Faruk Önalan / Açık Görüş
"Senin yüzünden ölüyoruz!"
Gazze'ye yönelik acımasız saldırılar aylardır devam ederken, İsrail ordusu Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugaylarına karşı üstünlük kuramamıştır. Bu süre zarfında çoğunluğu bebek, çocuk ve kadınlardan oluşan on binlerce sivil katledilmiştir. Bu katliamlara rağmen Kassam Tugayları'nın elinde bulunan rehineleri kurtarmak adına düzenlenen onlarca operasyon başarısızlıkla sonuçlanmış; üst düzey komutanlar dahil olmak üzere çok sayıda kayıp verilmiştir.
Gazze Savaşı ve esirlerin serbest bırakılması konusunda müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle İsrail'de ülke çapında her gün düzenlenen gösterilere yüz binlerce kişi iştirak etmektedir. Diğer yandan İsrail güçlerinin soykırım boyutundaki saldırıları karşısında dünyanın birçok ülkesinde İsrail karşıtı protestolar her geçen gün artarak devam etmektedir. Ayrıca boykot kampanyaları da her yönüyle etkisini sürdürmektedir. Birleşmiş Milletler Genel Kurul ya da Güvenlik Konseyinde alınan kararlarda İsrail aleyhine verilen oylardaki yükseliş göze çarpmaktadır.
İç kamuoyu tepkili
Başta Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa'da gerçekleştirilen hükümet karşıtı gösterilerde onlarca kişi gözaltına alınmıştır. Sadece Kudüs'te 19 İsrail vatandaşı tutuklanmıştır. Başbakan Netanyahu'nun resmi konutu önünde güvenlik güçleri ile protestocular arasında şiddetli çatışmalar çıkmış, yoğun bir gözaltı trafiği gözlemlenmiştir. Tutuklanan isimlerden birinin Gazze'de Kassam Tugaylarının elinde tutulan İsrailli bir esirin yakını olması dikkat çekicidir. Gazze saldırısı öncesinde başlayan ve her hafta cumartesi günü başkent Tel Aviv'de düzenlenen hükümet karşıtı gösterilere yüzbinlerce İsrailli katılmakta bu sayı giderek artmaktadır. Son protestolarda muhalefet lideri Yair Lapid'in de ön saflarda görünmesi gözden kaçırılmaması gereken önemli bir detaydır. Netanyahu'nun fotoğrafı ve kanlı el izleri bulunan "Senin yüzünden ölüyoruz, hayatımızdan defol!" yazılı pankartlar ön planda yer almaktadır.
Esirlerin geri alınamaması yanında kuzey sınırında Hizbullah güçleri ile çatışmaların yoğunlaşması beraberinde başka sorunları getirmektedir. Gerilimin daha da tırmanmasıyla tahliye edilen yerleşim yerlerinin sayısı artış kaydetmektedir. Yerleşimcilerin dönüş tarihleri ağustos ayı sonuna ertelenmiştir. Mevcut şartlar göz önüne alındığında bu tarihin yeniden güncellenmesi kaçınılmaz görünmektedir. Haaretz Gazetesi yazarı Amir Oren de son makalesinde söz konusu tepkilere değinmiştir:
"Kamuoyu şu anda Netanyahu hükümetine karşı. Halkın yaklaşık dörtte üçü Netanyahu'dan bıkmış durumda. Onun gitmesini istiyorlar. Ancak bunu parlamento gücüne dönüştürmenin bir yolu yok çünkü 64 sandalyeli koalisyonu hala sağlam. Bu koalisyonda çatlaklar oluşana kadar, rehine ailelerinin ve[Kuzey İsrail'de]yerinden edilenlerin çığlıklarının hiçbir etkisi olmayacak."
Bu doğrultuda Beyaz Saray Temsilcisi Amos Hochstein önce İsrail ardından Lübnan'a bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Hochstein İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Başbakan Benyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant ile görüşmüştür. Sonrasında Lübnan'a geçerek Hizbullah'a yakın olan Şii Emel Hareketi lideri aynı zamanda Lübnan Parlamento Başkanı olan Nebih Berri ve Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile bir araya gelmiştir.
Yolsuzluk davaları
Savaş kabinesi üyeleri Benny Gantz, Gadi Eisenkot'un (eski genelkurmay başkanları) ayrılmasıyla kabineyi feshetmek zorunda kalan Netanyahu üzerindeki baskı giderek artmaktadır. Ancak parlamentodaki aritmetikle (120 sandalyeli İsrail Meclisinde 64 milletvekilinin desteğiyle) koalisyon hükümeti devam etmektedir. Koalisyon hükümetinde oluşabilecek en küçük çatlakla devrileceğinin farkında olan Netanyahu başta aşırı sağcı ortakları Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'e tavizler vererek iktidarının ömrünü uzatmaya çalışmaktadır. Yahudi Gücü Partisinin lideri Ben-Gvir ve Dini Siyonizm Partisi lideri Smotrich'in çekilmesi, Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümetinin sonu demektir. Bu durumda Netanyahu hakkında açılan yolsuzluk davaları ivme kazanacak ve Bibi'ye (Netanyahu) cezaevi yolunun açılması kaçınılmaz olacaktır.
