İşgalci İsrail sinema, medya ve algı operasyonları marifetiyle kendine yıllar içinde muazzam bir kalkan meydana getirdi. İmha edilemez Merkava’lar, yenilmez bir ordu, kusursuz, efsanevi istihbarat örgütleri, hesaplı hareket eden profesyonel iktidar, hemen herkesin kendisine kul olduğu bir dünya idi oluşturulan. Nazi’lerin yaptığı Yahudi katliamını, kendi zulümlerini örtmek için kullanışlı bir örtüye dönüştüren İsrail, oluşturduğu “soykırımdan kurtulmuş masum Yahudi” algısı sayesinde her türlü şımarıklığı, işlediği cinayetleri, attığı füzeleri ve hatta 2 milyonluk Gazze’yi çılgınlar gibi 17 yıldır abluka altında tutması bile görmezden gelinmişti.
7 Ekim 2023 günü gerçekleşen Aksa Tufanı Harekâtı başlar başlamaz, Filistin direnişi, ilk 20 dakika içinde yaklaşık 5 bin füzeyi, Gazze semalarından işgal altındaki topraklara fırlattı. Demir Kubbe, kevgire döndü. Duvarları yıkan, tel örgüleri, hendekleri aşan direnişçiler karakolları, askeri noktaları ve istihbarat merkezlerini ele geçirdi. İşgalci İsrail’in tarihindeki en ağır askeri kaybı verdiği günde, istihbaratının ne kadar zayıf olduğu da herkesçe görülmüş oldu. Harekât sonrasında, aslında işgalcilerin her şeyden haberdar olduğu, müsaade edildiği, askerden ziyade sivil kayıpların olduğu algısı servis edilmeye çalışıldı ama yaşanan panik ortamı dikkatlerden kaçmadı.
İşgalciler, direnişin tokadıyla öyle sersemleşti ki kara harekâtı kararı almaları 3 haftayı buldu. Haftalarca yoğun bombalanan, her türlü füzenin sayısız sortilerle denendiği Gazze, durmaksızın ateş altında tutulduktan sonra işgalcilerin kara birlikleri, meşhur Merkava tanklarının arkasına saklanmak suretiyle ancak şehirlere girebildi.
Merkava. İbranice karşılığı, Savaş arabası. İsrail’in bağımsızlık ve yenilmezlik sembolü. Tel Aviv’in çelikten kalesi. 120 mm devasa bir topa ve aynı zamanda 60 mm uçaksavar topuna sahip; bununla birlikte iki adet 50 kalibrelik Browning M2 otomatik makineli tüfeğinin ve 762 MAG otomatik makineli tüfeğin üzerinde bulunduğu zırhlı bir canavar. Ayrıca füze savunma sistemi de muazzam. Düşman füzeleri uzak mesafedeyken bile tespit edip imha edebilme kabiliyeti Merkava tankını korkutucu hâle dönüştürüyor. 360 derece durumsal farkındalık komuta kontrol ekranına yani benzersiz bir görüş algısına, hassas sensörlere sahip teknoloji harikası bir savaş makinesi. Ayrıca Merkava’da” trophy” olarak adlandırılan füze/roket saptırıcı sistemler bulunuyor. Bu sistem meskûn mahal içinde isabet almasını düşürmek için geliştirilmiş. Merkava, tam bir meskûn mahal makinesi. 5. Nesil muharebe teknolojilerinin hepsini üzerinde toparlamış bir organizma. Gücün, kuvvetin, iradenin sembolü. Uzaktan görünüşüne aldanmayın, yakından bakınca devasa bir heyula sanki.
Efsaneleşmiş/efsaneleştirilmiş Merkava’lar büyük bir özgüvenle Gazze’ye girdiler. Sivillerin yaşadığı binalar gökyüzünden uçaklarca, yeryüzünde topçu ve tank atışlarıyla yerle bir edildi. Akbabalar gibi semada gezen işgalci uçaklarından Gazze halkına eş zamanlı olarak şu mesaj paylaşıldı: ''Kassam'ın artık yumurta haşlayacak gücü ve zamanı kalmadı''. Bunun üzerine mücahitlerden yanıt gecikmedi: ‘Kassam Merkava tankı kızarttığı için yumurta haşlayacak zamanı yok!'' Çıplak elleri, yalın ayaklarıyla ellerine bomba alan mücahitler, Merkava’nın sıfır noktasına kadar yanaşıp, çelik makineleri alev topuna çevirdiler. Kassam savaşçıları Gazze’nin her köşesinden, toprağın, kumun içinden bir anda çıkıp tankları, zırhlı araçları ve dozerleri havaya uçurdular. El-Kassam video yayınlıyor. Eline mayını almış bir mücahit, Yasin Sûresi 9. Ayeti sesli okuyarak Merkava’ya yaklaşıyor. “Biz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler." Yürüyen Kur’an olursanız, ayetler de ete kemiğe bürünüyor sanki. 360 derece görüş açısına sahip, sonsuz sensör algısı ile kusursuz olan tankın yanına gelen mücahit elindeki bombayı tankın üzerine bırakıp selametle tüneline dönüyor. Kör olmuş teknoloji, alık alık kalıyor orada. Sonrasında ateşten bir topa dönen, içi kavrulmuş işgalci askeri dolu bir Merkava yığını.
