Sizi uyaranlara teşekkür yerine küfür mü edeceksiniz?

Akabe Vakfı Müdürü Feyzullah Akyol’un Mustafa İslamoğlu’nun Mustafa Kemal sapmasına yönelik eleştirilere verdiği karşılıkta sıraladığı hakaret ve iftiralar sapmanın derinliğine ışık tutuyor.

HAKSÖZ HABER

Mustafa İslamoğlu’nun son yıllarda ulusal gün ve kutlamalar vesilesiyle adet haline getirdiği ulusalcı ideolojiye ve onun ilahına selam çakma tutumu İslami camiada büyük bir şaşkınlık ve tepkiye yol açmakta. Bu durum bu yıl da 30 Ağustos vesilesiyle tekerrür etti. Mustafa İslamoğlu’nun biraz kaçamak ve tevil edilmeye müsait ifadelerle de olsa ‘muhatap kitle’yi memnun etmeye yetecek mesajı İslami çevrelerce kınandı. Bu çerçevede Hamza Türkmen de soysa medya üzerinden İslamoğlu’nu eleştirdi ve tutumunun yanlışlığını hatırlattı.

Siz misiniz, Hocaefendi’yi eleştiren!

Önce oğlu ve bilahare kendisine bağlı Akabe Vakfının müdürü sıfatını taşıyan Feyzullah Akyol üzerinden cevaplar sökün etti. İlginç olan şu ki, Mustafa İslamoğlu kendisine yönelik eleştirileri doğrudan cevaplamaya tenezzül etmiyor, oğlunun yazdıklarını retweet etmekle yetiniyordu. Bu tavırda ‘sizin muhatabınız değilim, sizinle ancak oğlum muhatap olur” mesajı da saklı mıydı, bunu kendisi daha iyi bilir.

Mesele elbette kimin cevap verdiğinden ibaret değil. Sami İslamoğlu’nun tipik bir ulusalcı mantıkla yazdığı cevaplar bir yana, Feyzullah Akyol’un yazdıkları tam manasıyla edep yoksunu ifadeler içermekteydi. Aşağıda bunları okuyabilirsiniz.

Doğrusu bunca çirkin, ölçüsüz, ahlak ve edep yoksunu ifadeyi tek tek deşmeye gerek görmüyoruz. Söylediklerinin düpedüz yalan olduğunu bizi tanıyanlar da, İslamoğlu üzerinden kendisine bağlı topluluğun son yıllarda geçirdiği hızlı evrimi takip edenler de çok iyi bilir.

Ama bir noktanın altını ısrarla çizme gereği duyuyoruz. Feyzullah Akyol güya gelenekçi çevrelere yumuşak yaklaşıyor olmamızın ardında devletten kültür kredileri alamama korkumuz olduğunu yazmış. İfadesi aynen şöyle:

“Siz devletten (uydurulmuş dincilerle beraber) aldığınız kültür projeleri aksamasın diye “Uydurulmuş Din, İndirilmiş” söylemine şiddetle karşı çıkarsınız.”

Gelenekçi çevrelere nasıl yaklaştığımız tartışmasına hiç girmeden basitçe ve özetle şunun altını çiziyoruz. Bu iddianızı ispatlamazsanız yalancısınız, müfterisiniz!


Akabe Vakfı Müdürü Feyzullah Akyol'un sosyal medyada konuyla alakalı yazdıkları şöyle: 

Okuduğunu çarpıtarak anlamak isteyen (yada anlama kapasitesi olmayan), islami bakışını birkaç kavram üzerine bina etmiş, kör kütük islamcılık sarhoşu kafalar bu cümleleri anlayamazlar.

Kemalizmi tekrar canlandırıp cilalayan yöneticilere destek vermekte hiçbir beis görmeyen kafa, yıllardır toplumu sadece Kemalist ve islamcı pencereye mahkum etmiş bakışın dışında vicdana dayalı bir pencere açılışına tahammül edemiyor. Çünkü bütün yatırımları burası ve buradan dolmuşa bindiriyorlar insanları.

- Yok kardeşim ! siz sadece kendi tebanızı bu sahte, sloganik, tarih bilgi ve kıyasından yoksun bakışınızla elde tutmaya çalışıyorsunuz.

- Sizin ancak sesiniz hamaset için yükselir.

Arsızlık ve adaletsizlikle ilgilendiğiniz yok

- Siz israile küfreder ama israiliyatı dibine kadar savunanlara kardeşim diye sarılırsınız

- Siz devletten (uydurulmuş dincilerle beraber) aldığınız kültür projeleri aksamasın diye “Uydurulmuş Din, İndirilmiş” söylemine şiddetle karşı çıkarsınız.

- Ağzına kadar yalan ve iftira dolu medyalarda boy gösterir, sonra karşı mahalleye kendinizi rahatlatmak için küfredersiniz

- Köhne zihinleri güya eleştirir ama Talibandan medet umacak kadar basiretsizleşirsiniz.

- Dün yayınladığınız uydurulmuş dini deşifre eden çevri eserlere bu gün çıkar gereği sahip çıkmazsınız

- Mahalle pislik ve kokudan geçilmiyor, siz habire halının altına süpürüyorsunuz.

Yaşadıkça daha çok şeyler göreceğiz ama bu zihinle siz sanki islamcılık çukurundan çıkamayacaksınız.

Yorum Analiz Haberleri

Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...