Samed Karagöz / Yeni Şafak
Siyonizm'le mücadele
7 Ekim 2023’ten itibaren bir kısım insan Siyonizmle nasıl mücadele etmek gerektiği konusunda kafa yoruyor. Bu konuyla alakalı yapılması gereken husus aslında çok basit. Öncelikle karşınızdaki düşmanın silahlarını bilmemiz gerekiyor ve buna göre bir taktik geliştirmeliyiz. Siyonizmin her alanda olduğu gibi sanat alanında da yaptığı çalışmalar temelinde çok benzer. Sanatın ilerlemesi gereken üç temel husus var. Sermaye, dayanışma ve inanç.
Sanat diğer bütün “meta”lardan farklı olarak sermayeye çok daha muhtaçtır. Tarih boyunca bu durum değişmemiştir. Sanatın en büyük hamisi yüzyıllar boyunca padişahlar, hükümdarlar ve kilise olmuştur. Zaman içerisinde burjuva sınıfı oluşmaya başlaması ve kişisel servetlerin ortaya çıkmasıyla, ki bunun tarihteki en büyük örneği Medici Ailesidir, sanatçıların koruyucuları da değişmiştir. Bugün artık bankalar, iş insanları sanatçıların hamiliğini yapmaktadır. Bunu yaparken de oyunun kurallarına göre oynamakta herkes. 500 yıl önceki gibi bir korumacılık yapılmıyor. Sanatçının eserlerini satın almak, daha henüz sanatçı değilken, yeni yeni eserler ortaya koyarken takibe alıp onun eserlerini satın alarak desteklemek şeklinde ilerliyor bu durum.
Bugün gerekli sermayeye sahipseniz ve sanatla ilgileniyorsanız; sanatçılarla, hepsiyle değil ama doğru bir kısmıyla, iletişim halindeyseniz sanat dünyasında dokunulmaz kalırsınız. Türkiye’den örnek vermek gerekirse birçok marka Türkiye’de sanat dünyasında eleştirilemez, dokunulmazdır çünkü bu markalar ve bu markaların sahipleri aynı zamanda Türkiye’nin en büyük sanat koleksiyonerleridir.
Bir diğer husus ise dayanışma. Dışarıdan gelecek her türlü eleştiriye karşı birlik içindedir Siyonistler. İçeride farklı reaksiyonlar gösterseler bile Siyonizme yapılacak eleştirilerde ilk etapta söylenecek söz bellidir. Hemen karşılarındakini Yahudi düşmanlığıyla yaftalarlar. Eğer Siyonizmi eleştirirseniz siz antisemitsinizdir ve bunun, geçmiş günahlarından dolayı, Avrupa’da affı yoktur.
Son husus ise inanç. Bütün bu hareketler belirli bir inanç dahilinde gerçekleşir. Uzun zaman önce hazırlanmış bir plan dahilinde hareket edilir. Bu planda yer alan aktörlerin çok az kısmı rollerinin farkındadır. Onlar yapmaları gerekeni gerçekleştirirken büyük planda neye karşılık geldiğini hatta çoğu zaman bir plan dahilinde olduklarını bile, bilmezler.
Biz Müslümanlar Siyonizmin bu araçlarının farkında olsak bile işimiz çok zor. Ama asla imkansız değil. Bu alanda dertli sermaye sahibi 10 kişiyle bile dünyada fark yaratmak mümkün. Lakin burada işin en zor kısmı sermaye sahiplerine düşüyor. Yıllarca hiçbir karşılık almadan bu alana “yatırım” yapmak, bunun bir mücadele sahası olduğunu düşünerek iş yapmak çok zor. Çünkü Siyonistlerden farklı olarak bizim sermayeyle ilişkimiz farklı. Onlar için para kazanırken her yol mübah. Bizde ise durum çok farklı. O yüzden bizim sermaye sahiplerimizin birikimlerinden “vazgeçmesi” çok da kolay olmuyor. Bir diğer husus ise sanatın en önemli silahlardan biri olduğunun hâlâ farkında olunmaması. Geçmişten gelen zanaatler üzerinden bugüne dair bir hikaye anlatmak, bir görüş oluşturmak mümkün değil. Bu da bir plan dahilinde ilerlemeyi imkansız kılan unsurlardan biri olarak karşımızda duruyor.