Abdullah Yıldız / Yeni Akit
Lânetli Siyonistler
Bugünkü Siyonizm’in ta kendisi olan lanetli Yahudi geleneğini Kur’ân-ı Kerîm detaylıca bize tanıtır. Bir ırk, soy veya dini grup olarak değil, olumsuz tutum ve davranışların tamamını kuşanmış zalim, inkârcı ve “lanetli” bir güruh (Siyonist topluluk) olarak karşımızda duran insanlığın baş belası bu “şer odak” belli başlı karakteristik özellikleriyle ne kadar iyi tanınırsa, o oranda onlara karşı doğru bir tavır takınılabilir:
Hakikati inkâr etmeleri ve yaptıkları sözleşmeleri bozmaları sebebiyle Yahudileri lanetleyen Rabbimiz bu yüzden onların kalplerini kaskatı kılarak mühürlemiştir; dolayısıyla onların pek azı iman eder (Bakara 2/88; Nisa 4/155; Maide 5/13). “Yaratılmışların en şerlileri” olup cehennemde ebedi kalacak olan bu inkârcılar taifesine (Beyyine 98/1-6), ayrıca şu sebeplerle lânet edilmiştir: Allah’ın kelimelerini saptırıp İslâm’a karşı kin ve hınç beslemeleri, Peygamberler (a.s) ve Müslümanlar ile alay etmeleri, Meryem annemize bebeği Hz. İsa (a.s) üzerinden büyük iftira atmaları (Nisa 4/156; Meryem 19/27); Allah’a ve peygamberlerine isyan etmeleri ve günahta haddi aşmaları… İşte bu ve benzeri taşkınlıkları sebebiyledir ki inkârcı Yahudilere, Davud ve Meryem oğlu İsa’nın diliyle lânet edilmiştir (Maide 5/78). Yüce Allah (cc), ayetlerini inkâr edip peygamberlerini haksız yere öldürmeleri, kibirlenmeleri, isyanları, aşırılıkları ve nankörlükleri sebebiyle üzerlerine zillet (aşağılık) ve meskenet (horluk) damgası da vurduğu Yahudilere gazap üstüne gazap edecektir (Bakara 2/61, 90; Âl-i İmran 3/112; Maide 5/70; Bakara 2/67, 87, 90).
Yahudiler Resûlüllah’a (sa), ona vahyi getiren Cebrail’e ve Kur’ân’a düşmandırlar (Bakara 2/97).
Allah’ın yolunda (İslâm’da) çarpıklık arayarak insanları ondan çevirmeye çalışırlar (Âl-i İmran 3/99).
Kıskançlıktan dolayı, müminleri imanlarından sonra inkâra döndürmeyi arzularlar (Bakara 2/109).
Ağızlarıyla Allah’ın nûrunu söndürmek isterler ama Allah nûrunu kesinlikle tamamlar (Tevbe 9/32).
Müminlere karşı düşmanlıkta insanların en şiddetlisi Yahudiler ve müşriklerdir (Maide 5/82).
Müslümanlara karşı sinsi tuzaklar kurarlar;bu amaçla müminler arasında casusluk yaparlar ve Müslümanlara düşman olan topluluklarla iş birliği yaparlar (Âl-i İmran 3/54; Maide 5/41).
Müminlere olan kin ve düşmanlıklarını açığa vurur, onlar aleyhine planlar kurarlar (Bakara 2/76).
Müminlere her fırsatta sıkıntı verir, kin beslerler; öfkeleri ağızlarından taşar (Âl-i İmrân 3/118-120).
Yahudiler ve Hıristiyanlar, geçmişte olduğu gibi bugün de, yarın da Müslümanlar onların milletlerine (dinlerine ve hayat tarzlarına) tabi olmadıkça onlardan asla hoşlanmaz/razı olmazlar (Bakara 2/120).
Sadece hoşlanmamakla kalmazlar, Müslümanlardan intikam almaya da kalkışırlar (Maide 5/59).
Ne zaman sözleşme yapsalar, mutlaka onu bozarlar, bozmuşlardır, bozacaklardır (Bakara 2/100).
Sürekli olarak yeryüzünde fitne çıkarmaya ve bozgunculuğa çalışmışlardır, çalışırlar (Maide 5/64).
“İçlerinden pek azı dışında, onlardan sürekli ihanet görür durursun(uz).” (Maide 5/13).
Onların ve din âlimlerinin çoğu yalana kulak tutan haram yiyiciler olup, yasaklandığı halde faiz alanlar ve insanların mallarını haksızca yiyenlerdir (Nisa 4/161; Maide 5/42; Tevbe 9/34).
Onlar, kendilerinden olmayanlara her türlü kötü muameleyi meşru görenlerdir (Âl-i İmran 3/75).
Allah’a oğullar ve kızlar yakıştıran, cinleri Allah’a eş koşan (Bakara 2/116; En’am 6/100; Tevbe 9/30); Allah’ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rabler (ilahlar) edinen (Tevbe 9/31), buzağıya/boğaya tapan (Nisa 4/153, Bakara 2/51), Allah’ı cimrilikle suçlayan (Âl-i İmran 3/181) sapkınlar güruhudur.
Onlar, kendilerine bin yıl ömür verilsin isteyen, hayata hırsla bağlanan dünyacılardır(Bakara2/96).
Onlar, gerçek müminlerle savaşırlarsa arkalarını dönüp kaçacak olanlardır (Âl-i İmran 3/111).
Allah’a ve Resulüne düşmanlıklarının cezası ise dünyada sürgün, ahirette de azaptır (Haşr 59/3-4).
Hasılı; Kur’ân’da bütün özellikleri deşifre edilen lânetli Yahudilerin Resulullah (s.a) ve önceki elçiler devrinde yaşayanları ile günümüzdeki Siyonist versiyonunun karakteristik yapıları birebir örtüşmektedir.
Kur’ân’ın sıklıkla dikkat çektiği bu “lânetli” topluluğu bütün yönleriyle bilmemiz, şimdiki Siyonistleri de iyi tanıyıp onlara karşı duruşumuzu netleştirmemiz bakımından oldukça önemlidir, vazgeçilmezdir.
Bu “en şerli” güruhun izmihlâli ise, Müslümanların Kur’ân ve sünnete uygun, muvahhid (Allah’ı birleyen) ve müttehid (aralarında birlik olan) gerçek müminler topluluğu olmalarına bağlıdır, vesselâm.