kendilerine İslam'dan Kur’an'dan güç devşirmesinler.

Müslümanları birbirine düşürmek isteyen, birbirine kırdırmak isteyen şeytandandır. Kimse kusura bakmasın. Çok açık, çok net buradan bir kez daha söylüyorum. Adını da Hizbullah'ın değiştirmesi lazım, Hizbuşşeytan yapması lazım. Hem adınıza Hizbullah diyeceksiniz hem de tanımadığınız bilmediğiniz masum kadınları, çocukları yaşlıları öldürmek için harp ilan edeceksiniz. Böyle saçmalık olabilir mi? Böyle bir anlayış olabilir mi? Şimdi Esed'in yaptığı ile Firavun'un yaptığı arasında ne fark var? Birileri şunu izah edebilir mi? Yüz bini aşkın insana havadan, karadan ve denizden ölüm yağdır.”

Bozdağ’ın açıklamaları böyleydi. Aradan geçen bir ayda ne değişti de Suriye’nin diktatörüne askerlik edenler kardeşimiz oldular?

Hutbe skandalının ortaya çıkışının General Sisi’nin halkı sokağa dökerek iç savaşı tetikleme gayretini dillendirdiği güne denk getirilmesi ise olayın bir diğer ilginç yönünü teşkil etmekte.

Bekir Bozdağ’ın “firavun”, “şeytan” dediği kimseleri kardeş ilan ederek rol çalan Diyanet İşleri Başkanlığında yerleşmiş İran ve diyalogcu lobilerin ağırlığının bu hutbede etkin faktör olduğu kamuoyunda yer alan iddialar arasında. Bir diğer iddia ise teşkilat içerisinde yaşanan gelişmeden rahatsız duyanların da bulunduğu...

İLGİLİ HABERLERİMİZ:

Hutbede Baasçı Tezler Dile Getirildi

Hutbeye İtiraz Ettiği İçin Camiden Çıkarıldı

 

Yorum Analiz Haberleri

Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm