Haksöz Haber
Türkiye kişi yüceltme, putlaştırma geleneğinin bir hayli güçlü olduğu bir ülke. Resmi ideolojik doktrinasyonun da katkısıyla bu alanda yapılan edilenlerin akılla mantıkla izah edilemeyeceği ise ortada. Öyle ki, Türkiye’nin bu alanda Kuzey Kore’den ancak bir tık geride olduğu rahatlıkla söylenebilir ve zaten Mustafa Kemal’in devletin resmi-gayrı resmi yönlendirmesi ve zorlamasıyla ‘bu ülkenin ilahı’ konumuna oturtulduğu da bir sır değil.
Her gün pek çok alanda değişik tezahürleriyle karşılaştığımız bu durumu en net özetleyen görüntüler şehirlerin meydanlarını, devlet dairelerini, okulları, hatta özel işletmeleri bekleyen heykeller ve büstlerle karşımıza çıkmakta.
Dindar camianın on yıllardır dışa vurmakta zorlansa da büyük bir rahatsızlık ve öfkeyle karşıladığı bu görüntü aynen korunmaya devam ederken, son dönemde buna ilave bazı görüntülerin de eklenmeye çalışıldığı görülmekte. Mustafa Kemal’e ilaveten çeşitli kamu kuruluşlarının işgüzarlığıyla Tayyip Erdoğan’ın resimleri, heykelleri, büstleri yavaş yavaş kamusal hayatın bir parçası haline getiriliyor.
Şanlıurfa
Samsun
İzmit
İzmit
Bu gidişat hayra alamet değil! Kişi yüceltme eğiliminin rahatlıkla putlaştırmaya dönüşebilme riski taşıdığı bilinmekte. Heykel deyip, büst deyip geçmemek lazım. Üstelik de her zaman bu tür şeyleri putçuluk olarak takbih eden kesimlerin şimdilerde bu çirkinliğe kapılması daha da dikkat çekici.
Güzeldi, çirkindi demeksizin, sanat ve estetik kaygılarını öne çıkartmaksızın tazim içeren bu görüntülerden kurtulmak gerekli. Bu durum açık bir tehlike teşkil ediyor. Üstelik de ortaya konan ürünlerin çirkinliğinin, basitliğinin durumu çok daha vahim hale getirdiğine kuşku yok!
Bu noktada öncelikle Tayyip Erdoğan’ın bu gidişata dur demesi, kendi adına ortaya yapılan bu işgüzarlığın içerdiği yanlışa, çirkinliğe müdahale etmesi gerekiyor!