'Milli birliği parçalıyor'
İsrail Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz, Tel Aviv Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada Netanyahu'yu "siyasi nedenlerle ABD ile stratejik ilişkilere zarar vermek ve sahte krizler yaratmakla" suçlamıştır. Gantz ayrıca, İsrail'in 7 Ekim öncesindeki "tehlikeli iç parçalanma ve bölünme durumuna" geri döndüğünü vurgulayarak "Netanyahu'nun davranışlarıyla milli birliği parçaladığını dile getirmiştir.
"Başbakan gecelerini siyasi tartışmalarla geçiriyor, kuzeyde bir çatışmaya hazırlanmakla ya da bölge liderlerine rehinelerimizi geri vermeleri için baskı yapmakla değil."
Gantz'ın "ABD ile stratejik ilişkilerimize zarar veriyor" çıkışının altındaki neden Netanyahu'nun yayınladığı İngilizce bir video ile Beyaz Saray yönetimini sert bir şekilde eleştirmesidir. Gazze'de vahşetin ana sponsorlarından olan Biden yönetimi Refah'a yönelik kara harekatının yapılmaması için çoğunluğu 2 tonluk olan 3 bin 500 bombanın sevkiyatını mayıs ayında askıya almıştı. Netanyahu bu duruma tepki olarak "son birkaç aydır yönetimin İsrail'e silah ve mühimmat vermemesinin akıl almaz olduğunu söyledim" cümlesini sarf etmiştir. Oysa ABD, 7 Ekim saldırılarından bugüne İsrail'e milyarlarca dolarlık silah ve mühimmat yardımında bulunmuştur. Bu çıkış Beyaz Saray'da da tepki ile karşılanmış, Beyaz Saray Sözcüsü "Ne hakkında konuştuğunu gerçekten bilmiyoruz" açıklamasında bulunmuştur. İsmi gizli tutulan İsrailli üst düzey bir yetkili Axios'tan Barak Ravid'e "Amerikalılar çok öfkeli. Bibi'nin videosu çok zarar verdi" bilgisini vermiştir. Bu gelişmeler doğrultusunda Beyaz Saray, ABD ve İsrail güvenlik yetkilileri, 21 Haziran'da Washington'da yapılması planlanan İran konulu üst düzey toplantıyı iptal etmiştir. Özel elçi Hochstein da İsrail ziyaretinde oluşan rahatsızlığı bizzat Netanyahu'ya iletmiştir.
Hareketlilik artacak
Her ne kadar Netanyahu koalisyonu ayakta tutmaya çalışsa da başta "haham yasası" olmak üzere bazı başlıklar altında görüş ayrılıkları ortaya çıkmaya başlamıştır. İsrail hükümetinde koalisyon ortağı Ultra Ortodoks Yahudi Şas Partisi, Binyamin Netanyahu başbakanlığındaki hükümetin dağılmasının an meselesi olduğunu belirtmiştir. Koltuğunun sallandığının farkında olan Netanyahu yeni bir video ile koalisyon ortaklarına seslenmiştir:
"Birçok cephede savaş halindeyiz ve büyük zorluklar ve zor kararlarla karşı karşıyayız. Bu nedenle en güçlü ifadelerle tüm koalisyon ortaklarının yeniden ayarlama yapmasını talep ediyorum. Şimdi küçük politikaların zamanı değil, düşmanlarımıza karşı zafer kazanmak için mücadele eden koalisyonu tehlikeye atacak yasaların zamanı değil. Sadece önümüzdeki görevlere odaklanmalıyız: Hamas'ı yenmek, tüm rehinelerimizi geri getirmek ve hem kuzeyde hem de güneyde yaşayan halkımızı güvenli bir şekilde evlerine döndürmek. Bu nedenle herkesten diğer tüm düşünceleri bir kenara bırakmasını talep ediyorum. Diğer tüm çıkarları bir kenara bırakın."
Gerek İsrail'de gerekse dünyada her gün artan protestolar, her türlü desteğin verilmesine rağmen Netenyahu tarafından hedef alınan ABD'nin rahatsızlığı vekoalisyondaki çatlaklar yakın dönemde İsrail'de haraketliliğin daha da artacağını işaret etmektedir.