Her türlü şarta hazır hâlde bulunan ve Gazze’ye hücum eden bu tanklar, insan faktörünü ve Gazzelilerin inanç kalkanını hesap etmemişlerdi. Yasin 105 adlı omuzdan atılan Kassam roketleri, Merkava’ların kâbusu oldu. Gazze'nin kuzeyindeki Cebeliye'nin doğusunda, Han Yunus şehrinin batısındaki Takaddam ekseninde, Al-Zaytun mahallesinin güneyinde, Tel El Hava mahallesinin eteklerinde, El-Muğraka bölgesinde, Selahaddin Caddesi istikametinde, Cuhr el-Dik’te, Deir El Balah'ın doğusunda, Beyt Lahia'nın güneyinde, Cebeliye mülteci kampındaki El Faluga’da, Şeyh Rıdvan’da, Tel el-Zaatar'da, El-Mahatta’da, El-Katiba’da, Zenna’da, Şucaiye’de, Beni Süheyla’da, El-Amal Mahallesi’nde bir bir avlandı Merkava’lar. Yasin 105’lerle, Sa’ir füzeleriyle, Şavaz adlı patlayıcılarla, Tandum ve Radiyye roketleriyle, el yapımı patlayıcılarla, PRG’lerle çelikten kalkanlar eritildi; tanklar içinde saklanan işgalcilerin cehenneme biletleri kesildi.
Merkava’lar bir bir patlatılırken, işgalci İsrail askerlerinin kahramanlıklarına ve fedakârlıklarına dair 5 ay içinde tek bir haber dahi geçilmedi ajanslara. Düzmece bir kahramanlık hikâyesi bile üretilemedi. Tam aksine işgal ordusunun talanlarına, hırsızlıklarına, alaycılıklarına ve tacizlerine maruz bırakıldı tüm Dünya. Şehitlerin yüzüklerine, ölü çocukların bisikletlerine tevessül eden aşağılık yaratıklardan başka değildi karşımızdaki işgalciler. Buna karşılık işgale direnen Filistin direnişinin kahramanlıklarına, dayanışmasına ve vefasına ilişkin sayısız kayıt düştü insanlığın önüne. Öyle örneklikler ortaya çıktı nesiller boyunca anlatılsa yeridir. Ebu Ubeyde gibi dengi olmayan bir kazanımımız var mesela. Vakar sahibi. Sözü ve eylemi birbirine denk bir mücahit. Örnek bir şahsiyet. Sadece O değil. Tankı füzeyle patlatıp çocuk gibi sevincinden havalara uçan mücahitler gördük. Secdede can veren mücahit imam Taser Ebu Taimah’a şahitlik ettik. Üzerinde yırtık eşofmanla tank vuran mı dersiniz, tek kolu olmadan havan topunu kullanan mı yoksa uçsuz bir kuyudan çıkar gibi tünelden çıkıp bir saniye içinde tankı görüp eş zamanlı roketi ateşleyebilecek cevvallikte hareket eden mücahitler mi dersiniz. Ne kahramanlıklar gördü bu gözlerimiz.
Baştan aşağı siyahlar içinde, üzerinde pelerin varmış gibi koşan, ayağında beyaz spor ayakkabısıyla son derece şık bir mücahit omzunda roketiyle savaş alanına koşuyor. Bir tank vurulmuş. Ona yardıma başka bir tank gelmiş. Böylesine ateşli bir meydana gelip, nişan alıp tankı havaya uçurup sakince alandan uzaklaşan ve 25 yıl önce işgale karşı direnirken şehit olan babası gibi 7 Mart’ta şehadet haberi gelen Hamza Amir, unutulur mu hiç?
İşgalci İsrail savunmasız sivillere karşı tüm gücünü kullanarak soykırım gerçekleştirdi. Bununla birlikte sahada mücahitlere karşı başarı elde edemedi. Tankların içinde Gazze’ye girip, tabutlarla evlerine dönen işgalcilerin sayısı, İsrail kamuoyunun kaldıramayacağı büyüklükte. Bugün Gazze yerle bir edilmiş gibi görünse de asıl yerle bir olan işgalci İsrail’in yenilmezlik, dokunulmazlık anlayışından başka bir şey değildir. Bu bilinç kazanımının kıymetini ilerleyen yıllarda daha iyi anlayacağız. Korku duvarları yıkılınca insanoğlunun perspektifi de genişliyor. Bakış açısı genişleyen, nice az ve inanmış toplulukların büyük toplulukları galebe çaldığını gören insanoğlunun neler yapacağını zamanla göreceğiz.